12 Eylül 2024, Perşembe Gazete Oksijen
Haber Giriş: 22.08.2024 10:10 | Son Güncelleme: 22.08.2024 10:33

Devlet okullarının ‘kayıt ücreti’ taktiği

MEB, ilkokul ve ortaokul birinci sınıflarda velilerden ‘kayıt ücreti’ alınmasını engellemek için liselerde uyguladığı merkezi yerleştirme sistemine bütün okulları dahil etti
Devlet okullarının ‘kayıt ücreti’ taktiği

Ancak okullar bu engeli aşmak için yeni yöntem geliştirdi. Bu yöntemde okulun ‘iyi öğretmelerine’ ilk başta şube açmıyor, diğer şubeler ise aşırı doluyor ve ardından aşırı yoğun sınıflardan yeni açılan ‘iyi öğretmelerin’ şubelerine geçiş sağlanıyor. Geçiş için istenen ücret 10 bin lira ile 150 bin lira arasında değişiyor


Türkiye’de ilk ve ortaöğretim, Anayasa’nın 42. maddesiyle zorunlu kılınmış bir ödev olduğu gibi bir haktır da. Anayasal güvence altında bulunan eğitim hakkının engellenmesi bir suç sayılır. Ayrıca yine Anayasa uyarınca devlet okullarında eğitim ücretsizdir… Evet, bunları bu satırları okuyan herkes pekala biliyor. Peki, gerçekten öyle mi? Türkiye’de anayasal bir maddeyle korunan ücretsiz eğitim hakkı, öğrencilere gerçekten sunuluyor mu? Anlaşılan o ki, kanunlar gündelik yaşantıya yansımıyor çünkü Eğitim-Sen Genel Sekreteri Zülküf Güneş, bazı devlet okullarının eğitimi artık ücret karşılığı verdiğini söylüyor.

“1. ve 5. sınıflarda yoğun”

“Ne yazık ki böyle bir uygulama var,” diyerek sözlerine başlayan Güneş’e göre ücret talebi 1 ve 5. sınıflarda, yoğunlukla ilk ve ortaokul kademelerinin başlangıç sınıflarında görülüyor. Şöyle devam ediyor: “Ama bunun dışında okul nakli yapıldığında veya daha iyi bir sınıfa geçilmek istendiğinde de velilerden bir ödeme talep ediliyor. Ön plana çıkan okullarda veya tırnak içerisinde iyi öğretmen olarak nitelendiren öğretmenlerin sınıflarında bu tür ödemeler daha sık alınıyor. Milli Eğitim Bakanlığı, bu durumun önüne geçmek için liselerde olduğu gibi 1 ve 5. sınıfların da E-Okul sistemi üzerinden merkezi yerleştirmeyle yerleştirileceğini açıkladı ama buna yönelik bir alternatif de bulunmuş… Okullar, iyi addedilen öğretmenlerini ilk etapta açıkta tutuyor. Başlangıçta şube açmıyor. Bu esnada kayıtlarla diğer şubelerin mevcudu şişiriliyor. Okulun açılmasına yakın bir zaman diliminde ise para veren velilerin çocuklarını bu öğretmene bir şubeye açarak oraya gönderiyorlar. Örneğin sınıfların ortalama 30 kişilik olduğunu düşünelim, bir şube eksik açıldığında yerleştirilen öğrenciler geri kalan sınıflarda birikiyor. Daha iyi sınıfa geçmek isteyenler para verdiğinde de yeni açılan şubeye naklediliyor.”

İhraç gerektiren suç

“Tam detaylı bilemiyoruz bu işlemleri çünkü gizli ve gayriresmi bir uygulama olduğundan ancak yapanlar detaylarına vakıf. Yine de taşrada veya metropollerde merkezin çeperlerinde olan yerlerde talep edilen meblağlar 10-15 bin civarındayken İstanbul, Ankara ve İzmir gibi şehirlerin merkezi noktalarında bulunan iyi okullarda istenen ücret 100-150 bin liraya çıkıyor. Tabii buna her dönem başı istenen 1000-2 bin liralık aidatlar dahil değil. Bu uygulama, denetim yapıldığı ve tespit edildiği takdirde, okul idarecileri için memuriyetten ihraç cezasıyla sonuçlanacak bir suç. Çünkü okullarda idare hiçbir şekilde para toplama yetkisine sahip değil. Eğitim öğretim kurumlarında ancak okul aile birlikleri bağış olarak para alabilir. Ama bu uygulamada da en çok başvurulan metotlardan biri okul aile birliğine bağış şeklinde ödeme yapılarak makbuz kesilmesi. Bir diğer taktik ise anlaşmalı kırtasiyelere ödeme yapıp yine makbuz almak. Kırtasiyeler de okulun kırtasiye ihtiyaçlarını bu şekilde karşılıyor.”

Okulların bütçesi ayda 10 bin lira

“Yasalara aykırı bu uygulamayı aslında bir yandan da okulların içerisinde bulunduğu ekonomik koşullar ve bizzat bakanlığın kendisi teşvik ediyor. Ne yazık ki okulların çok büyük bir kısmına ihtiyaç duyduğu bütçe bakanlık tarafından sağlanmıyor. Öyle ki, bazı okulların yalnızca faturaları ödeniyor, ayrılan hiçbir ödenek bulunmuyor. Okulların çoğuna ayrılan bütçe ise aylık 10-20 bin lira arasında seyrediyor. Hal böyle olunca okul idareleri bu bütçeyle ne faturalarını ödeyebilir ne de temizlik yahut kırtasiye masraflarını karşılayabilir. Bu yüzden bu yollara başvuruluyor temelde. Gerekli bütçe sağlandığı takdirde hiçbir idarecinin ya da öğretmenin böyle bir uygulamaya tenezzül edeceğini hiç sanmıyorum.”