Mastercard’ın ekosistemde farklılaştığı konulardan biri de danışmanlık ve katma değerli hizmetler. Şirket, özellikle veri analizi konusundaki deneyimini kullanarak dünyanın dört bir yanındaki sektör paydaşlarına, turistlerin profili ve seyahat alışkanlıklarıyla ilgili önemli bulgular ortaya koyan raporlar sunuyor. Mastercard verileri kullanılarak hazırlanan Mastercard Ekonomi Enstitüsü Seyahat Trendleri 2025 Raporu yayınlandı. Rapor, seyahat harcamalarının arka planındaki içgörü ve motivasyonları yine çarpıcı sonuçlarla ele alıyor. Mastercard Doğu Avrupa Bölgesi Pazarlama ve İletişimden Sorumlu Başkan Yardımcısı Yasemin Develioğlu ile ülke turizmine yaptıkları katkıyı ve yeni raporun çıktılarını konuştuk.
Dijitalleşme Mastercard için ne anlam ifade ediyor ve Mastercard’ın dijitalleşme vizyonu turizm alanında nasıl somut projelere dönüşüyor?
Mastercard olarak sadece ödeme yapmayı kolaylaştırmakla kalmıyor, aynı zamanda hayatı dijitalleştiren çözümler geliştiriyoruz. Yapay zekâdan veri analitiğine, siber güvenlikten dijital yeniliklere kadar birçok alanda yatırımlar yapıyor, veriyi anlamlı hale getirip hem işletmelere hem bireylere somut faydalar sunuyoruz.
Turizm de bu alanların başında geliyor. Dünyanın dört bir yanındaki turizm profesyonellerine destek olmak amacıyla geliştirdiğimiz “Turizm Platformu” ile turistlerin nereden nereye gittikleri, ne zaman ve nasıl seyahat ettikleri gibi konularda derinlemesine analizler sunuyoruz. Bu sayede hem turizm sektörünün hem de karar vericilerin daha isabetli adımlar atmasına katkı sağlıyoruz. Veriyi sadece raporlamakla kalmıyor, danışmanlık ekibimizin desteğiyle bu içgörüleri stratejik yol haritalarına dönüştürüyoruz. Öte yandan, yerli ve yabancı turistlere yönelik sunduğumuz özel deneyimlerle, destinasyonlara olan ilgiyi artırıyor, ekonomiye canlılık katıyoruz.
Global seyahat trendlerine ilişkin yeni bir rapor yayınladınız. Raporda göze çarpan bulgular neler?
Yeni yayınlanan Seyahat Trendleri raporumuz, günümüz tüketicilerinin seyahat harcamalarını belirleyen içgörü ve motivasyonları yine çarpıcı sonuçlarla ele alıyor. Artık sadece bir destinasyonu ziyaret etmek yetmiyor; insanlar keşfetmek, deneyim yaşamak, kendilerini özel hissetmek istiyor. Seyahat sürelerinin uzadığını ve bunun da altındaki en önemli motivasyonun farklı deneyimler yaşamak olduğunu görüyoruz. Ülkeler de bu nedenle, klasik turistik cazibenin ötesine geçerek daha özgün ve anlamlı deneyimler sunmaya odaklanıyor. Raporda dikkat çeken noktalardan biri de şu: Ekonomik ve jeopolitik koşulların seyahat planlarını etkilemede rolü olsa da, gezginlerin asıl yönünü belirleyen şey duygular ve deneyimler. Doğal güzellikler, zengin mutfak kültürleri, yerel yaşamla iç içe geçen özel anlar artık seyahatin en önemli parçaları. Doğal güzellikler, mutfak çeşitliliği ve özel deneyimler gezginlerden büyük rağbet görüyor.
Turistlerin seyahat kararlarını güçlü bir şekilde etkileyen ‘ekonomik olmayan faktörler’ de raporun ilgi çekici detaylarından. Örneğin sağlıklı yaşam trendinin yükselmeye devam etmesi spa, doğada inziva ve ekolojik tesis sunan destinasyonlara; büyük milli parklarla ünlü lokasyonlara ilgiyi ve merakı beraberinde getiriyor. Bir diğer örnek ise neredeyse tüm dünyadaki insanların ortak tutkusu olan spor alanında. Raporda, Şampiyonlar Ligi Finali gibi heyecanla beklenen büyük etkinliklerin, seyahatseverlerin tercihlerinde belirleyici olduğunu görüyoruz.
Raporda Türkiye’ye dair de gurur verici notlar var. Türkiye turizm alanında nasıl algılanıyor?
Yeni raporda gerçekten gurur duyduğumuz sonuçlar görmek mümkün. Ülkemiz uzun bir dönemdir sadece bir yaz destinasyonu değil. Kültürel zenginliği, tarihi güzelliği ve mutfak konusunda ayrışan konumuyla bir destinasyondan daha fazlası olmuş durumda. Ülkemizin değer önerisi, sadece “her şey dahil paket tatiller” ile tariflenemeyecek kadar zengin. Gastronomi, kültür sanat, tarih, müzik, sağlık, spor gibi farklı ve geniş bir yelpazede turist taleplerine cevap veriyor. Bunu kanıtlar nitelikte, geçen yıl 67 ülkeden turist ağırlayan İstanbul, global gurme destinasyonları listesindeki 43 şehri geride bırakarak birinci oldu. Paha biçilemez şehrimizdeki restoranların, Asya, Orta Doğu, Akdeniz ve Doğu Avrupa mutfaklarını harmanlayan ve her zevke hitap eden yemek seçenekleriyle övgü topladığını görüyoruz. Diğer yandan, 2019-2024 arasında Japonya’dan Kayseri’ye gelen turist sayısı neredeyse 6 kat artarak listede başı çekti. Japonların tercih ettikleri şehirler 3 kat artışla Nevşehir ve 2 kattan fazla artışla İzmir olarak sıralandı. Birleşik Krallık’tan Antalya’ya, ABD’den ve Kanada’dan İstanbul’a gelen turist sayısı ise 2 katından fazla artış gösterdi. Her kıtadan seyahatseverlerin zevkine hitabet edecek çok yönlü bir turizm ülkesi olmaktan gurur duyuyoruz.
