18 Nisan 2024, Perşembe
Haber Giriş: 24.03.2023 04:30 | Son Güncelleme: 25.03.2023 23:01

Liderler gelen krizi neden görmüyor?

En kötü durum senaryolarına hazırlanmayan yöneticiler kuruluşlarını ciddi riske atabiliyor. Geleceği göremememizin, çatlak seslere kulak vermemizin altında evrimin erken aşamalarından gelen grup halinde yaşama alışkanlıklarımız var
Liderler gelen krizi neden görmüyor?

Michael Skapinker / Financial Times

Silicon Valley Bank uzun vadeli tahvillere yaptığı yatırımın faiz artışlarına karşı korunaksız hale gelmesi sonrası çöktü. BBC en popüler futbol yorumcusunu kızağa çekti ama meslektaşları dayanışma gösterip onunla birlikte görev bırakınca kargaşaya düştü. JPMorgan Chase cinsel suçlu Jeffrey Epstein’in reşit olmayan biri de dahil olmak üzere fuhşa zorlama suçunu kabul etmesine rağmen beş yıl boyunca Epstein’i müşterileri arasında tuttuğu için ciddi itibar kaybıyla ve davalarla karşı karşıya.

Tüm bu örnekler Kraliçe II. Elizabeth’in 2008 küresel mali krizi sırasında London School of Economics’e yaptığı ziyarette sorduğu soruyu akla getiriyor: “Nasıl oldu da kimse böyle olacağını göremedi?”
BBC yönetiminden hiç kimse Gary Lineker’i cumartesi günlerinin en popüler futbol programı Match of the Day’den uzaklaştırılanlarsa diğer yorumcuların da ayrılabileceğini düşünmedi mi? SVB faizlerin beklenenden hızlı yükselmesi halinde yatırım politikalarının taşıdığı riski göz önüne almadı mı? Peki JPMorgan önde gelen banker Jes Staley’nin Epstein’le iş yapmaya devam etme arzusuna neden ses etmedi? Bunlar uç örnekler gibi görünebilir ancak muhtemel risklerini düzenli olarak gözden geçirmeyen her organizasyon aynı yanlışa düşebiliyor.

Üst düzey yöneticiler en kötü senaryoyu nadiren göz önüne alıyor. Şüphecilere neden kulak vermiyorlar?

“Ortak mit” kör ediyor

Harvard İşletme Okulu’ndan Profesör Amy Edmondson’a göre bunun bir sebebi kimi zaman ortalıkta hiç şüpheci olmaması. Yönetim ekibi “ortak bir mit” içine öyle gömülüyor ki yanlış olabilecek önerilerin hepsini görmezden geliyor. “Mevcut kanaatimizi pekiştiren işaret, veri ve kanıtları toplamaya yatkın olduğumuz alanlarda doğrulama yanlılığına kapılıyoruz. Yanlışlayıcı delilleri ise dışarıda bırakıyoruz” diyor.
Arabayla yanlış güzergahta ilerlemeye benziyor bu: “Otobanda bir yere gidiyorsunuz ve yanlış yöndesiniz ama farkına varmıyorsunuz. Ta ki görmemenin imkansız olduğu yanlışlayıcı karşınıza çıkana kadar: Bir bakmışsınız bir sınırı geçiveriyorsunuz.”

Grup düşüncesi ve doğrulama yanlılığı toplumun geneline de hakim. Edmonson insanların iklim değişikliği gibi konularda kendi görüşlerini destekleyen her bulguya balıklama atladığını ifade ediyor. “Baksana, ömrümüzde böyle soğuk kış görmedik. Bir de küresel ısınma var diyorlar!”

Birçok durumda gidişattan şüphe edenler olsa da ya ses çıkarmakta gönülsüz davranıyorlar ya da ses çıkarsalar bile iş arkadaşları onlara uymakta tereddüt ediyor. JPMorgan’da Epstein’e dair sorular gündeme gelmişti. 2010’daki bir şirket içi e-postada şöyle yazıyordu: “Cinsel suçlu olduğu tescillenmiş bir müşterimiz olmasından huzursuz olmuyor musunuz?”