Jo Ellison - Financial Times
Jeff Bezos’un kobalt tulumunu giyip, penise çok benzeyen bir uzay aracıyla yörüngeye fırlatıldığı günleri geride bıraktık. Benim gibi yeryüzüne bağlı olanlar daha gündelik şeylere odaklandı. Örneğin, Carrie yine o inanılmaz topukluları giymeye devam edecek mi? Charlotte’un bir bulldog uğruna güzelim spanyelini bırakmasının sebebi ne? Stanford Blatch ne zamandan beri kızlarla brunch yapacak kadar popüler oldu? Evet, Sex and the City dizisinden bahsediyorum. 1990’larda yayınlanan ve Manhattan’lı bekar kadınları anlatan dizi And Just Like That adıyla televizyonda yeniden başlıyor ve kadın kahramanlarımızı bu kez 50’li yaşlarında görüyoruz. Şu anda dış mekan çekimleri sürüyor ve etrafta bir spekülasyon, kostüm analizi ve medya ilgisi çılgınlığı var. Oyuncular Cynthia Nixon, Kristin Davis ve Sarah Jesica Parker bir araya gelmişti ama söylentilere göre Kim Cattrall yoktu. Sonra ücretler (başrol oyuncuları bölüm başına birer milyon dolar alacak) ve Parker’ı her zamanki Carrie kıyafetleri içinde Manhattan’da gördüğümüz çok sayıda set fotoğrafı geldi; sonra “sızan senaryolar”.Mr. Big iki eşli mi?
Hayran kitlesi ilgi gösterdikçe Sex And The City camiasının her yeniliğe gösterdiği özen de doğal olarak artıyor. Ortaya çıkan filigranlı belgelere göre, Carrie gazetede köşe yazarlığını bırakıp podcast yapmaya başlamış; durumları bozulmuş. Carrie’nin gay ahbabı Stanford dörtlüyü tamamlamak için Samantha’nın yerini almış. En güzel ipucu ise küçük bir diyalogda ortaya çıktı. Carrie diyorki: “Evliliğimden dolayı kendimi iyi hissediyordum. Şimdiyse nafaka ödediği eşlerinden oldum.” Yanlış alarm değilse, Mr. Big artık iki eşli. Peki Sex and the City nasıl hâlâ bu kadar ilgi görebiliyor? Dizi neredeyse 25 yıllık, müthiş ayrıcalıklı hayatlar yaşayan dört beyaz kadın hakkında, arzunun neredeyse sadece heteroseksüel, kısıtlanmış şehvet patlamalarıyla ifade edildiği bir dönemde çekildi. Müthiş demode. Kadınların çekici bankerler ile erkeğe benzemeyen sanatçılar arasında seçim yapmak zorunda olduğu, alışveriş çılgınlığının erdem, siyasetin can sıkıcı sayıldığı bir dünyada geçiyor.
10 milyon kişi izlemişti
