Kahraman Çayırlı
Barış Bıçakçı’nın romanlarında, öykülerinde de şiir yazmaya devam ettiğini düşünüyorum. Bu şiirin dozunu bazen artırıyor bazen azaltıyor. Okura hissettirdiği ince hususlar, okurla birlikte yaşamaya devam ediyor. On dört öyküden oluşan yeni kitabı Doğum Lekesi Gibi Bir Gülümseme’de; Ceren’in resimleri, renkleri, keçeli kalemleri; Feride’nin gülümsemesi; kapının önüne bir çift erkek ayakkabısı koyan Mehtap; on dört kişilik bir okuma grubu; küf kokan bir ev; herkesin yadırgayacağı, farklı bir roman yazmak isteyen bir yazarın öyküleri insana çok dokunuyor. Ancak daha kuvvetli olan öyküler bana göre kitabın ikinci yarısında başlıyor. Bıçakçı, kadın karakterleri ve psikiyatrik altyapılarını çok başarılı anlatıyor. Yeni öykü kitabında genellikle kadın karakterleri okuyoruz. Bıçakçı’nın samimi, dokunaklı, insanın ruhuna dokunan üslubu yeni kitabında bir parça daha mesafeli, şiir dozu azaltılmış ve yeni yollar yürümeye teşne. Kendi adıma yazarın bu yeni yollarda yürümesini çok isterim.“Kimisi karanlık, kimisi ümitli parçalar”
