Çin’le Türkiye arasında 2017’de imzalanan suçluların iadesi anlaşması TBMM’de onay bekliyor Çin, Ankara üzerindeki baskısını artırırken, Türkiye’deki 50 bine yakın Uygur Türkü diken üzerinde. Türkiye ile Çin arasında üç yıl önce imzalanan ‘suçluların iadesi’ anlaşması, hem iki ülke ilişkilerini hem de Türkiye’de yaşayan on binlerce Uygur Türkü’nün hayatını yakından ilgilendiriyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, suçluların iadesi anlaşmasını ilk olarak 2017’de Pekin’e yaptığı ziyaret sırasında imzaladı. Ulusal Halk Kongresi 26 Aralık’ta anlaşmayı onayladı. Şimdi top Türkiye’nin sahasında. Anlaşma devreye girmek için Türk Meclisi’nden onay bekliyor. Meclis henüz anlaşmayı onaylamadı ama er ya da geç ülkenin Çin ve Uygur halkıyla ilişkilerini şekillendirecek bir karar vermesi gerekiyor. Türkiye’deki Uygurlar, iki toplum arasındaki kültürel ve dini bağların, onların Türkiye’deki varlıklarını garantilediğine inanıyor. İade talepleri yeni değil Çin ile Türkiye arasında, halen yürürlükte olan bir iade anlaşması var. Ancak Türk Meclisi’nde bekleyen anlaşma, Çin’in Türkiye’deki Uygurlar için sık sık Ankara’nın kapısını çalmasına yol açabilir. Çin’in Sincan ya da Uygurlar’ın deyimiyle ‘Doğu Türkistan’dan Türkiye’ye kaçan Uygurlar için iade talepleri aslında yeni değil. Mayıs 2020’de, Amerikan haber sitesi Axios, 2014 başında Sincan’dan Türkiye’ye kaçan Enver Turdi için ‘gizlice’ iade talep ettiğini gösteren belgeler yayınladı. Çin, Enver Turdi’yi ‘İslamcı bir internet sitesini’ yönetmekle suçluyor. Turdi ise iddiayı reddediyor. 2020’nin Temmuz ayında ise Almuzi Kuwanhan adlı 59 yaşında bir Uygur kadın Tacikistan’dan Çin’e sınır dışı edildi. Yakınları İngiliz gazetesi The Sunday Times’a ‘Türkiye iade için zaman zaman üçüncü ülkeleri kullanıyor. Almuzi’yi de Tacikistan üzerinden gönderdiler” dedi. Türkiye bu iddiayı yalanladı. Mısır’da Sisi iade etmişti 2017’de Mısır’da Sisi yönetimi, ülkedeki Doğu Türkistalı öğrencileri tutuklayarak Çin’e iade etmeye başlamıştı. Türkiye’deki bazı Uygur aktivistler, suçluların iadesi anlaşmasının onaylanmasının, bu olayın bir tekrarı olabileceği konusunda endişeli. Ancak böyle düşünmeyen aktivistler de var. Türkiye merkezli Uygur hakları aktivisti Nursiman Abdureshid, “Türkiye’nin Uyguları Çin’e geri göndereceğine inanmıyoruz çünkü Türk halkı ile Uygurlar arasında güçlü bağlar var” dedi. Uygur Türkleri, 1952’den bu yana Türkiye’ye sığınıyor. İstanbul merkezli Doğu Türkistan Milli Merkezi, neredeyse 35 bin Uygur’un Türkiye’de yaşadığını ileri sürüyor. Bazı tahminlere göre, bu sayı 50 bine kadar çıkıyor. Ancak Türkiye ile ilişkilerin bazı Uygur Türkleri için bir bedeli var. Süleyman Aziz, Türkiye’den döndükten sonra bir esir kampında 17 yıl hapis cezasına çarptırılan erkek kardeşinin hikayesini anlatıyor. Süleyman Aziz, ABD’nin Virginia eyaletinde epidemiyolog olarak çalışıyor. Süleyman, Ağustos 2016’dan beri 71 yaşındaki annesinden haber alamıyor. İade talebi açık çek değil İade anlaşmaları, ilgili ülkelere, iadesini istedikleri kişilere erişim için açık çek değildir. Ülkeler her vakayı inceler ve belirli koşullar altında iade talebini reddetme yetkisine sahiptir. Türkiye’de yaşayan Uygur aktivist Jevlan Shirmehmet, “Türkiye’nin anlaşmayı imzalaması, tüm Uygurların geri döneceği anlamına gelmez. Türk hükümetine güveniyorum ancak Çin’e güvenmiyorum. Anlaşmanın ilgili hükümleri, her iki ülkenin de ortaklaşa suç saydıkları eylemlerin faillerinin iade edilebilceğini söylüyor” dedi. Jevlan, Çin’in Uygurları ‘yeniden eğitim kampı’ olarak adlandırdığı kamplara sokmaya başladığı 2017 yılından bu yana, Türkiye kamuoyunun değiştiğine inanıyor. Buzzfeed ve başka haber kuruluşları tarafından yürütülen soruşturmada, 1 milyondan fazla Uygur’un alıkonulduğu kamplardaki fabrikalar deşifre edildi. Çinli bir uzman, devlete ait Global Times gazetesine verdiği demeçte, “Türkiye’nin