Trump gün batımına yakın Mar-a-Lago’nun avlusuna adım atıyor. Wagyu biftekleri ve ızgara levrek yiyen kalburüstü kalabalık o yerine otururken alkışlamak için duraklıyor. Bu muhteşem akşamda kulüp tam bir MAGA (Make America Great Again-ABD’yi yeniden harika yapalım) mekânı. Milyarder bağışçı Steve Wynn burada. Vatandaş olmayanların oy kullanmasını engellemek için yasa öneren ortak bir basın toplantısının ardından eski başkanla birlikte yemek yiyen Meclis Başkanı Mike Johnson da öyle. Bu kişilerin federal seçimlerde oy kullanması zaten yasadışı ve son derece ender rastlanan bir durum, ancak Trump’ın takıntısı olarak kalmaya devam ediyor ve zor durumdaki Meclis Başkanı da Trump’ın yanında yer almanın sağladığı siyasi koruma karşılığında bu yasayı imzalamaktan mutlu görünüyor.
Ancak şu anda Trump’ın dikkati başka yerde. İşaret parmağıyla, restoranın müziklerini düzenlemek için masanın üzerindeki iPad’i karıştırıyor. Çalma listesi Sinead O’Connor’dan James Brown’a ve The Phantom of the Opera’ya kadar değişiyor. Trump’a özgü bir seçim de var: 6 Ocak’ta ABD Kongre Binası’na saldırdıkları için hapse atılan sanıklardan oluşan bir koronun söylediği “The Star-Spangled Banner” şarkısı, Trump’ın Bağlılık Yemini’ni okuduğu bir kaydın arasına serpiştirilmiş. Bu, ulusal birliğin nihai sembolünü hizipçi bağlılığın bir silahına dönüştürerek mitinglerinin vazgeçilmezi haline geldi.
‘Dediğimi yapmayanı kovacağım’
İşte bu atmosferde Palm Beach’teki Mar-a-Lago adı verilen dev malikanesinde Time dergisinden Eric Cortellessa’yı ağırlayan eski Başkan Donald Trump, kasım ayında yapılacak olan başkanlık seçimlerinde Beyaz Saray’da koltuğa yeniden oturması durumunda neler yapacağına dair spekülasyonları yanıtladı. Verdiği yanıtlar Amerikan demokrasisine dinamit koyabilecek korkutucu senaryolardan bile daha korkutucu bir geleceğe işaret ediyor. Trump, çok eleştirilen ilk dönemi için ‘hatalı’ olduğunu söylüyor ama ona göre hatası ‘fazla kibar’ olmaktı. Hatta başkanlığı döneminde görevden ayrılan onlarca bakan, danışman ve kamu görevlisi için, “Onları utandırmamak için ayrılmalarına izin verdim çünkü benim bir kalbim var ama bu kez o kadar kibar olmayacağım. Benim dediğimi yapmayan herkesi kovacağım” diyor. Bunu söylerken bir ‘küfür seli’ de sözlerine eşlik ediyor. 6 Ocak 2021’de ABD Kongre Binası’na saldırmakla suçlanan ve 800’den fazlası suçunu kabul etmiş ya da jüri tarafından mahkum edilmiş olan destekçilerinin her biri için af çıkarmayı düşünüyor. Time dergisine göre Trump eğer röportajdaki vaatlerini yerine getirirse ortaya çıkacak senaryoda Avrupa ya da Asya’da saldırıya uğrayan bir müttefikin kendi savunması için yeterince ödeme yapmadığını düşünürse, o ülkenin yardımına koşmayabilir. ABD kamu hizmetlerinin içini boşaltır, Ulusal Muhafızlar’ı uygun gördüğü Amerikan şehirlerine konuşlandırır, Beyaz Saray Pandemiye Hazırlık Ofisi’ni kapatır ve 2020 seçimlerinin çalındığı yönündeki sahte iddiasını destekleyen yandaşlarını yönetimine alır.
İşte Trump’ın farklı konularda sorulan sorulara verdiği cevaplar:
11 MİLYON GÖÇMENE SINIRDIŞI: 11 milyondan fazla insanı ülkeden çıkarmak üzere tasarlanmış bir sınırdışı etme operasyonunu yürütmek için, göçmen gözaltı kampları inşa etmeye ve hem sınırda hem de iç bölgelerde ABD ordusunu konuşlandırmaya istekliyim.
