“Mübadele bir makas gibi kesip atmıştır milyonlarca insanın geçmişini”
Mübadil torunu olduğunuzu öğrendim, sizin ailenizdeki mübadil hikâyesiyle İhsan Sami Bey’inki nasıl birbiriyle buluştu? Mübadele bir makas gibi kesip atmıştır milyonlarca insanın geçmişini. Olacağı varmış olmuş diyelim, diyelim ama mübadeleyi ya da genel olarak muhacirliği yaşayan insanlar hiç unutamamış bırakıp geldikleri ata toprağını. Benim anne tarafım Giritlidir. Ancak annem Çanakkale doğumlu. Yani görmemiş, yaşamamış, o da büyüklerinden dinlediğini bize anlatırdı. Annemden dinlediğimiz hikâyelerin pek çoğunun kısmen kurgu ya da biraz hayal ürünü olduğunu yıllar sonra bizzat Girit’e gidince gördüm. İkinci kuşak Girit mübadilleri böyledir. O hiç görmedikleri adaya özlemle, hasretle bağlıdırlar. Biraz da gözlerinde büyütürler, bırakıp geldikleri zenginlikleri abartırlar. İşin aslı, aile ortamında tanık olduğum mübadele bahsi daha çok bir sızıdan, sızlanıştan ibarettir. Bir de mutfak kültüründen. Çünkü Girit’in otları kadar tazesi, adanın peynirleri, balı, kekiği kadar güzeli nerede bulunabilir ki?“Bu romana 5 yılımı verdim”
2017 Yunus Nadi Roman Ödüllü Sibop çıktığı zaman sizinle ilgili yazılarda “öyküden romana geçiş yapan” diye başlıyordu cümleler. Roman yazmak iyi mi geldi? Ortaya çıkan metnin formu değil de süreç, yazma süreci etkiledi beni sanırım. Sibop’u yazmak 4 yıl kadar sürmüştü, bu kez 5 yılımı verdim. Bu süre zarfında beynimin, ruhumun bir bölümü aralıksız bu metni yaşadı, ancak pratikte masaya oturup yazmamsa sadece 4 ay sürdü. Evet, roman yazmak ruhuma iyi geldi. Sebep mi? Sanırım yaşlanıyorum.“Dünya çok daha yaşanır bir yer olacaksa kadınlar sayesinde olacak”
Bir cümle var romanda: “Babalığa ve kabalığa, keyfî iktidara direnişi”… Buradan da yola çıkarak bir baba olarak Gamze’yi nasıl düşündüğünüzü, nasıl yazdığınızı merak ediyorum… Hep diyoruz ya, şu erkek iktidarı bir dağılsa, her alanda, her yerde bu kabalıktan, bu “dediğim dedikçilik”ten kurtulsak, hele şu insanüstü insan, özellikle de erkek arayışı bir bitse, dünya çok daha yaşanır bir hâl alacak, yani en azından ben böyle diyorum, biz diyoruz, hah işte bunlar olacaksa kadınlar sayesinde olacak. Gamze gibi kadınlar. Gamze’nin bir kadın olarak elbette ki erkeklere göre sürüyle üstünlüğü var doğuştan gelen. Feriha’nın kızı o bir kere, “kimseyi sevgisizlikle terbiye edemezsiniz” diyen Feriha’nın. İnceliğin, yumuşaklığın, sıcaklığın çocuğu. Ve tabii estetiğin, güzelin. Aynı zamanda Gamze bilim ve teknikle donanmış bir zihin. Yarının insanı yani. Hem sağ beyin hem sol beyin. Eksiklikleri, yanlışları yok mu? Elbette var. Bu yüzden daha da güzel, daha da iyi.- Dolunay İki Gece Sürer / Başar Başarır / Can Yayınları / Roman / 384 Sayfa