Restoran, lokanta ve kafelerde fahiş fiyat uygulandığı gerekçesi ile sosyal medyada #fahişyemeğeBOYKOT kampanyası başlatıldı. Bu hafta sonunu kapsayacak şekilde organize edilen boykotun ilk gününde Oksijen muhabirleri yaşananları, mekan sahiplerinin boykota gösterdiği tepkiyi ve vatandaşlarının düşüncelerini İstanbul’un farklı noktalarından canlı olarak bildirdi.
Boykotun ikinci gününde ise Oksijen muhabirleri Baran Can Sayın, Esen Dolma ve Talia Boşnak Boğaz hattından; İstanbulluların pazar keyfini yaşadığı noktalardan izlenimleri aktardı:
Beşiktaş, Sinan Paşa, saat: 15.15
Haftasonu iş yapıyoruz
Semih Uzunoğlu (Cafe Faruk’un sahibi): Yılbaşı sonrası iki kişilik serpme kahvaltımızı 480 liradan 540 liraya çıkardık. Bizim müşteri portföyümüz genelde öğrenciler, iş yaptığımız dönem de hafta sonundan ibaret. Onların alım gücünü zorlamamaya çalışıyoruz bu yüzden yüzde 10-15 kar marjında satış yapıyoruz. Eskiden de böyleydi bizim işletmemizde. Artık çok zorlanıyoruz ama yapacak bir şey yok. Toptancının da yapacak bir şeyi yok, bunun nedeni aracılar. Toptancının 700 TL’ye sattığı eti ben 1000 TL’ye alıyorum. Alım yaptığımda aracıya yüzde 1 komisyon kesiliyor ama burada siz etli bir yemek sipariş ettiğinizde bana kesilen komisyon yüzde 4 oluyor. Ucu ucuna geçinir durumdayız.
Boykot bize yönelmedi
Mustafa Kemal Ateş, (Otlangaç’ın işletmecisi): Kahvaltı tabağını 250 TL’ye satıyoruz. Fırsatçılar tabii ki var. İnsanların tepkisi de aslında onlara. Biz boykottan etkilenmedik çünkü boykot zaten bize yönelmiş değildi. Fiyatlarımızı elimizden geldiğince hesaplı tutmaya çalışıyoruz.”
Kadıköy, saat: 15.00
İnsanlar dışarı çıkmak istiyor
700 Gr Bakery & Cafe yetkilisi Gökhan Bey: Boykotun etkisini boykottan önce görmüştük zaten. Genel ekonomiden ötürü işlerde önceki senelere kıyasla yüzde 30-40 azalma olmuştu. Bunun bir kısmı gelen müşterinin azalması, bir kısmı da artan maliyete karşın kar marjımızın düşmesinden kaynaklanıyor. Ama bu tek bir parametre değil. Biz müdavimci bir yeriz ve hafta içi müşterimiz aynıdır mesela. Ama önce ekonomi sonra deprem nedeniyle bir kısmını kaybettik zaten, deprem sonrası buradan taşınanlar oldu. Hafta sonu ise dışarıdan insan geliyor. Bu insanlar hala geliyor. Yani boykotun somut etkisini söylemek zor. Restoranlar ve kafeler sosyalleşme alanı olduğu için insanlar mecburen gidiyor, çünkü dışarı çıkmak istiyorlar. Dolayısıyla işlerin durma noktasına kadar geleceğini falan düşünmüyorum. Boykotu haklı da bulmuyorum. Beyaz yakalıların bilmediği bir sürü maliyetimiz var.
Arnavutköy, saat: 14.30
Suistimal eden yüzünden dürüst de zarar gördü
Dukkann Artisan Bakery işletmecisi Yücel Arabacı (35): Boykotun etkisi olmadı desek yalan olur. Ama kurunun yanında yaş da yanıyor. Bazı mekanlar Ffahiş fiyatlar koyduğu için ben müşteriyi haklı buluyorum. Burada Türk kahvesi 52 TL. Bahçelievler’de bir kafede geçen gün 95 TL olarak gördüm. Adil değil bu. Kahveye 100 TL vereceğime, bari aynı fiyata nar suyu içeyim dedim. 2 yıllık bir işletmeyiz, maliyetimiz 2 yılda yüzde 100 arttı, fakat menüye ancak yüzde 10 yansıyor. Enflasyonu suistimal edip fiyatları uçaranlar yüzünden bugün biz de normal bir pazara göre daha az iş yapıyoruz.
