19 Mayıs 2024, Pazar Gazete Oksijen
Haber Giriş: 04.02.2022 04:30 | Son Güncelleme: 03.03.2022 11:53

“Müzik terapisi kadim zamanlardan beri var”

Dünyaca ünlü besteci ve piyanist Anjelika Akbar’ın yeni kitabı Her İnsan Bir Bestedir, etrafımızdaki seslere karşı daha dikkatli olmayı hatırlatıyor
“Müzik terapisi kadim zamanlardan beri var”
Kahraman Çayırlı

Anjelika Akbar, yeni kitabı Her İnsan Bir Bestedir’de (Destek Yayınları) ses ve müziğin beynelmilel kökenini, eşyanın seslerini, suyun hafızasını, müzik terapisini anlatıyor. Kitap, insan psikolojisi üstünde olumlu ve olumsuz etki yaratan sesleri ayırt etmemize de olanak sağlıyor. “Hayatı dinlemenin zamanı geldi” diyen Akbar ile yeni kitabı ve müziğe dair konuştuk.   Kitabı yazma hikâyeniz nasıl? Diyebilirim ki, bu kitabı doğuştan beri yazıyorum… Çünkü bir şey hakkında fikir edinmek ve onu kelimeler ile anlatmak için o şeyi bizzat yaşamak ve deneyimlemek şarttır. Yoksa Yunus Emre’nin dediği gibi: “Bu bir kuru emektir” olacak. Müzisyen bir ailede doğdum, annem koro şefi ve piyanisttir, rahmetli babam ise hem orkestra şefi hem de felsefe profesörü idi. Aynı zamanda ikisi de birçok müzik enstrümanına hâkimlerdi. Ses serüvenim daha anne karnında yoğun olarak başlamış oldu. Bebekliğimden beri her türlü sese karşı çok dikkatliydim. Fakat fark ettiğim bir şey vardı: Gündüz var olan tüm sesler bittiğinde bir başka SES ortaya çıkıyordu. Bu kulaklarımız ile duyulmayan ama içimizdeki bir mekanizma sayesinde algılanan bir ses. Ben o SES’i çok seviyordum, günlük koşuşturmalar sussun, kulaklar için sessizlik başlasın ve o zaman benim o duyduğum, daima olan SES tekrar duyulacak diye heyecanlanıyordum. Kendimce ona “Sessizliğin Sesi” demiştim. Bu kitap ses ve müzik farkındalığı hakkında pratik bir rehber niteliğinde diyebilirim.  Her İnsan Bir Bestedir ismi bize ne anlatıyor? Her insan SES’ten oluşuyor. Atomlar titreşiyor ve duyabilenler için bu bir müziktir. Yani her bir insanın duygu ve düşünceleri onun anlık ve sabit titreşimini oluşturuyor. Bir insanı tanımak, onun yaydığı o titreşimi dinlemek, tanımak demektir. Bu anlamda her bir insan bir müzik eseridir, sürekli bestelenen bir bestedir… Mutasavvıf Hazrat Inayat Khan’ın en çok hangi cümlesi sizi etkiledi? “Evren titreşim ile oluştu, dolayısıyla insanın her atomu bu titreşimi içinde taşıyor…” Kitapta sözünü ettiğiniz konulardan biri de müzik terapisi. Neler söylemek istersiniz bu konuda? Müzik terapisi uygulaması dünyada kadim zamanlardan beri var. Eskiden sesin gücü çok iyi idrak ediliyordu. Sonradan unutuldu ve şu anda yeniden üzerinde çalışmalar ve araştırmalar yapılıyor. Batı tıbbının babası olan Avicenna yani İbn-i Sina’nın yazdığı bunca kitabın arasından en önem verdiği kitap Kurtuluş, müzik terapisi ile ilgili idi. Çünkü müzik insanı doğrudan titreşim olarak derinden etkileyen, sinir sistemine ve psikosomatik alanda tüm organlarına doğrudan sinyal yollayan bir olgudur. Ses ve müzik insanı hasta edebilir veya doğru ayarlandığında tedavi edebilir. Bizim günlük yaşamda etrafımızdaki müziklerin farkında olup, bünyemize en iyi gelenleri fark edip terapi aracına nasıl dönüştürebileceğimizi de anlatıyor, tavsiyeler veriyorum.