Bob Chapek yaklaşık iki yıldır Walt Disney Company’nin CEO’su. Yani, 2022’de Türkiye’de yayına geçmesi beklenen Disney+’ın da büyük patronu. Yönetim bilimi efsanesi, yazar Peter Drucker’ın CEO’lara sorduğu sade ama zor bir soru vardır: “Siz ne iş yapıyorsunuz?” Chapek’in buna cevabı şöyle: “Biz hikaye anlatma sayesinde bir ömür boyu süren büyülü hatıralar oluşturma ve bu hikayeleri küresel bir izleyici kitlesi için mümkün olduğunca erişilebilir ve kişiselleştirilmiş şekilde dağıtma işindeyiz. Yani her şey hikaye anlatma meselesi.” Prestijli ekonomi ve iş dünyası dergisi Fortune’da yayımlanan röportajında Chapek, ona enerji veren geleceği ve kendi aklındaki Metaverse’i de anlatıyor. Neden bu kadar hevesli? Çünkü “Sihir yaratırken eğlenemezsen hiç eğlenemezsin.”
Değişimde kilit faktör
Chapek’in aklındaki Metaverse, taktığınız bir sanal gerçeklik gözlüğünü takıp sürükleyici bir dijital dünyaya girmek gibi geleneksel bir bakış açısından ibaret değil. Elindeki hikayeyi, Disney’e ait eğlence parklarında ve sinemalardaki insanlarla birebir temas da dahil tüm iletişim imkanlarını kullanarak -ve böylece hiçbir rakibinin ulaşamayacağı şekilde- anlatmayı hedefleyen bir vizyona sahip. “Dijital hikaye anlatımını fiziksel hikaye anlatımıyla harmanladığınızda ne olur? Üç boyutlu bir tuvalin boyandığı Metaverse gibi düşünün. Medyanın şimdiye kadar yaptığı tanımları boşverin… Kitaptır, oyundur, filmdir, dizi bölümüdür; hepsini unutun. Bizim hikaye anlatıcılarımız için mesele, yüzme havuzunda gördüğümüz o şeritleri çıkarmak ve tüm suyun bize ait olduğunu söylemektir.” Peki bütün bu sistemi çalıştıran kilit faktör ne? Veri. Chapek “Hem Metaverse’le ilgili konuştuğumuz her şeyin hem de fiziksel ile dijitalin müşteriye özel hale harmanlanmış halinin öncüsü veridir. Parklarımızdan uzun süredir çok derinlikli ve zengin veri topluyoruz” diyor. Kendisi parklardan sorumluyken kapsamlı kişiselleştirilmiş veri elde ediyordu. Şimdi Disney+ çok daha fazlasını sunuyor: “Siz Disney+’a girdiğiniz zaman kim olduğunuzu biliyoruz. Bize ilk nelerin izlendiğini, ne zaman izlenmeye başladığını, ne kadar süreyle ve kaç defa seyredildiğini anlatan tonlarca somut veriye sahibiz. Elimizde geniş datayla derin datanın kombinasyonu var. Bu ikisini ortak veritabanında birbirine bağladığımız zaman müşteri deneyimini özelleştirme konusunda daha iyi bir sonuç elde edebiliriz; Disney+’ı ister parkta ister evde izlemeye başlamış olsunlar, hiç fark etmez.”