Menüler ortada fiyatlar belli
La Pierre Patisserie garson Muhammet Allahverdi (26): Biz sakin bir konumdayız. Bu sebeple müşteri kitlemiz daha çok orta yaşlılar ve emekliler. Boykotun bu kesime çok da ulaştığını düşünmüyorum. Biz normal bir pazar geçiriyoruz. Boykot konusunda kişisel fikrim ise gereksiz olduğu. Menüler ortada, fiyatlar belli. Ben mesela gücümün yettiği yerlere gidiyorum, Vakko’da yemek yiyemiyorum mesela.
Emekli zaten bir yere gidemez
İptisan Güreş (emekli, 70): Boykotu destekliyorum. Bakın bankta oturuyorum, hiçbir kafeye gitmeyeceğim. Zaten normalde de emekli olarak kafeden içeri giremiyorum, bu maaşla nereye girebilirim ki? Sabahtan itibaren her yer boş. Çok doğru bir eylem oldu.
Denetim getirilmeli
Hülya Yüksek (emekli, 67): 40 TL’ye çay içiyoruz, böyle bir şey olabilir mi? Artık bıktık. Geçen gün 2 çay bir böreğe 240 TL verdim, bu insana çok dokunuyor. Maliyetlerden şikayetçiler, rica ediyorum belediyeler denetim getirsin. Kiralar, tedarik zinciri de denetim altına alınsın. Öte yandan, bir konu daha var: Arnavutköy sosyal tesis kaç zamandır kapalı, halbuki hep hınca hınç dolu olurdu. Buna da bir çözüm bulunmalı.
Moda Sahil, saat: 14.00
İki günlük boykot etkili olmaz
Mikail Çarçur (17): Eskiden haftada en az iki üç gün arkadaşlarla dışarıda yemek yerdim. Şimdi haftada en fazla bir. Kahve değil belki ama çay içmiyorum mesela artık. Maliyeti ne ki çayın? Ama 40 liradan satılıyor. Benim boykotum bu şekilde oldu açıkçası. Yoksa iki günlük boykottan hiçbir işletmenin etkileneceğini düşünmüyorum. Kaldı ki gerçek bir boykot olduğuna da inanmıyorum.
Fahiş fiyat ahlaksızlığı
Pelin Alaca (31, dijital pazarlama uzmanı): Fiyatların boykot edilmesi güzel bir hareket aslında ama doğru yapılmadığını düşünüyorum. Bir pastanede Antep fıstıklı baklavanın boykot edilmesi bana mantıklı gelmiyor çünkü zaten artık temel ihtiyaçlarımızı bile karşılayamıyoruz. Ama şu boykot edilmeli: Çayın 10 TL olmaması mesela. Ya da insanlar aldığı parfümün fiyatının bu kadar artmasını protesto ediyor mu, etmiyor. Bu sosyal medyanın pompalaması nedeniyle gündeme geldi diye düşünüyorum. Keşke sürekli olsa… Mesela ben bu boykotun bir parçası olmasam da pandemiden bu yana dışarıda tüketim alışkanlıklarımı değiştirdim. Makarnayı dışarıda yiyeceğime evde yapıyorum artık çünkü makarnanın maliyeti belli. Çayı evde demleyip termosa koyuyor, sahile iniyorum. Bir mekana gittiğimde de şikayet etmiyorum. Enflasyon nedeniyle nasıl ki bizim giderlerimiz arttı, onların da arttı. Herkesi eşit derecede anlamak gerekiyor. Ama fahiş fiyat ahklaksızlığına tepki gösteriyorum. Fakat dediğim gibi bu iki günlük bir şey değil. Bu fırsatçılar her dönem vardı. Anlayacağınız aslında ülke ekonomisinin başaramadığını biz tüketiciler ve işletmeler, herkes karşılıklı idare ediyoruz. Yani suç onların da değil. Çok gaza gelmemek lazım.
Öğrencilerinki zorunlu boykot
15 yaşındaki öğrenciler İlkay ile Miraç: Öğrenci olarak zaten bir süredir mecbur boykot ediyoruz işletmeleri. Kızın yanında hesap ödeyemiyorum. Genel anlamda arkadaşlarımla dışarı çıkacağımız zaman ya ailemizden tekrardan harçlık isteyemediğimiz ya da iki hafta önce gittiğimiz mekanda fiyatlar arttığı için planları iptal ediyoruz. Bütçemize yeten ucuz yerlerden yiyip zehirlendiğimiz bile oldu. Biz de buna güzel çözümler bulduk. Parka, bahçeye, sahile gidiyoruz. Yanımızda kapaklı kaplar içinde yemeklerimizi getiriyoruz. Okula da artık böyle gidiyoruz. Oysa eskiden hem okulda hem de okul sonrası dışarıda yerdik.
