Antik süngercilik kültüründen ilham alan Aruna, geçmişin izlerini bugünün modern dokunuşlarıyla harmanlayarak gastronomi tutkunlarına hitap ediyor.
Denizcilik geleneğinden doğan bir ilham
Aruna’nın ilham kaynağı, Ege ve Akdeniz kıyılarında süngercilik yapan deniz emekçileri… Mekânın kurucusu Tugay ailesinin kökleri, 1940’lı ve 50’li yıllarda sünger avcılığı ve ticaretiyle denizcilik sektöründe şekillendi. Aile, 60 yılı aşkın süredir mavi yolculuk kavramının öncülerinden biri olarak sektörde yer alıyor.
Bu güçlü miras, Aruna’nın ruhunu ve hikâyesini oluşturuyor. Gündüzden Geceye Epik Bir Sadelik Aruna, yalnızca bir restoran değil aynı zamanda bir kültür alanı. Süngercilik mesleğine ve aile büyüklerine saygı niteliğinde hazırlanan özel köşeler, el çizimi antik dalgıç illüstrasyonları ve özgün objeler mekâna karakter kazandırıyor.
Restoranın tasarımı, tekne iç mimarı Ceren Civaoğlu Tugay imzası taşıyor. Gündüz deniz köpüğü tonlarının ferahlığıyla şekillenen atmosfer, gece lacivert ve ahşap dokuların zarafetiyle epik bir sadeliğe dönüşüyor. Zeytin ağaçları, taş duvarlar ve uçuşan perdeler eşliğinde sünger dalgıçlarının hikâyesi yaşatılıyor.
Mutfağın Felsefesi: “Sadelik En Nihai Güzelliktir”
Türkiye’nin önde gelen şeflerinden Ali Ronay danışmanlığında şekillenen mutfak vizyonu, bölgenin lezzet hafızasını çağdaş gastronomi ile buluşturma iddiasında. Yerel ürünler ve tarifler, modern tekniklerle yeniden yorumlanıyor.