Dünyaca ünlü cerrah Prof. Dr. Kılıç: ‘Beyin, daha iyi bir hayatın modelidir’
Kahraman Çayırlı
Beyin cerrahisinde hem ışın cerrahisini, hem de geleneksel mikro cerrahi yöntemlerini bir arada kullanmasıyla dünyanın sayılı cerrahlarından biri olan Prof. Dr. Türker Kılıç, Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi Kurucu Dekanı ve dünyanın en saygın akademilerinden biri olarak gösterilen Avrupa Bilim ve Sanat Akademisi (Academia Scientiarum et Artium Europaea) üyesi. Yayımlanan yeni kitabı Yeni Bilim: Bağlantısallık, Yeni Kültür: Yaşamdaşlık (Ayrıntı Yayınları) vesilesiyle Kılıç ile beyne dair merak edilenleri konuştuk.
Bir et parçası nasıl bütün bunları yapıyor
Beyne karşı olan ilginiz nasıl doğdu? İlk kıvılcım 11-12 yaşlarındayken ‘Vücudumuzu Tanıyalım’ ünitesi esnasında, ilkokul öğretmenimin bana beyin rolünü vermesiyle çaktı. Sadece o organın piyesteki bölümünü oynamamız değil, aynı zamanda o organı bir sakatatçıdan almamız ve sınıfa getirmemiz istenmişti. Hayatımda ilk defa o gri, yumuşak, yoğurdumsu dokuyu sakatatçıdan aldığım kuzu beyninde elimde tuttum. O piyesten şunu sorduğumu hatırlıyorum: Nasıl oluyor da bu gri yapı, bu et, bu organ, kuzunun meradan yuvasına geri döndüğü zaman kendi annesini bulmasını sağlıyor? Bu soruyla birlikte aslında tüm bu sürecin başladığına artık bugün geriye dönüp baktığım zaman inanıyorum.Sizin çok önem verdiğiniz “bağlantısal bütünsellik” ne demek ve neden bu kadar önemli? Bütün, onu oluşturan parçaların aritmetik toplamından fazlası. Bütünün istikrarını sağlayan esas şey de parçaların birbiriyle olan ilişkisi. Bilim bu sayede ilk kez bütünü anlamak için parçalardan çok, parçaların birbiriyle olan ilişkisinin anlaşılmasının gerektiğini ortaya koydu. İnsanı bir yaprak gibi düşünürsek… Her insan, yani yaprak yanındaki yapraktan çok farklıymış gibi hissediyor. Öyle varsayıyoruz. Halbuki orman açısından bakıldığında sonuçta bu yapraklar, bütünü oluşturan parçalar. Ve orman yaprak için değil, yaprak orman içindir.Bir röportajınızda duygu ve düşüncenin matematiğinin aynı olduğunu söylüyorsunuz. Bu hususu biraz açabilir miyiz? Bizim kültürel, psikolojik ya da sosyolojik olarak farklı niteliklerle isimlendirdiğimiz bu zihin ürünleri aslında biyolojik anlamda ya da nöral anlamda ya da enformasyon matematiği anlamında temel yapıları kullanıyorlar. Yani bu bir dijital bilgisayar sisteminin ister Sims oyununda ister bir Warcraft oyununda farklı ürünler verse de, benzer matematik ağını kullanması gibi bir süreç esasında.
Salgında gördük ki insan merkezde değil
Beyin günümüzde neden bu kadar popülerleşti? Esas soru aslında “Nasıl daha iyi ve güzel bir dünya yaratabiliriz?” Yaşamın insan merkezli olmadığını korona krizinde gördük. “Nasıl daha iyi bir yaşam sürmeliyiz?” sorusuna bilimsel temelli bir yanıt verme çabası içerisine girdiğimiz zaman, bir modele ihtiyacımız var. Ve bu model de insan beyni.
Eğitim de çocuklara bir nevi çip takmaktır
Yeni bir çağın eşiğindeyiz. İnsanlara çip takılması ve robotlaşmasından söz ediliyor. Siz bu konularda ne düşünüyorsunuz? Yapay zekâ eğer onu iyi eğitirsek, korkulacak bir şey değil. Çip takılmasından korkuluyor; oysa insanları bir eğitim için bir sınıfa soktuğunuz andan itibaren zaten bir çeşit çipi ona takyorsunuz. Öğretmen sözlerle çocukların zihnini birer çip gibi etkiler.Yeni Bilim: Bağlantısallık, Yeni Kültür: Yaşamdaşlık / Türker Kılıç / Ayrıntı Yayınları.