Termosumuzla geldik
Meryem Aydın (32, yazılım mühendisi): Ben de eskisine göre rahat dışarı çıkamıyorum. Hava güzelse günümü ekonomik anlamda daha uygun bir şekilde geçirmeye çalışıyorum. Mesela buraya termosta çayımız ve suyumuzla geldik. Başka bir örnek de artık uygun mekan kollamaya başlamamız. Nasıl yapıyorum bunu? Ofise yemeğimi yanımda götürüyorum. Dışarı arkadaşlarımla çıkacaksam da yemek kartının geçtiği yerlere bakıyorum. Çünkü marka bilinirliği gibi bahanelerle fiyatları iyice artırdılar. Böyle yerlerin boykot edilmesi lazım. Ya da konser düzenlenen alanlarda da aynı şekilde, çünkü biliyorlar ki orada bir şeyler yiyip içmeye mecburuz. Eskiden fiyat biraz yüksek gelse de yerdim o mekanda. Ama artık fahiş gelince terk ediyorum mekanı, ayıp olur diye bakmıyorum. Tabii, bunun uzun bir süreye yayılması lazım. Bu eylem istikrarlı şekilde devam etmeli yoksa sadece birkaç mekan etkilendiğiyle kalır.
Bebek, saat 13.30
Müdavimler ve turistler geliyor
La Sirene Bebek işletmecisi Bünyamin Çiftçi (43): Yerli müşterimiz çoğunlukla burayı bilen, her pazar ağırladığımız müdavim müşterilerimiz. Onun dışında daha çok Arapları ağırlıyoruz, turist yoğunluğumuz çok fazla. Bu sebeple boykot bizi etkilemedi. Aksine yoğun bir gün.
Fiyatlar fahiş ama maliyetler yüksek
La Frontiere Bebek müdürü Doğan Atan (36): Ağırlıklı olarak akşam saatlerinde dolsak da normalde kahve-atıştırmalık için misafirlerimiz bu saatlerde gelmeye başlardı. Yüzde 30 daha az kişi ağırladık geçen pazara göre. Ben boykot konusunda kararsızım. Evet fiyatlar fahiş, fakat bizim de maliyetlerimiz yüksek. Ayrıca kapıda menü yazıyor, bilerek koyduk. Herkes menüyü görüyor, sonrasında gelip gelmemek onların tercihi. Ben de günün sonunda bir müşteriyim ve ben de market alışverişimde ya da dışarıda kahve içerken fiyatları fark ediyorum. Fakat gücümün yettiği yerlere gidiyorum.
Boykotu destekliyorum
Grandpa Kafe barista Utkan Barış Turhan (24): Bu civarlarda boykot pek hissedilmedi. Ben bugüne kadar fiyatlardan şikayet eden görmedim. Fakat Kağıthane’de oturuyorum, orada da fiyatlar çok farklı değil. Bu sebeple boykotu kişisel olarak çok destekliyorum, her şey çok pahalı. Ne yazık ki, boykotun çok da amacına ulaştığını düşünmüyorum.
Enflasyon bahane oldu
Özkan Sarıkaya (serbest meslek,38): Boykota katılıyorum, hava almaya çıktık eşimle. Kahve içmek için eve döneceğiz, normalde bir kafede otururduk. Fiyatlar fahiş, enflasyonu kullanıyorlar. Ne kadar fazla ses çıkarsa daha fazla düzenleme ihtiyacı görülebilir. Geçen gün Kanlıca’da bir kurabiyenin 110 TL’ye satıldığı duyuldu. Halkla resmen dalga geçiyorlar.
Fiyat artıyor porsiyon küçülüyor
Fatih Türkan (23, yeni mezun): İşletmelerin kar marjları çok yüksek. Fiyat yükselirken porsiyonlar küçülüyor. Ayrıca ürünler kalitesiz, yağ ve tuzu basıp lezzetli olduklarını sanıyorlar. Buna bir dur demek için boykota katılıyorum.
Tek pazarımız var
Bilge Yazıcı (35): Haklılar, fakat bizim de tek pazarımız var. Ne yapalım, çocuğumuzla bir kafede keyif yapmak istiyoruz.
