29 Mart 2024, Cuma
Haber Giriş: 16.08.2022 20:54 | Son Güncelleme: 17.08.2022 04:31

Trump'la tekrar gündeme geldi: Casusluk Yasası Birinci Dünya Savaşı'na uzanıyor

Eski ABD Başkanı Donald Trump'ın, Florida’daki evine 8 Ağustos’ta Federal Soruşturma Bürosunca (FBI) yapılan baskının ardından Casusluk Yasası yeniden gündeme geldi
Trump'la tekrar gündeme geldi: Casusluk Yasası Birinci Dünya Savaşı'na uzanıyor

New York Times’ın haberine göre, 1. Dünya Savaşı dönemine ait uyuşmazlıklara karşı koymak için kullanılan Casusluk Yasası, zamanla hükümetin casuslara ve izinsiz sızıntılara karşı kullandığı yasal araç haline geldi.

Yasaya göre, ABD'ye zarar verebilecek ya da ABD düşmanlarına yarar sağlayabilecek ulusal savunmaya ilişkin bilgilerin izinsiz saklanması ve ifşa edilmesi suç sayılıyor.

Genellikle casuslara, gazetecilere belge sızdıran devlet çalışanlarına karşı kullanılan Casusluk Yasası ihlal edildiğinde bireyler en az 10 yıl hapis cezasıyla karşı karşıya kalıyor.

Normal koşullarda "Casusluk Yasası" tarafından korunan bir belge, "gizli belge" olarak sınıflandırılır ancak üst düzey yürütme organı ve "Casusluk Yasası" birlikte çalıştığı için yasa tarafından korunmak için belgenin sınıflandırılması gerekmiyor.

Casusluk Yasası, ilk kez ilan edildikten bir yıl sonra 1918'de ihlal edildi

ABD'de, 1917’de eski ABD Başkanı Woodrow Wilson’un çağrısı üzerine "Casusluk Yasası" kabul edildi.

ABD'nin 1. Dünya Savaşı'nda muhalefeti bastırmak amacıyla söz konusu yasa ile ABD'ye zarar verebilecek ya da ABD düşmanlarına yarar sağlayabilecek ulusal savunmaya ilişkin bilgilerin izinsiz saklanması yasaklandı.

1918'de bazı değişiklikler ile ABD'ye sadakatsizlik ve hakaret içeren konuşmaların yasaklanması kararı alındı.

Savaş sırasında The Spirit of 76 filminin yapımcısı, yasa kapsamında yargılandı ve 1918'de hapis cezasına çarptırıldı.

Son değişiklik 1950'de

Ulusal Güvenlik Avukatı Mark S. Zaid, yapımcının, ABD'nin 1. Dünya Savaşı müttefiki İngiltere'yi baltaladığı ve kışkırtıcı ibareler içerdiği gerekçesiyle "Casusluk Yasası" kapsamında yargılandığını kaydetti.

1918'de yasada yapılan değişiklikler, 1921'de yürürlükten kaldırıldı ve yasa hakkında en son 1950'de değişikliğe gidildi.

Yasa kapsamında 1950'lerde Sovyetler Birliği'ne nükleer bilgiye dair sırları paylaştığı iddiasıyla Julius ve Ethel Rosenberg, 2002'de CIA ajanları Aldrich Ames ve Robert Hanssen ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.

"Casusluk Yasası"nda, 1950'den bu yana önemli değişikliklerin yapılmadığı belirtiliyor.

Ulusal Güvenlik Avukatı Zaid, son yıllarda devlet sırlarının paylaşılmasına işaret ederek, e-postalar, kısa mesajlar ve diğer teknolojilerle hükümetin bir belgeyi daha kolay izleyebileceğini ve bilgiyi kimin sızdırdığını kanıtlayabileceğini aktardı.

Yasanın gözden geçirilmesi konusu ülkeyi ikiye bölüyor

Trump ile gündeme gelen "Casusluk Yasası", toplumun bazı kesimlerince eleştiriliyor ve yeniden revize edilmesi isteniyor.

Sızdırılan gizli bilgilerin içeriği hakkında bir kanıt sunulamadığı ya da kamuoyunun neyi ve neden ifşa ettiğini bilme konusunda tekrar gözden geçirilmesi belirtiliyor.

Öte yandan 1. Dünya Savaşı'ndan kalan yasanın destekleyicileri, söz konusu yasanın gözden geçirilmesinin ulusal güvenliği baltalayacağını söylüyor.

Yasanın revize edilmesini isteyenler, Casusluk Yasası'nın temel sorununun, adalete ya da kamu yararına itirazda bulunmanıza izin vermemesini eleştiriyor. Bu yüzden söz konusu yasanın tekrar gözden geçirilmesi isteniyor.

Bunun yanı sıra Ulusal İstihbarat Direktörü'nün, çok sayıda belgenin gereksiz yere "gizli" sınıflandırılması yapıldığına dair bir inceleme başlattığı aktarıldı.

ABD'de henüz bir başkan "Casusluk Yasası" ile yargılanmadı

Yasa uyarınca bu zamana kadar henüz hiçbir ABD başkanı yargılanmadı. Ancak ABD Başkanlığı için 5 kez Amerika Sosyalist Partisi adayı olan Eugene V. Debs 1918'de savaş sırasında taslağı eleştiren konuşma yaptığı gerekçisiyle 10 yıl hapse mahkum edilmişti. Debs, 3 yıl sonra hapishaneden başkanlık için tekrar aday olmuştu.

Trump'ın evine yapılan FBI baskını

Eski ABD Başkanı Donald Trump'ın, Florida’da bulunan Mar-a-Lago malikanesi, 8 Ağustos sabahı FBI ajanlarınca düzenlenen baskınla aranmıştı.

Trump, yaptığı yazılı açıklamada, "Bu, milletimiz için karanlık bir zamandır. Daha önce hiçbir ABD başkanının başına böyle bir şey gelmedi" ifadeleriyle baskına tepki göstermişti.

Yaklaşık 40 FBI ajanının 9 saatten fazla süren aramasında, Trump’ın özel kasasına girildiği kaydedilmiş, Mar-a-Lago’dan 10'dan fazla kutu kanıt toplandığı haberlere yansımıştı.

Kaynak: AA