Batılı ülkelerin geçen yıl Ukrayna'nın işgaline tepki olarak Rus petrolüne yasak getirdiğini açıklamasının ardından, ABD ordusuna hizmet veren bir Yunan rafinerisi uyum sağlamak için hızla harekete geçti. Aylar içinde yatırımcılara yasaklı petrolü kabul etmeyi bıraktığını ve bunun yerine başka kaynaklar bulduğunu söyledi.
Rota değişti, Rusya'nın izi gizlendi
Ancak Rus petrolünün, en azından kağıt üzerinde, tedarik zincirinden bu kadar kolay çıkarılabilmesinin bir nedeni vardı. Washington Post'un nakliye ve ticaret verilerini inceleyerek elde ettiği bulgulara göre, Rusya'dan gelen petrol ürünleri Yunanistan'ın Ege Denizi kıyısındaki Motor Oil Hellas rafinerisine akmaya devam ediyordu. Sadece Türkiye'deki bir petrol depolama tesisi üzerinden yüzlerce kilometre uzakta yeni bir rota izlediler ve bu yolculuk, ürünlerin mülkiyeti Yunanistan'a ulaşmadan önce birçok kez el değiştirdiği için Rusya'nın izini gizledi.
Yaptırımların zayıflığı
Rafinerinin Türkiye'deki Dörtyol limanından akaryakıt tedarik etmesi, Beyaz Saray ve Avrupalı liderlerin Rus petrolüne yönelik ambargoların planlandığı gibi işlediği ve Devlet Başkanı Vladimir Putin'i Ukrayna'daki askeri saldırganlığını finanse etmek için önemli bir gelirden mahrum bıraktığı yönündeki açıklamalarını doğruluyor gibi görünüyordu. Bu sevkiyatların Rusya menşeli malzeme içermesi, yaptırımların ne kadar zayıf olduğunun ve agresif bir şekilde uygulanmadığının altını çiziyor.
The Post'un talebi üzerine sevkiyat ve ticaret verilerini inceleyen, petrol akışları ve yaptırım kuralları konusunda derin bilgiye sahip sektör uzmanlarına göre, Dörtyol'dan Motor Oil Hellas'a sevk edilen akaryakıt miktarları ve farklı menşeli ürünlerin depolanırken karıştırılması şeklindeki sektör uygulaması, karışımda büyük miktarda Rusya menşeli ürün olmasını sağlıyor.
Post'un bulgularını inceleyen araştırma şirketi RBN Energy'de rafineri modelcisi ve rafine yakıt piyasası analisti olan Robert Auers, "Rus yakıtının Motor Oil Hellas'a gittiğinden başka bir sonuç göremiyorum" dedi. The Post, Pentagon'un gemi ve uçaklar için satın aldığı ürünlerin yapımında kullanılan bir malzeme kategorisi olan akaryakıt akışını izlemek için nakliye ve diğer kayıtları kullandı. Merkezi Washington'da bulunan ve kar amacı gütmeyen bir gözlem grubu olan Hükümet Gözetim Projesi, fosil yakıt şirketlerini araştıran bir danışmanlık firması olan Data Desk'ten aldığı bilgilerle bir rapor hazırlarken bu nakliye kayıtlarının bazılarını ortaya çıkardı.
Gemiyle aldığı yakıtların yüzde 56'sını oluşturuyor
Emtia piyasalarında uzmanlaşmış bir finansal veri firması olan Refinitiv'in nakliye kayıtları ve ticaret verilerine göre, Dörtyol son iki yılda deniz yoluyla 1,9 milyon varili Rusya'dan olmak üzere 5,4 milyon varil akaryakıt aldı. Avrupa Birliği yaptırımlarının yürürlüğe girdiği Şubat ayından bu yana Rusya'dan Dörtyol'a toplam 2,7 milyon varil yani bu dönemde Dörtyol'a deniz yoluyla gönderilen akaryakıtın yüzde 69'undan fazlası sevk edildi. The Post'un bulgularına göre ayrıca Şubat ayından bu yana Dörtyol toplam 7 milyon varil akaryakıt sevk etti ve bunun 4,2 milyon varili Motor Oil Hellas'a gitti. Bu sevkiyatlar Yunan rafinerisinin gemiyle aldığı tüm akaryakıtın en az yüzde 56'sını oluşturuyor.
