Hülya Çelik
Alex Michaelides’in Şubat 2019’da yayımlanır yayımlanmaz New York Times çoksatar listelerine giren ve 54 hafta boyunca inmeyip fenomen olan, ilk romanı Sessiz Hasta, geçtiğimiz haftalarda Domingo Yayınevi etiketiyle Türkçe okurunun da beğenisine sunuldu. Dilimize Aslı Perker tarafından çevrilen Sessiz Hasta, kocasını görünürde hiçbir sebep yokken ağır darbelerle öldürdükten sonra sessizliğe gömülen gizemli bir kadının ve onun bunu yapmasına sebep olan güdüyü ortaya çıkarmaya çalışan bir terapistin şok edici ve gerilim dolu hikâyesini anlatıyor. Bu tırnak kemirten gerilimin yaratıcısı Alex Michaelides, Türkiye’den ilk kez Oksijen’e konuştu. İlk kitabınız olan The Silent Patient 46 dilde okura ulaştı. Bu başarıyı neye bağlıyorsunuz? Aslında yayımlandığı andan bu yana hiç tahmin etmediğim bir şekilde 50 farklı ülkede 2.5 milyon sattı, bu kadarını hayal bile etmemiştim. Şahsi görüşüm şu; bence herkes bu kitapta kendinden bir şeyler buldu. Psikoterapi teması sadece gerilim okuyucularına değil, herkese hitap etti.Mitolojiye dönüş
The Silent Patient’la ilgili en çok merak edilen, kişiler ve olaylarda gerçeklik payı olup olmadığı. Kitabı yazmadan önce psikoterapi eğitimi aldığınızı göz önünde bulundurursak karakterlerinizde sizin ve karşılaştığınız hastaların izlerini sürebilir miyiz? Hiçbir zaman terapistlik yapmadım ama çok fazla terapi gördüm, yaklaşık 10 yıl kadar. Yazarlığım üstünde en büyük etkiyi yaratan da bu terapiler oldu. Dürüst olmam gerekirse bu terapiler esnasında karşılaştığım kişiler tüm karakterlerime yansıdı. Baş karakter Alicia üstünden Eurupides’in Alcestis’ine sıkça dokunduğunuz için Yunan mitlerine ilgi duyduğunuzu anlayabiliyoruz. Mitler sizin için ilham kaynağı mı? Yazarken hep Yunan mitolojisine dönüyorum. Yeni kitabımda da öyle. Beni en çok etkileyen binlerce yıl sonra bu hikâyelerin nasıl yansıdığını görmek. Aslında her biri modern psikolojik incelemelere dayanıyor, muhteşem bir şey bu.
Kitapla ilgili okurlarınızdan ne tür dönüşler alıyorsunuz? Bana en çok keyif veren şey dünyanın her yerinden insanların ilgisini ve kitabı beğendiğini duymak oldu. Hastanede yatan hasta insanların kitabı okuyarak birkaç saatliğine de olsa dikkat dağıttıklarını ve eğlendiklerini duyduğumda ne kadar mutlu olduğumu anlatamam. İkinci kitabınız The Maidens haziranda geliyor. Merakla bekleyen okurlarınız için yeni kitabınızdan biraz bahsedebilir misiniz? Elbette. Yeni kitabımın da yine Yunan mitolojisi, psikoloji ve cinayeti bir araya getiren bir hikâyesi var. Cambridge Üniversitesi’nde yaşanan bir dizi gizemli cinayeti konu ediyor. Okurlarla buluşmasını heyecanla bekliyorum. 