Kadıköy, saat: 13.00
Biz de fiyatlardan şikayetçiyiz
Snug Breakfast Club işletmecisi Semih Şahin: Dün yağışlıydı, çok anlaşılmadı. Ama pazar sabahı normalde daha fazla kuyruk oluyordu. Kuyruk 20-25 masadan aşağı olmazdı. Tabii yine de çok etkilemedi bizi, yine doluyduk. Bizim maruz kaldığımız zamlardan bahsedeyim. Ocak ayında açtık burayı. Nisan ayındayız. Altılı paket sosisi 390 TL'den almaya başladık. Şubatta 470, martta 790 TL oldu. Adedinin maliyeti yaklaşık 70 TL'den 110 TL'ye çıktı. Tabak ise 295 TL’den 355’e yükseldi. Bu tabakta başka malzemeler de var. Bu tabaktan personel ve kira da çıkacak. Sıkıntı şu, biz burayı açtığımızda 100 bin lira kazanıyorsak şimdi de öyle kazanıyoruz. Ama maliyetimiz arttı, kar marjımız düştü. Tedarikçiyi düşünse keşke müşteriler. Fırsatçılık bize gelene kadar kim bilir nerelerde var. Biz de fiyatlar uygun olsun istiyoruz. Daha az kazanıp daha çok tepki görüyoruz. Demir para kullanmıyoruz artık. Ben bozuk para kullanmayı özledim mesela.
Beşiktaş, saat: 12:45
Mekana değil sahile gidebiliyoruz
Emre Şen (34), avukat: Artık kafe, restoran ve bar fiyatları karşılanabilir olmanın çok ötesinde. Belli durumlarda sürekli boykot dile getiriliyor ama hiç hayata geçmiyor. En azından iki gün tavrımızı gösterebiliriz diye düşünüyorum ki zaten son zamanlarda hava iyiyse arkadaşlarımla dışarıda sahilde, hava kötüyse evde buluşuyorum. Otuz yaşını geçmiş ve meslek sahibi insanların mekanlarda çok nadiren oturabilmesi ve sahile gitmek zorunda kalması trajikomik. Üniversitedeyken çok daha az bir bütçeyle çok daha rahat bir şekilde dışarıda vakit geçirebildiğimi söyleyebilirim. Şimdi ise vapurla karşıya geçip Caddebostan Sahili’ne gidiyorum ancak. Bu yakada konforlu bir biçimde zaman geçirebileceğim sahil de yok çünkü.
Dışarı çıkacak halimiz kalmadı
Levent Bucak (51), esnaf: Boykota elinde olmadan katılanlardan biri olduğumu söyleyebilirim. Yani zaten insanların çoğunda dışarı çıkacak hal kalmadı. Zaten çoğu kişi ayda bir ya çıkıyor ya çıkmıyor. Ben de ticaretle uğraşıyorum ve pandemiden beri işlerim giderek düşüyor. Atlanan nokta şu, madem para yok mekanlar nasıl dolu diyorlar ama İstanbul’un nüfusu 20 milyona dayandı. Sürekli bir sirkülasyon tabii olacak ama bu insanların düzenli olarak dışarı çıktığını göstermez. Böyle bir nüfusa sahip bir şehirde de bu tür boykotların bir yere varacağını maalesef düşünmüyorum. Kendim de esnaf olduğumdan esnafa da çok bir şey diyemiyorum, ama elimizden de başka ne gelir onu bilmiyorum. Keşke daha umutlu konuşabilsem ama durum böyle.
Caferağa, saat 12:30
İşlerde genel düşüş var
Kadıköy İlya Coffee&Brasserie çalışanı Eylül Arslan: Dün biraz düşmüştü işler. Müşteri azdı. Bugün de şimdilik boş ama boykottan mı bilmiyoruz tabii. Ama bunun dışında genel anlamda işlerde bir düşüş yok.
Müşteri şikayet ediyor
Kadıköy Cherrybean Coffee çalışanı Harun Karadağ: Dün iş epey azdı. Ama boykot olsa da olmasa da iş her sene düşüyor zaten enflasyon yüzünden. Fiyat artışı yaptığımızda müşteri şikayet ediyor. Ama burada bir servis satın alıyorlar ve bu servise çalışan ve işletme maliyetlerinin dahil olduğunun farkında değiller.
