İpek Şişman
Geçen bayramda müzisyen bir akrabamla sohbet etme şansım oldu. “Ne kadar da büyümüşsün!” gibi klasik cümlelerin ardından sohbet, önce havadan sudan konulara, sonra da yavaş yavaş yapay zekânın hayatımıza etkisine geldi. Herkes, yapay zekânın hayatı ne kadar kolaylaştırdığından, neredeyse her alanda insanı nasıl rahatlattığından bahsediyordu. Ancak konu yapay zekânın sanatla, özellikle de müzikle ilişkisinden açılınca sohbetin tonu değişti. Kendisi, bir süredir müzik yapmadığını, çünkü artık yapay zekânın kendisinden daha kısa sürede daha “etkileyici” müzikler üretebildiğini söyledi.