jeopolitik durumu göz önünde bulundurulduğunda, Çin-Türkiye iade anlaşması muhtemelen terörle mücadeleye odaklanacak” dedi. Uluslararası Af Örgütü tarafından yapılan bir araştırma, Çin’in Kuzey Amerika ve Avrupa’da yaşayan Uygur Türklerini sindirmek için kampanya başlattığını ortaya çıkardı. Çin büyükelçilikleri, telefon görüşmeleri ve WeChat gibi mesajlaşma uygulamaları aracılığıyla bu ülkelerdeki Uygurları izliyor. Gazi Üniversite’sinden uluslararası ilişkiler profesörü Abdürreşit Celil Karluk, “Şu anda Ak Parti ve MHP, Türk hükümetinin kilit partileri. Bir yanda muhafazakar İslami görüşü savunan bir parti, diğer tarafa ise pan-Türk söylemini benimseyen bir parti var. Uygurlar Müslümandır ve Türk kökenlidir. Hükümetin bu konuda karar vermesi çok zor. Çin hükümeti, Ankara’da geniş çaplı lobicilik faaliyetleri yürütüyor. Ancak burası, Pakistan veya Kazakistan’dan farklı bir ülke” dedi. Manipülasyona açık süreç Suçluların iadesi anlaşmaları, iade talebinin hükümetler tarafından siyasi nedenlerle manipüle edilmesi girişimlerine her zaman açıktır. Türkiye’nin Cezaî Konularda Uluslararası Adlî İşbirliği Kanunu, “Talep edilen kişinin ırk, etnik köken, din, veya bir grupla ilişkisi veya siyasi görüşleri nedeniyle işkenceye ve zalimce muameleye maruz bırakılacağı veya soruşturmaya tabi tutulacağı yönünde güçlü bir varsayım varsa, talep yerine getirilmez” diyor. Türkiye, Avrupa Konseyi üye devletleri arasında suçluların iadesini öngören Suçluların İadesine Dair Avrupa Sözleşmesi’nin imzacılarından. 2007-2016 arasında Türk hükümeti, 21 Avrupa ülkesinden 399 kişinin iade edilmesini talep etti. Çin iade anlaşmasını 81 ülkeyle imzaladı Çin, iade sürecini oldukça cömer tkullandı. Xinhua haber ajansına göre Çin, 81 ülkeyle 169 iade anlaşması ve karşılıklı adli yardım anlaşması imzaladı. Çin Halk Cumhuriyeti’nin suçluların iadesi yasasının dördüncü maddesi, “Çin Halk Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı suçluların iadesi için iletişim kuran makam olarak belirlenmiştir” diyor. Çin Dişileri Bakanlığı, ‘savaşçı kurt diplomasisi’ni benimsiyor. Çin, 2019’da İspanya’dan Tayvanlı 94 şüpheliyi doğrudan Pekin’e iade etmesini istedi. İspanya, bu talebi yerine getirdi ve 94 kişiyi Taipei’ye göndermek yerine Çin’e gönderdi. Çin, Kamboçya, Filipinler ve Avrupa ülkelerinden de benzer taleplerde bulundu. Son zamanlarda, Huawei’in CFO’su Meng Wanzhou’nun iade davası tüm dünyada haber oldu. Huawei CFO’su Meng Wanzhou, ABD mahkemesi tarafından New York’ta yargılanmak üzere aranıyor. Bu arada, Türkiye’deki Uygur aktivistleri, Türk vatandaşlarına ve onların ortak kültürel mirasına güveniyor. “Nihai kararı Türkiye Büyük Millet Meclisi verecek. Türkiye ile Çin arasında ekonomik ilişkiler gibi, çok önemli bağlar var. Ancak böyle bir karar Türk halkı tarafından kolay kolay kabul edilmeyecektir.” Ekonomik bağlar derinleşti Abdürreşit Celil Karluk, Türkiye’deki Uygurların yüzde 80 ila 90’ına uzun dönem oturma izni verildiğini söyledi. Ancak borç alma veya iş bulma konusunda sınırlamalar devam ediyor. Türkiye ve Çin ilişkileri, son yıllarda ekonomik bağlarla derinleşti. Çin Halk Bankası ve Türkiye Merkez Bankası 30 Mayıs 2019’da, 12 milyar Çin Yuanı ve 10.9 milyar Türk Lirası ölçeğindeki swap sözleşmesini yeniledi. Türk Dışişleri Bakanlığı’na göre Çin, 2019 yılı itibarıyla Türkiye’ye 2 milyar dolar değerinde yatırım yaptı. 2013-2019 yılları arasında, Türkiye ile Çin arasındaki ticaret açığı Türkiye lehine 6 milyar dolar azaldı. Çinli telekomünikasyon şirketi Huawei, Türkiye’de kapsama alanını büyüttü. Deutsche Welle’ye göre, Huawei şu anda Türkiye’nin en büyük ikinci araştırma ve geliştirme merkezine sahip. Çin, Türkiye’yi Uygurlar’a karşı yürüttüğü kampanyanın önemli bir ülkesi olarak görüyor. Türkiye’nin anlaşmayı onaylamaması durumunda, Çin büyük ihtimalle misilleme yapacak. Türkiye’nin önünde zor bir görev var.