Yeni belgesel serisi Spycraft onlarca casusluk metodunu anlatıyor. Meğer gerçek ajanlar filmlerde gördüklerimizden çok daha tehlikeli şekilde çalışıyorlarmış
Casus olmayabilirsiniz. Casus olmayı hiç düşünmemiş de olabilirsiniz. Yine de casusluğu merak edebilirsiniz. Filmlerde gördüğünüz casusların akıllıca yöntemleri ve cesur hareketleri sizi izlemeye heveslendirebilir. Gerçek casusların filmlerde görünenden çok daha tehlikeli ve çok daha yaratıcı şekilde çalıştığını gösteren bir belgeseli de bu yüzden hevesle izleyeceksiniz.
İlk bölümün konusu teknolojik dinleme
Netflix’in yeni belgesel serisi Spycraft, ülkelerin istihbarat servislerinin yıllardır uyguladığı birbirinden farklı onlarca casusluk metodunu inceliyor. Sekiz bölümün her birinde casusluğun farklı alanlarını izleyiciye aktarıyor. İlk bölümü de en çok bilinen ama en çok merak edilen alana odaklanıyor: Yüksek teknolojili dinleme cihazları ve ABD, Rusya ve Çin’in bu alandaki rekabeti.
Yapımcılığını Maria Wye Berry’nin (Che Guevara’nın Gerçek Hikayesi’ne imza atmıştı) üstlendiği Spycraft gereksiz detay verip izleyiciyi casus yapmaya çalışmıyor. Olayları olduğundan daha dramatik göstermeye çalışmıyor. Sadece emekli uzmanlarla gerçekte kullanılan yöntemleri anlatıyor ve bunların seyirciyi yeterince etkilemesini bekliyor. Bu konuda da son derece başarılı oluyor zira yöntemler gerçekten çok etkileyici.
İzledikçe paranoya seviyeniz artacak
Örneğin ABD ve Rusya’nın yıllarca süren büyükelçiliklere dinleme cihazı yerleştirme rekabeti en keyifli savaş filmine taş çıkarıyor. Kullandıkları yöntemlerin giderek gelişmesi bir yandan da korkutucu olabiliyor. Sadece casusluğa değil; tarihe, Soğuk Savaş dönemine ya da teknolojiye meraklıysanız bu belgesel serisini keyifle izleyeceksiniz.
Ama Spycraft izlemenin bir kötü yanı var. Sekiz bölüm bittiğinde paranoya seviyeniz artmış olabilir. Telefonunuzu camdan aşağı atmak ya da Afrika’nın balta girmemiş ormanlarına taşınmak isteyebilirsiniz. İstendiği zaman dinlenebileceğiniz ve gözlenebileceğiniz, buna karşı hiçbir şey yapamayacağınız bilgisi çok ağır gelebiliyor. Belgesel serisi bittiğinde Whatsapp’ın gizlilik sözleşmesi hakkında daha az endişe edeceksiniz.
En iyi casusluk hikayeleri
Başta The Angel olmak üzere, heyecandan tırnak yedirecek pek çok film ve dizi yayında.Condor
James Grady’nin Six Days of the Condor adlı kitabından ve Lorenzo Semple Jr. ile David Rayfiel’in senaryosundan yola çıkan dizide, tesadüfen kendisini, milyonların hayatının tehlikede olduğu bir planın içinde bulan CIA analisti anlatılıyor. (BluTv)
Little Drummer Girl
John le Carré’nin aynı adlı kitabından uyarlanan dizide, Batı Almanya’da patlayan bombanın İsrail vatandaşlarının oturduğu bir evi hedef aldığı tespit edilir. Bir istihbarat memuru olan Joseph, Charlie isminde bir oyuncuyu ajan olması için görevlendirir. (BluTv)
Messiah
Dizi, Ortadoğu’da ortaya çıkan ve yeniden doğmuş Hz. İsa olduğunu iddia eden bir ana karakterin etrafında şekilleniyor. Yayınlandığı dönemde dünyada büyük ilgi gören dizi 10 bölümden oluşuyor. (Netflix)
The Americans
Soğuk Savaş döneminde KGB ajanlarıyla Amerikan istihbarat servislerinin mücadelesini anlatıyor. 2013-2018 arasında yayınlanan 75 bölümlük macera başrol oyuncusu Matthew Rhys’e Emmy ödülü kazandırırken, En İyi Drama dizisi olarak Altın Küre aldı. (Prime Video)
The Angel
The Angel gerçek bir yaşam öyküsünü konu alıyor. Mısır Devlet Başkanı’nın danışmanı ve damadı olan Eşref Mervan’ın İsrail gizli servisinin en değerli muhbiri olma hikayesi. Mervan’ın Mısır-İsrail savaşının eşiğinde yaptığı diplomatik etkiyi İsrail’in gözüyle anlatan ve onu kahramanlaştıran filmin yönetmeni İsrailli Ariel Vromen. The Angel, Ezop masallarıyla, diplomatik oyunlar arasında bir bağ kurarken başroldeki Marwan Kenzari de çok iyi bir iş çıkarıyor. The Angel’ı izlerken tarihi filmlerden bir şeyler öğrenme isteğiniz birden artabilir. (Netflix)
The Spy
İsrail’den Gelen Ajan isimli kitaptan uyarlanan mini dizi bir MOSSAD ajanı olan Eli Cohen’in gerçek hayat hikayesini izleyiciye aktarıyor. Başroldeki Sacha Baron Cohen’in performansı da kendine hayran bırakacak türden. (Netflix)
Tom Clancy’s Jack Ryan
CIA analisti Jack Ryan’ın Ortadoğu’daki bir kedi-fare oyunun ortasında kalmasını konu alan dizinin başrolünde The Office’ten tanıdığımız ve sevdiğimiz John Krasinski yer alıyor. Yalnızca bir analist olan Jack Ryan’ın boyundan çok büyük ajanlık işlerinin tam ortasına düşüşüyle başlayan hikaye seyirciye 2 sezonluk bir aksiyon vaat ediyor. (Prime Video)
Derleyen: Mehmet Dinler