Moda, saat: 12:00
Serpme kahvaltıyı kaldırdık
Dün Moda işletmecisi Gökhan Baydemir: Boykotun ilk günü sakinlik vardı. Yağmurun da etkisi var mı bilmiyorum… Ama tabii genel fiyat artışı ve müşterilerin buna tepkisi bizi de etkiledi. Müşteri bir yumurtanın maliyetini düşünüyor. Doğal olarak üç yumurta ve kaşara 250 TL ödeyince çok geliyor. Mesela biz serpme kahvaltıyı kaldırdık. Çünkü orada israf olan her şey bize maliyet. Ve bunu müşteriye yansıtmak zorunda kalıyoruz o zaman. Müdavimlerimiz bile artık kahvaltıyı azalttı, kahve içmeye geliyor buraya. Kahvaltı satışımız geçen yıla nazaran yüzde 30-40 düştü. Bunun dışında müşteri sayımız çok azalmadı. Ama gelenler de dışarıda yeme içmeyi bıraktığını söylüyor.
Boykot değil maliyetler etkiledi
Yer Cafe çalışanı Mehmet Babayiğit: Boykot bizi pek etkilemedi. Moda işlek bir yer. Ama maliyetlerin artışı bizi etkiledi. Ancak ilginç şekilde burada müşteri arttı, artık bir iki saat boşumuz dahi olmuyor. Müşteri şikayet de etmiyor. Gelen müşteri para harcayacağını biliyor. Özellikle Avrupa Yakası'ndan buraya bir akış var. Çok kalabalık ve çok yabancı var diye oraya gitmek istemeyen buraya geliyor.
Boykot lokasyona göre farklı etki gösterdi
Cafe Begin işletmecisi Yiğit Güneş: Boykot bizi etkilemedi. Gelen insanlar bizden memnun. Starbucks’lar boykot edilmiş olabilir. Ama onlarda da Kadıköy, Beşiktaş gibi yerler etkilenmedi. Her yer doluydu. Mesela ben Pendik tarafında oturuyorum. Orada mekanlar bayağı etkilenmiş. Ama Kadıköy bir sosyalleşme mekanı. Mesela dün gelen bir müşterimiz kafe ve restoranları boykot ediyordu. Ama gelip çay kahve içtiler. Bizi boykot etmediklerini söylediler.
Rumelihisarı, Saat: 11:30
Ön sıralar bile boş
Kale Bosphore garson Ali Kaya (47): İlla ki etkilendik. Bugün normal bir pazara göre yüzde 70 boş. Normalde ön sıralarımız dolu olmalıydı, hatta insanlar sıra beklemeliydi. Dün de çok yoğun değildik fakat yağışa bağladık. Sonuçta yağmur olduğunda sahil şeridinde işler çok etkileniyor. Ama bugün de işlerimiz eskisi gibi değil.
Müşteri düştü fiyatlar arttı
Sade Kahve işletmecisi Ertan Yurtsuz (53): Bugün işler yüzde 50 düştü. Ben boykotun yine en çok müşteriye zarar vereceğini düşünüyorum. İşletme sürümden kazanır, müşteri ne kadar çok olursa, fiyatlar o kadar uygun olur. Müşteri olmazsa işletme maliyetini, vergisini, kirasını nasıl karşılayacak? Son dönemde talep düştü, insanların satın alma gücü azaldı. Ayda 5 kez gelen 1 kez gelmeye başladı. Fiyatların yükselmesinin bir sebebi de bu. Şimdi müşteri kafelerden çekilirse, bir faydası olacak mı boykotun?
Haklı bir boykot değil
Rumeli Kale Kafe işletmecisi Celal Ataman (65): Bizim yoğunluğumuz yüzde 10 azaldı. Normalde daha kalabalık oluruz. Haklı bir boykot olduğunu düşünmüyorum. Marketi denetleyebiliyorlar mı? Fiyatlar belli, resmi olarak yazılı. Müşteri oturmadan menüyü inceliyor, işine gelen oturur işine gelen oturmaz. Biz 43 yıllık bir işletmeyiz, fakat bu boykot en çok ara sokaktaki küçük kafeleri etkileyecek.
Ülke boykota gitsin!
Buba’s işletmecisi Fulden Gezer (47): Normal bir pazara göre durgunuz, yüzde 50 düştü işler. Boykotu mantıklı da bulmuyorum, bu mantıkla tüm ülke boykota gitsin o zaman. Ülkede her şey bu kadar pahalıyken biz de maliyetleri karşılamaya çalışıyoruz.