İstanbul’un gurme şehirler listesinde ilk sırada yer almasını neye bağlıyorsunuz?
Gastronomi odaklı seyahat son yılların parlayan trendlerinden. Ne mutlu ki, Türkiye’nin de güçlü olduğu alanlardan biri. Zengin mutfak kültürümüz, yüzyıllara dayanan yemek geleneğimiz ve her bölgenin kendine özgü tatları, özellikle yabancı turistlerin rotasını bize çeviriyor. Resmi partneri olduğumuz Michelin Guide gibi, global standart belirleyici çatı kuruluşların Türkiye’ye yönlenmeleri de gastronomi gibi spesifik ilgi alanlarına sahip turistlerin ziyaretlerini artırdı. Artık gurme turistler, sadece tarihi yerleri değil, Türkiye’nin gastronomi duraklarını da listelerine ekliyor. Bu noktada teknolojinin gelişimi de rol oynuyor. İnsanlar sosyal medya, bloglar, videolar ve içerik üreticileri sayesinde hiç bilmedikleri lezzetleri, gizli kalmış restoranları ya da lokal tatları keşfedebiliyor. Bu da onları daha önce düşünmedikleri destinasyonlara yönlendiriyor.
Sizin bu noktada özellikle deneyim odaklı çalışmalarınız olduğunu biliyoruz. Bu çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Tüketicilerin spor, kültür-sanat, gastronomi, müzik ve alışveriş gibi tutku alanlarını ve duyusal pazarlamayı işinin merkezine koyan bir markayız. Global Paha Biçilemez platformumuz ile ülkemizin değerlerini deneyimlere dönüştürüyor, bu deneyimler üzerinden Türkiye’deki destinasyonları tanıtıyoruz. Platformdaki 40’dan fazla destinasyondan biri de Türkiye. Tüm dünyadaki Paha Biçilemez ülkeleri arasında ilk 10’da yer alıyoruz. Paha Biçilemez platformunun global ağı sayesinde, hem Türkiye’de yaşayan seyahatseverlere hem de Türkiye’de tatil planlayan yabancı turistlere eşsiz deneyimler sunarak turizme ve bölge ekonomisine katkı sağlıyoruz. Bunu yaparken, özgün içerikler üretmeye ve konusunun uzmanı rehberlerle çalışmaya özen gösteriyoruz. Platform aracılığıyla bir anlamda turizm trendlerini de şekillendiriyoruz.
Platform hangi şehirlere odaklanıyor?
Bundan 13 yıl önce Paha Biçilemez projesinin dünya lansmanı içinde yer alan Avrupa bölgesindeki ilk 3 şehirden biri İstanbul’du. Platform, kapsam ve hedef kitlesinin genişlemesiyle, yalnızca şehirler değil ülke genelinde kullanıcılarla bir araya gelen bir konsepte dönüştü. Paha biçilemez deneyimlerle tüketicilerin alışılagelmiş bir seyahatten çok, o destinasyona ait kültürel etkileşimi deneyimlemelerini hedefliyoruz. İstanbul’dan sonra ilk deneyim sunduğumuz bölge Kapadokya oldu. Son 4 yıldır bu bölgede de kullanıcılarımıza paha biçilemez deneyimler yaşatıyoruz. Ayrıca, geçen yıl Urla’da da deneyim sunmaya başladık. Tüm dünyadaki turistlere açık olan Kapadokya Caz Akşamları ve Urla Gastronomi Günleri deneyimlerimiz ile global bir destinasyon olma yolunda ilerleyen yerel değerlerimizin pazarlamasına katkıda bulunmaktan mutluluk duyuyoruz.
Seyahatler, bazı dolandırıcılık risklerini de beraberinde getiriyor. Bu noktada okurlarımıza tavsiyeniz ne olur?
Tatiller heyecan verici olsa da, ne yazık ki, dolandırıcılık riski, seyahat planlamasından seyahat davranışlarına kadar her adımda karşımıza çıkabiliyor. Hem kişisel hem de seyahat güvenliğimiz için basit ama hayat kurtaran önlemler alınabilir. Raporumuzda da bu konuya özel bir yer ayrılmış durumda. Örneğin, güvenilir web sitelerinden rezervasyon yapmak, seyahat boyunca kendi cihazlarımızı ve güvenli ağları kullanmak bunların en başında. Ayrıca, seyahat sigortası yaptırmak ya da dolandırıcılık koruması sunan kartları tercih etmek sizi pek çok riskten koruyabilir. Kullanıcılara, kartlarının temassız ödeme limitlerini kontrol etmelerini öneririz. Mastercard olarak, dolandırıcılıkla mücadelede tokenizasyon ve gelişmiş yapay zekâ odaklı araçlardan yararlanıyoruz. Hatta küresel çapta yürüttüğümüz bir çalışmayla, 2030’a kadar kartlardaki 16 haneli numarayı tamamen ortadan kaldırarak kimlik hırsızlığına karşı yeni bir güvenlik standardı oluşturmayı hedefliyoruz. Özetle güvenli bir seyahat deneyimi için hem bireysel farkındalık hem de teknolojik altyapı el ele veriyor. Tatilin keyfini çıkarırken, herkesin içi rahat olsun istiyoruz.
İlandır