Garanti BBVA Genel Müdürü Mahmut Akten, enflasyonla mücadele programı kapsamında sektöre yönelik kredi limitlerinin gelecek yıl boyunca kalkmasını beklemediğini söyledi ve bunun enflasyonun aşağı çekilmesi için gerekli olduğunu ifade etti.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın enflasyonla mücadele programında Haziran 2023'ten bu yana uyguladığı sıkı para politikası, ilave sıkılaştırıcı adımlarla destekleniyor.
Sıkılaşan makro koşullar ve kredi sınırlamalarının etkisini hisseden bankacılık sektörünün, sermaye yeterliliği ve likidite koşulları sağlam olsa da bu süreçte sektörün fonlama maliyetleri, karlılık ve aktif kalitesi üzerindeki baskılar arttı.
Makroihtiyati önlemler kapsamında da kredilere aylık büyüme sınırları uygulanıyor. KOBİ kredileri için aylık yüzde 2,5; diğer TL ticari krediler için yüzde 1,5; yabancı para ticari krediler için yüzde 0,5 büyüme kısıtları olduğu gibi bireysel tarafta da ihtiyaç ve taşıt kredilerine yüzde iki aylık büyüme sınırı uygulanıyor. Bankalar, kredilerini bu oranların üzerinde artırırlarsa ilave yükümlülüklerle karşı karşıya kalıyorlar.
"Limitlerin kaldırılmasını beklemiyorum"
Reuters'a konuşan Aksen, kredi kısıtlamalarının gelecek sene boyunca kalmasını beklediğini dile getirerek "Enflasyonu aşağıya getirmekte ciddiysek, bu limitlerin aşağı gelmesini, daha doğrusu limitlerin kaldırılmasını beklemiyorum. Ufak tefek kolaylıklar sağlanabilir, rasyolar değiştirilebilir, limitler değiştirebilir. Bu da doğru bir şey" şeklinde konuştu.
Bankaların çok kredi vererek enflasyon yaratabileceğine dikkat çeken Akten, "Bir bankacı olarak bunu söylemek de yanlış bir şey belki ama limitlerin görece yavaş yavaş değiştirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bir anda büyürseniz enflasyon problemini çözememiş oluyorsunuz. Bir sonraki sene aynı yere gelmiş oluyoruz" dedi.
Sene başında yüzde 44'lerde olan enflasyonun yüzde 31-31,5 düzeyinde yılı tamamlamasını beklediğini vurgulayan Akten, sözlerine şöyle devam etti: "Bu anlamda bir başarı var. Kolay değil buralara çekmek. Ama önümüzdeki dönemde kalıcı olarak düşmeye devam etmesi lazım. Önümüzdeki dönem enflasyon yüzde 1,5 gibi aylık artışlarla giderse gelecek sene zaten iyi bir yere gelir. Gelecek sene sonunda yüzde 25 civarında, faizi de yüzde 32 olarak tahmin ediyoruz".
Politika faizindeki düşüşün kredi maliyetleri ya da mevduat faizlerine birebir yansımadığını ifade eden Akten, şöyle konuştu: "Bankaların dört haftada bir uymaya çalıştığı, TL mevduat rasyosu diye bir rasyo var. Bu yüzden mevduat faizleri bugün politika faizinin üzerinde oluşuyor. Geçen haftaki faiz düşüşüne kadar olan son üç aydaki 650 paz puanlık düşüşün (maliyete yansıması anlamında) yüzde 60'ını gördük, daha hepsini görmedik".
Bankalara uygulanan diğer bir regülasyon da TL'yi cazip kılmak için bankalara getirilen TL mevduatta yüzde 60 oranı. Bankaların dört haftada bir bu rasyoyu yakalamaları gerekiyor.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası geçen hafta, enflasyondaki düşüşün tekrar hız kazandığını gösteren verinin ardından 150 baz puan faiz indirdi. Banka böylece temmuzdan bu yana 800 baz puan indirimde bulundu.
Asgari ücret artışı yüzde 25 olabilir
Para politikasının seyri açısından enflasyonun yanı sıra, milyonlarca çalışanı ilgilendiren asgari ücret görüşmeleri de izleniyor. Akten asgari ücret artışının yüzde 25-30 aralığında oluşmasını beklediklerini kaydetti.
Bankacılık sektöründeki regülasyonların geçmişte olduğu kadar bankaları yormasa da yine de bir stres yarattığını belirten Akten, "TCMB daha dinleyici, dikkatli; her dört haftada bir de mümkün olduğunca gerekiyorsa ayar yapmaktan da çekinmiyor. Bizleri de duyuyor, zaman zaman bütün bankalarla toplantı yapıyorlar. Her 4-8 haftada bir rasyoyu tutturma stresi oluyor mu? Evet oluyor. Ama onların ötesinde o kadar yorucu değil. Bir an önce enflasyonun aşağı gelmesi bizi daha mutlu eder" diye konuştu.
Akten kredi büyümesinin son 2-3 senedir enflasyonun altında kaldığını ancak bu regulasyonlara rağmen kredi büyümesinin bu sene enflasyonun üzerinde gerçekleşeceğini belirtip "Çünkü limitlere tabi olmayan krediler var. Bireysel kredi kartı, konut, KMH gibi... Birkaç seneden sonra ilk kez kredi büyümesi enflasyonun üzerinde olacak, bu da üzerimizdeki bu seneki baskıyı biraz azalttı" dedi.
Akten bankacılık sektörü için dengelenme eğiliminin devam etmesini beklediklerini de sözlerine ekleyerek TL kredi büyümesinin 2026'da da dengeli şekilde enflasyon üzerinde büyümesini öngördüklerini söyledi. Aktif kalitesinde risk takibinin devam edeceğini kaydeden Akten, "Ama daha fazla normalleşme olacak faiz aşağı geldiğinde. Net faiz marjı ve sermaye getirisi daha iyi olacaktır" dedi.
Akten ana ortak BBVA'da çalışan ve müşteri sayısı anlamında önemli bir yer tuttuklarını belirterek, "Biz onların genel müşteri sayısının yüzde 25 ile yüzde 30'u arasındayız. Müşteri kazanımında da öyleyiz. Müşteri sayımız sene sonu itibarıyla 30 milyona geliyor" dedi.
Ana ortağın karına katkı ile ilgili de Akten, katkının enflasyon muhasebesi ile konsolide edildiğini belirterek, "Bu da Türkiye'de ilan ettiğimiz kârın çok altında oluyor. Enflasyon kadar sermaye düşüyoruz. Onun için yüzde 7-8'lerde katkısı. Ama normalde enflasyon yüzde 100'ün altına gelip o muhasebeden çıktığımız zaman yüzde 25-30'larda olabilecek bir kazanç sağlıyoruz" ifadelerini kullandı.
Türkiye'de çok rekabetçi bir ortam olduğunu ancak ana ortağın Türkiye'den memnun olduğunu kaydeden Akten şöyle konuştu:
"Her zaman daha büyük büyümek için fırsatları değerlendireceklerdir diye düşünüyorum ama biz zaten kendimiz de hep sermayenin üzerinde getiriyle büyümeye devam ediyoruz. Teknolojiye çok yatırım yapıyoruz. Yıllık 250 milyon dolar yatırım yapıyoruz bu alana, özellikle de yapay zekaya".
Kaynak: Reuters


