CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli taslağının Türkiye'nin geleceğine hizmet eden bir eğitim programı değil, iktidarın çağ dışı eğitim manifestosu" olduğunu ileri sürdü. Türkiye'de 2002'ye kadar "müfredat" yerine "program" sözcüğünün kullanıldığını ifade eden Özçağdaş, "maarif" sözcüğün kullanımdan kalktığını savundu.
"Gramer yapısına uygun olmayan sözcükler seçilmiş"
Özçağdaş, "Milli Eğitim Bakanlığı'nın Türkçenin gramer yapısına uygun olmayan sözcükler seçmesi, bunu telkin etmesi, daha başlangıçta eğitim programlarının nasıl bir zihniyetle hazırlandığını bize göstermektedir. Bilim alanlarını yok sayarak hazırlanan metinlere öğretim programı denmesi de zaten mümkün değildir" değerlendirmesinde bulundu.
"İdeolojik tutumlarını sonuna kadar yansıtıyor"
Müfredat taslağında Atatürk, Cumhuriyet, çağdaş, laik ve bilimsel eğitim ilkelerine neredeyse hiç yer verilmediğini ileri süren Özçağdaş, "İçerik, 'erdem-değer-eylem' modeliyle programı hazırlayanların ideolojik tutumlarını sonuna kadar yansıtmaktadır. Eğitim programları, çocukların aileden, çevreden edindikleri değerler karşısında taraf olamaz. Programların benimsediği değerler test edilmiş, geçerliliği ortaya konulmuş, çocukların yararına, tarafsız ve evrensel değerler olmak zorundadır. Oysa hazırlanan program değer telkini üzerine oturtulmuştur" açıklamasını yaptı. Programların bütünsel yaklaşım adı altında "dini benlik" üzerine inşa edildiğini savunan Özçağdaş, şunları kaydetti:
"Tartışma süreci ile yeniden ele alınsın"
- Eğitim programları, ülkelerin geleceğine yönelik bir yol haritasıdır. Ülkemizin temel ihtiyacı, düşünen, sorgulayan, araştıran, eleştiren, üreten, paylaşan, sorumlu yurttaşlar yetiştirmektir.
- Önerilen müfredat taslağı bu ihtiyacı karşılamak yerine, çocuklarımızın geleceğini tehdit altına alan, bilimsel, laik ve demokratik eğitim anlayışından uzak bir metin olma özelliği taşımaktadır.
- CHP olarak, önerilen bu müfredatın geri çekilmesi, eğitim programlarının eğitim fakülteleri, eğitim sendikaları, sivil toplum örgütleri, öğrenciler, öğretmenler ve velileri de kapsayacak şekilde tüm eğitim paydaşlarının dahil edildiği bir tartışma süreci ile yeniden ele alınması çağrısında bulunuyoruz.