Bir insanın hayatındaki en önemli kişi kimdir? Annesi mi, babası mı? Sevgilisi, arkadaşı, kankası mı? Psikolog ve yazar Doğan Cüceloğlu cevabı “fizik kuralları gibi değişmez bir gerçektir” dedikten sonra veriyor: “İnsanın hayatındaki en önemli kişi kendisidir.”
Onlarca yıllık birikim
Bugüne dek kaleme aldığı onlarca eserle Türkiye’de kendine önemli bir okur kitlesi edinmiş olan Doğan Cüceloğlu ile, televizyoncu-yazar, Kanal D’nin anchorman’i Deniz Bayramoğlu’nun nehir söyleşi kitabı Var mısın? - Güçlü Bir Yaşam İçin Öneriler Kronik Kitap’tan çıktı. İlk baskısı 100 bin adet yapılan kitapta, hem kişisel meselelerle başa çıkmak hem de toplumsal olarak şu an yaşadığımız zor zamanları aşmak için Cüceloğlu’nun onlarca yıllık birikiminden süzerek verdiği pratik öneriler yer alıyor.
Duygularınızı anlayın
İnsan kendisiyle ve başkalarıyla nasıl bir ilişki kurmalı? Okulunu nasıl seçmeli, eğitimine nasıl yön vermeli, boş zamanlarını nasıl değerlendirmeli, ne okumalı, ne dinlemeli… Sorular tanıdık ama Cüceloğlu’nun kitaptaki cevapları okurlara yepyeni pencereler açıyor. Bu pencereleri açmak kolay iş mi? Cüceloğlu’na bunu sorduğumuzda, her şeyin neticede ilk adımdan başladığını söylüyor. O ilk adımı isabetle atma potansiyeli de bizim içimizde. “Yeter ki doğru yönlendirilsin, yeter ki bireyin kapasitesine önem verilsin” diyor Cüceloğlu. “Gerçek şudur ki, kendini keşfetmeyen kişi, ne başka bir insanı ne de yaşamı keşfedebilir. Kendini keşfetmek için de atılacak ilk adım duygularının farkına varıp, duyguların ne demek istediğini anlamaya çalışmaktır.” Var mısın?’da herkesi kendi hayatı üzerine düşündürecek etkili bölümler var. Örneğin hayata hakkını vermek için çok ciddi bir farkı anlamak gerektiğini anlatıyor Cüceloğlu: “Herkesin bir ilgi alanı var; bir de etki alanı; ikisini birbirinden ayırabilmek lazım.”
Nasıl etki yaratılır?
Nedir bu alanlar? Cüceloğlu’nun tarifine bakalım. Kişi, çok farklı konularla ilgilenebilir, birçok meseleyi derinlemesine bilip öğrenebilir ama ailesi, çevresi, mesleği için gerçekte hangi alanda etki yaratıyor; bunun farkında olmak, bunlarla uyumlu şekilde yaşamak önemlidir. Örneğin toplumdaki israfı eleştirmek için ekonomi bilmek işe yarar ama esasen evde damlatan musluğu onarmayı öğrenmek, boşa yanan lambayı kapatmaya üşenmemek gerekir. İkincisi olmadan ilkinin hiçbir anlamı kalmıyor.
İşin sırrı özgüven
İnsan hayatında un, şeker, yağ bir araya geliyor ama her zaman helva olmuyor. En önemli sebeplerden biri özgüven eksikliği. İnanç ve güven yoksa, “Yapabilirim” denmiyorsa, hiçbir şey yapılmıyor. Cüceloğlu bunun sırrını özgüvende ya da kendi deyimiyle öze güven’de buluyor. Tohumları daha ailedeyken serpilen öze güven’de. Kitaptan okuyalım:
Ailede öğreniliyor
“İnsanın bütün yaşam yolculuğu boyunca aküsünün kaynağı bu öze güvendir. Kişi enerjisini buradan alır. Buna yılmazlık denir. Bir işi bırakmama, direnç gösterme… İddia ediyorum ki; zamana karşı durabilen ve insanlık için, bilim için büyük atılım diyebileceğim her hikâyenin arkasında yatan temel faktörlerden biri mutlaka bu çıkacaktır.” Cüceloğlu’na göre yılmazlığın öğretildiği ilk yer de aile. Akü orada şarj ediliyor. Direnç ilk orada kazanılıyor. Son nefese dek de böyle gidiyor. Cüceloğlu, bu yılmazlığın nasıl kazanılacağını, uzun yaşam yolculuğunun her bir durağında ne yapılması gerektiğini detaylı tarif ediyor ve pratik tavsiyeler veriyor. Bu zor günlerde okumak iyi gelebilir.
Kendinize her gün 1 ile 100 arasında bir not verin!
Doğan Cüceloğlu’na sorduk: “İnsan bugün her şeye rağmen, yaşamın tüm zorluklarına rağmen, şu an bir de Covid’e rağmen, kendini keşfetmeye hazır mı? Nereden başlamalı?” Cüceloğlu önerilerini Gazete Oksijen’le paylaştı. “Güçlü bir yaşam için atılacak ilk adımlar şunlar olabilir:
- Bugün bir defter alın; günlük gözlem ve anılarınızı yazmaya başlayın.
- Her günün sonunda şu soruya cevap arayın: ‘Bugün yaşamımda ben kendim olarak ne kadar vardım?’ Sıfır ile yüz arasında bir sayı yazın. Çok düşünmeyin; içinizde ilk hissettiniz sayıyı yazın. Haftalık, aylık, yıllık ortalamalar alarak bu konuyu gözlemeye devam edin.
- Kendiniz olarak var olamamanın kısıtlamaları sizin içinizde mi yoksa dışınızda mı yer alıyor? Bugün en belirgin temel duygularınız nelerdi? Bu duyguların her birini teker teker yazın ve duygularınızla sohbet edin. Onlara şunu sorun: ‘Duygum, senin kökenin nerede? Bana vermek istediğin temel mesaj ne? Geçmişimle mi, geleceğimle mi, yoksa bugünle mi ilgili bir şey söylüyorsun? Başkalarıyla mı yoksa kendimle olan ilişkilerimle mi ilgili bir şey söylüyorsun?’
Bu gözlemler ve çalışmalar sürdürülürse kişi kendini, ilişkilerini, yaşamı keşfetme sürecine adım atmış olur. Umarım, Var Mısın? kitabı okuru bu adımı atmaya teşvik eder; bu adımı zaten atmış olanlara güç ve şevk verir. Kendini keşfetme ve kendin olma süreci çok keyifli bir süreçtir.”