30 Nisan 2024, Salı Gazete Oksijen
Haber Giriş: 04.03.2024 14:35 | Son Güncelleme: 04.03.2024 14:52

Avrupa’ya kanserojen ihracatı: Her beş iadeden biri Türk ürünü

Yılın ilk iki ayında AB ülkelerinin gıda güvenliği gerekçesiyle sınırdan geri gönderdiği her beş üründen biri Türkiye menşeli. İade edilen ürünlerde aflatoksin limitini 38 kat aşan kuru incirler de var, pestisit sınırını 30 kat aşan mandalinalar da
Fotoğraf: Temsili
Fotoğraf: Temsili

Türkiye’nin 2023 boyunca Avrupa Birliği’ne (AB) ihracatından 215 kalem ürün sağlık için riskli olduğundan iade edilmişti. AB’nin ithal ettiği ürünler, Avrupa Komisyonu’na bağlı Rapid Alert System For Food and Feed (RASFF/Gıda ve Yem İçin Hızlı Uyarı Sistemi) adlı gıda güvenliği aracınca izleniyor ve bildiriliyor. Ve RASFF bildirimlerine göre 2024’te bu iadeler ivmelenerek artacak gibi duruyor. Hakkında bildirimde bulunulan 82 kalem üründen 54’ü Türkiye’ye geri gönderildi bile. Yani yılın ilk iki ayında geçtiğimiz 12 ay boyunca yapılan iadelerin dörtte birine şimdiden ulaşıldı.

Her beş iadeden biri Türk ürünü

1 Ocak-26 Şubat arası RASFF tarafından Türkiye menşeli ürünlere yapılan bildirim sayısı 82. Sistemde bildirimi olan toplam ürün sayısı ise 762. Bunların 250’si menşe ülkelerine geri gönderildi. Özetle Türkiye ihracı ürünler toplam bildirimlerin yüzde 10.7’lik kısmına denk gelirken iadelerin yüzde 21.6’lık bir bölümünü teşkil ediyor. Ayrıca 2023’e kıyasla bildirimde bulunulan ürün sayısına iade edilen ürün sayısının oranı da artış gösterdi. Geçen yıl 358 bildirimli üründen 215’i, yani yüzde 60’ı Türkiye’ye iade edilmişti. 2024’ün ilk iki ayında ise 82 üründen 54’ünün iadesiyle bu oran yüzde 65.8’e yükseldi.

Zehirli küf mantarları

Türkiye’ye ciddi sağlık riski nedeniyle iade edilen 54 ürün kaleminde yarısının yani 27 iadenin gerekçesi aflatoksin limitinin aşılması. Bir küf mantarı olan ve muhafaza koşullarına dikkat edilmediğinde kolayca gıdalara bulaşabilen aflatoksin gerekçeli iadede 13 kuru incir kalemiyle Fransa öne çıkıyor. Almanya’nın iade ettiği kuru incirlerde ise limit aşımı dikkat çekici: 38 kat daha fazla. 10 mikrogram/kg olan aflatoksin limitine karşın Türkiye’den ithal edilen kuru incirlerde aflatoksin ölçümü 388.9 mikrogram/kg’ye varıyor. İtalya’nın aflatoksin gerekçeli iadelerinde yer alan ürün ise Antep fıstığı. Antep fıstığında aflatoksin limiti 10 mikrogram/kg. Türkiye’den gönderilen Antep fıstıkları ise sınırı tam 12.7 kat aşmış.

Limitten 30 kat fazla pestisit kalıntısı

En çok öne çıkan aflatoksin iadelerini 21 kalem üründe iade gerekçesi olarak pestisit kalıntıları takip ediyor. Hırvatistan ve Yunanistan’ın yaptığı 3 iade haricinde kalan 18 kalem ürün sağlığa ciddi risk oluşturduğu için Bulgaristan tarafından Türkiye’ye geri gönderildi. Türkiye menşeli mandalinada Bulgaristan’ın ölçtüğü pestisit kalıntısı, limitin 30 kat üstünde. Sınır 0.01 mg/kg fakat mandalinalarda saptanan kalıntı miktarı 0.3 mg/kg’yi buluyor. Biberde ise 0.6 mg/kg olan sınıra karşın rastlanan pestisit kalıntısı miktarı 3.5 kattan daha fazla yani 2.19 mg/kg’ye varıyor. Yafa portakalı ve limon da Bulgaristan tarafından Türkiye’ye geri gönderilen diğer ihracat ürünü kalemleri arasında.