KÜRTAJ KARŞITLARINA ŞOK: Kırmızı eyaletlerin (Cumhuriyetçilerin çoğunlukta olduğu) kadınların hamileliklerini izlemesine ve kürtaj yasaklarını ihlal edenleri kovuşturmasına izin vereceğim.
YARGI BAĞIMSIZLIĞINA TEHDİT: Birini kovuşturma emrimi yerine getirmeyen bir ABD savcısını kovmaya istekli olacağım. (Time’a göre bu cümle Amerika’nın kuruluşundan bu yana süregelen kuvvetler ayrılığı geleneğini bozacak kadar önemli. Stanford’da hukuk profesörü olan Michael McConnell, görevden almanın, Başkan Richard Nixon’ın üst düzey Adalet Bakanlığı yetkililerine Watergate soruşturmasını yürüten özel danışmanı görevden almalarını emrettiği Cumartesi Gecesi Katliamı’na benzer bir etki yaratabileceğini söylüyor.)
BIDEN’A YARGI TEHDİDİ: Biden’ın peşine düşmesi için “gerçek bir özel savcı” atama sözü veriyorum. Biden’a zarar vermek istemem, o makama çok büyük saygım var. Ama onun kaderi Yüksek Mahkeme’nin başkanların görevdeyken işledikleri suçlar nedeniyle cezai kovuşturmaya uğrayıp uğrayamayacaklarına ilişkin vereceği karara bağlı olabilir. Eğer bir Başkanın dokunulmazlığı olmadığını söylerlerse o zaman Biden, eminim, tüm suçları için yargılanacaktır.
ÇİN’E YÜZDE 100 GÜMRÜK VERGİSİ: Korumacı ekonomik gündemi yoğunlaştırmayı planlıyorum. Tüm ithalata %10’dan fazla, hatta belki de bazı Çin mallarına %100 gümrük vergisi uygulamayı düşünüyorum. Gümrük vergileri ABD ekonomisini yabancı üretimin insafına kalmaktan kurtaracak ve ABD’de endüstriyel bir rönesansı teşvik edecek.
ORBAN VE BOLSONARO’YA ÖVGÜ: Bedavacı dostlara ihtiyacımız yok. Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, Macaristan Başbakanı Viktor Orban ya da Brezilya eski Devlet Başkanı Jair Bolsonaro gibi liderleri takdir ediyorum.
NATO’YA TEHDİT: Geçtiğimiz günlerde bir kampanya mitinginde Rusya’nın kolektif savunma için yeterince harcama yapmadığına inandığı bir NATO ülkesine “ne isterlerse yapabileceğini” söylemiştim. Bu boş bir palavra değil. Eğer ödeme yapmayacaksanız, o zaman kendi başınızın çaresine bakarsınız. NATO uzun zamandır ABD’yi kazıklıyor.
BASKINA AF: Kongre baskınında yer alan kişiler isyancı değil vatansever Amerikalılar. Tabii ki onları yeniden başkan seçildiğimde affetmeyi düşünüyorum.
KORE’YE GÖZDAĞI: Güney Kore, Kim Jong Un’un kuzeyde giderek daha da saldırganlaşan rejimini caydırmak için oradaki ABD birliklerini desteklemek için daha fazla ödeme yapmazsa, ABD buradaki güçlerini geri çekebilir. Tehlikeli bir konumda olan 40,000 askerimiz var” dedi. (Bu sayı aslında 28,500.) Bu hiç mantıklı değil. Neden birini savunalım ki? Üstelik çok zengin bir ülkeden bahsediyoruz.
İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜME VİZE YOK: Bir zamanlar İsrail ile Filistin sorunu için önerilen iki devletli çözümün işe yarayabileceğini düşünüyordum. Şimdi iki devletin çok ama çok zor olacağını düşünüyorum.
NETANYAHU’NUN YAPTIĞINI HİÇ UNUTMADIM: İran ile bir çatışmada İsrail’in yanında yer alacağız. Eğer İsrail’e saldırırlarsa, evet, orada oluruz. Ama Bibi ile kötü bir deneyim yaşadım. Ocak 2020’de üst düzey bir İranlı generale suikast düzenleyeceği operasyonun ortak bir ABD-İsrail saldırısı olması gerekiyordu ama Netanyahu son anda ortak operasyondan vazgeçti. Bu onunla ilgili hiç unutmadığım bir şeydi.