Pentagon'un satın aldığı ürünlerdeki Rus menşeli akaryakıtın kesin miktarı tespit edilemedi. Bu ürünler, üretim boyunca hepsi takip edilemeyen birden fazla bileşen kullanılarak rafine ediliyor. Ayrıca Rusya'dan gelen akaryakıtın yolculuğu sırasında bir noktada başka bir ülkeden gelmiş gibi yeniden etiketlenip etiketlenmediği de tespit edilemedi. Menşe sertifikası olarak bilinen ve bir petrol sevkiyatının kaynağını açıklayan belgeler kamuya açık kayıtlar değiller. Federal ihale verilerine göre Pentagon, ABD yasağının yürürlüğe girdiği geçen yılın Mart ayından bu yana Yunan rafinerisiyle yaklaşık 1 milyar dolar değerinde yeni sözleşme imzaladı.
"Hiçbir bilgimiz yok"
Sevkiyat kayıtlarına göre, Şubat ayından bu yana Motor Oil Hellas'tan 1 milyon varilden fazla jet yakıtı İtalya, Fransa, İspanya ve İngiltere'deki hükümet ve kurumsal alıcılara da gitti. ABD ordusu için yakıt alımlarını yürüten Pentagon Savunma Lojistik Ajansı sözcüsü Joe Yoswa, bir e-postada ajansın Rusya'dan gelen yakıtın Yunan tedarikçisine yönlendirildiğine dair "hiçbir bilgisi olmadığını" söyledi. Ajans, Motor Oil Hellas da dahil olmak üzere yüklenicilerinin "Rusya ve Rus şirketleriyle iş yapmaya ilişkin yürürlükteki yasa ve yönetmeliklere uyulmasını sağlamaktan sorumlu olduklarını" ve "satın alma sürecinin bir parçası olarak bu tür yasa ve yönetmeliklere uyduklarını belgelemeleri gerektiğini" söyledi.
"Belirli bir ürünün izini sürmek zor"
Yoswa, Pentagon'un tedarikçileri denetlemek için yapabileceği çok fazla şey olmadığını yazdı. Yoswa, Motor Oil Hellas'tan satın alınan yakıtlara giren ürünlerin sürekli olarak değişime tabi olduğunu ve bir teslimattan diğerine farklı olabileceğini belirterek "Belirli bir rafine ürün teslimatı için menşeinin izini sürmek zor ya da imkansız olacaktır" diye yazdı.
Motor Oil Hellas yaptığı açıklamada şirketin "Rus petrolü ya da ürünlerini satın almadığını, işlemediğini ya da ticaretini yapmadığını" söyledi ve tüm ithalatları yaptırım uygulanmayan menşeli olarak belgelendiğini belirtti. Şirket bu sertifikanın niteliği ya da doğruluğundan emin olmak için herhangi bir adım atıp atmadığına ilişkin özel sorulara yanıt vermedi.
Dörtyol'daki tesisin sahibi olan Global Terminal Hizmetleri yetkilileri, gönderdikleri bir e-postada, ürünleri depolamak için sadece bir aracı olduklarını ve depoladıkları ürünlere hiçbir şekilde sahip olmadıklarını belirttiler. Rus bandıralı gemilerden sevkiyat kabul etmediklerini ve yaptırım rejimleriyle ilgili sağlam bir uyum süreci sürdürmek de dahil olmak üzere geçerli yerel ve uluslararası kurallara ve düzenlemelere tam olarak uyduklarını aktardılar. Yaptırım kuralları uyarınca Türk tesislerinin Rus yakıtını kabul etmesine izin veriliyor. Yunan rafinerisi ise kabul edemiyor.
"Nerede gittiğini takip etmiyoruz"
Ticaret kayıtları, bu yıl Rusya'dan Dörtyol'a yapılan en az beş sevkiyatta akaryakıtın başlangıçta Rus petrol devi Rosneft'e ait olduğunu gösteriyor. Karadeniz'de bir tankere yüklendikten sonra kargo her seferinde Birleşik Arap Emirlikleri merkezli bir firma tarafından satın alındı. Akaryakıtın mülkiyeti daha sonra Türk devlet petrol şirketi tarafından kontrol edilen kuruluşlara devredildi ve ürün Dörtyol'a teslim edildi. Rosneft sözcüsü The Post'a gönderdiği e-postada şirketin sattığı akaryakıtın nereye gittiğini takip etmediğini ancak genel kabul görmüş uluslararası standartlarla sıkı bir uyum içinde olduğunu söyledi.