Sumakta kanserojen boya

Bunlara ek olarak Türkiye’ye iade edilmese de yine de ciddi tehdit oluşturduğu için piyasadan toplatılan ürünler de var. Bunlardan en ilginci Fransa’nın Türkiye’den ithal ettiği pizza kutuları. 9 Ocak ve 19 Ocak tarihlerinde ayrı ayrı iki defa Türkiye menşeli pizza kutularında kurşun, ftalat ve fotobaşlatıcılar tespit edildiği için bu kutular toplatıldı. Yine Fransa, Türkiye’den ithal edilen sumakta IARC (Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı) tarafından kanserojen olarak sınıflandırılan ve gıdalarda kullanımı yasak olan sentetik kimyasal boyalar sudan ve azorubin saptandığından bunların da piyasadan toplatılmasına hükmetti. Almanya, Türkiye menşeli fıstıklı helvada salmonellaya rastlandığı için tüketicilerin ürünleri iade etmesini istedi. Danimarka ise Türkiye’den ithal ettiği ayçiçek yağında toksik ve kanserojen bileşikler olan polisiklik aromatik hidrokarbonlar ve benzopiren tespit edildiğinden ürünü piyasadan topladı.

Karaciğeri tahrip ediyor

Ankara Üniversitesi’nden toksikoloji uzmanı Prof. Dr. Ayhan Filazi, aflatoksinlerin aslında küf mantarı olduğunu ve mikotoksin adı verilen zararlı bir toksin ürettiklerini söylüyor. “Aflatoksinlerin gıdalarda oluşma nedeni tedbirsizlikten kaynaklanıyor. Nemli ve sıcak ortamlarda aflatoksin kolayca bulaşabiliyor. Dolayısıyla ürünler tarladayken, hasat edilirken, depolanırken ya da taşınırken çok dikkatli olunması ve muhafaza koşullarına uyulması şart. Aksi takdirde aflatoksin bulaşmış gıdalar kronik maruziyette özellikle karaciğerde çok büyük tahribat yaratıyor. Karaciğer kanserine, siroza ya da doku ölümüne yol açıyor.”

Yasaklı pestisit kullanımı

Pestisitler konusunda ise Prof. Filazi, hasat öncesi ve hasat sonrasında belli bir bekleme süresinin kalıntıları azaltmak adına etkili olduğunu belirtiyor. Filazi, bütün pestisitlerin kullanımının yasak olmadığını aktarıyor ancak kalıntıya rastlanan ve Türkiye’ye geri gönderilen ürünlerde yasaklı klorpirifos etken maddesi var. Klorpirifos, çocukların bilişsel yetilerine zarar verdiği için 2016’da AB’de, 2020’de ise Türkiye’de yasaklanmasına rağmen hala ihracat ürünlerinde en çok gözlenen pestisitler arasında. Sürekli pestisit maruziyeti organ yetmezliğine ya da lösemi, akciğer ve meme kanserine sebep oluyor.

Denetim sıkılaştırılmalı

Pizza kutularında rastlanan kurşuna Prof. Filazi şöyle açıklık getiriyor: “Kurşun içeren boyalar diğer sahalarda yasak değil ve bir tehlike arz etmiyor. Ancak pizza kutuları gıdayla temas ettiğinden burada kullanımı kesinlikle yasak. Kurşunlu boyaları maliyetten kaçınmak için kullanıyorlar. Kurşun zehirlenmesi anemi, zeka geriliği, felç ve çocuklarda büyüme ile gelişme problemlerini doğuruyor.” Sumakta rastlanan kimyasal boyalara da şu şekilde değiniyor: “O ürünün muhtemelen bir kısmı sumak, bir kısmı ise ne olduğu belirsiz, kimyasal maddelerle boyanmış materyaller. Daha fazla kar kazancı için bunlar yapılıyor ama rastlanan toksik maddelerin tümü de kanserojen ve ölümcül. AB denetimine takılmadan bunları gönderebileceklerini düşünüyorlar. Ama Türkiye’nin bu şekilde itibarı zedeleniyor ve insan hayatı göz göre göre tehlikeye atılıyor. Sadece ihracat ürünleri değil, piyasaya sokulacak her ürün aslında Tarım ve Orman Bakanlığı laboratuvarlarında sıkı bir biçimde kontrol edilmeli