Meryem Birsöz Mersin doğumlu, ailesi şehrin mağazacılıkla ilgilenen ilk ailelerinden. ABD ve İtalya’da lüks alanında farklı şirketlerde deneyimleri olan Birsöz Türkiye’ye döndükten sonra sahiplendiği köpeği Moshi’nin çok üşüdüğü bir gün bir karar verdi ve evcil hayvanlar için kıyafet ve aksesuar markası Moshiqa’yı kurdu.
Türkiye’de üretilen ve merkezi Los Angeles’da olan bu marka bugün 40 ülkede satılıyor ve Hollywood starlarının evcil dostlarını giydiriyor. Birsöz’le Türkiye’de doğup lüks evcil hayvan moda sektöründe tüm dünyada adını duyuran Moshiqa’nın yolculuğunu konuşmak üzere bir araya geldik.
Moshiqa ismi, markası nasıl doğdu?
Yurt dışından İstanbul’a taşınmıştım. Bir gün kapımın önünde köpeğimi buldum ve onu sahiplendim. Soğuk bir kış günüydü, titriyordu. İstediğim gibi bir şey bulamadığım için ona bir mağazanın çocuk reyonundan bir şeyler aldım. Atölyelerin içinde büyümüş biriyim; hemen küçük bir atölye tutup tek başıma kalıplar çıkarmaya karar verdim ve markamı kurdum. Köpeğimin adı Moshi’ydi, Moshiqa ismini de en yakın arkadaşım türetti. Amerikan pazarını çok iyi tanıdığım için oraya açıldım, şimdi yaklaşık 40 ülkede satış noktam var.
Ne gibi ürünler var?
İlk tasarımlar kazak, sweatshirt gibi kalın ürünlerdi. Hayvanların sahipleriyle birlikte eş olarak giyebilecekleri sweatshirt’ler, seyahat çantaları, taşıma kanguruları, aralarına kayış takılabilen tasma ve bileklik takımlarımız var. Bir de bornozlar var; onları da plajdaki bir günü ya da banyoyu daha keyifli kılmak için hayal ettik. “Wonder Woman” filmi için hazırladığımız koleksiyondaki taçlar sosyal medyada ses getirdi.
Aynı zamanda bir nevi influencer gibisiniz, sosyal medyada takipçi sayınız yüksek.
İş olarak yaptığım bir şey değil, sadece kendi yolculuğumu paylaşmaya çalışıyorum. Çünkü girişimci olmak hiç kolay değil, benimki inişli çıkışlı bir macera oldu. Bu süre içinde hayatıma birçok kadın dokundu, benim de yapabileceğim şey deneyimimi paylaşıp en azından birkaç kişiye ilham vermekti. Kadınlar benim için çok önemli. “Wonder Woman” iş birliğimizde satışların yüzde 10’u kız çocuklarının okuması için faaliyet gösteren Malala Fonu’na aktarılıyor, her projede bir sivil toplum kuruluşuna fayda sağlamaya çalışıyoruz.
Tasarımlarda nelerden ilham alıyorsunuz?
Öncelikle köpeğimin ihtiyaçlarından yola çıkıyorum, onun rahatlığı benim için çok önemli. Köpekler en büyük ilhamım ama bir ayağım hep modada olduğu için ikisini birleştiriyorum. Köpek ve kedilerin binlerce yıldır bizimle sürdürdükleri arkadaşlıktan esinleniyorum. Toprağa tasmalarıyla gömülen hayvanları, Eski Mısır’da kedi ve köpekleri nasıl aksesuarlarla süslediklerini tarihi belgelerde görebiliyoruz. Biz nasıl bir takıyla, sevdiğimiz bir eşyayla bütünleşiyorsak onlar için de aynı şey geçerli. Bunun kanıtını John Legend’ın (Oscar’lı müzisyen) eşi Chrissy Teigen’den (manken, TV sunucusu) aldım. Instagram hesabımızda John Legend’ın bir fotoğrafını paylaşmıştık. Köpeğine bizim incili kolyemizi takmış, gezdiriyordu. Chrissy Teigen fotoğrafın altına ‘Köpeğimiz kolyesini kırdı ve şimdi perişan’ diye bir yorum bıraktı. Kendisiyle iletişime geçtiğimde köpeğin tasmasına çok bağlı olduğunu takmadığı zamanlarda kendini huzursuz hissettiğini anlattı.
Müşterileriniz arasında birçok ünlü isim var sanırım.
John Legend ve eşi Chrissy Teigen markamızın en sadık müşterilerinden. Lady Gaga, Miley Cyrus, Paris Hilton gibi ürünlerimizi kullanan pek çok ünlü isim var. En çok beğenilen modellerimizden pembe köpek çantamız yıllar önce ilk çıktığında, görür görmez “Bu tam Paris Hilton’a uygun” demiştim. O zamanlar henüz Los Angeles’ta yaşamıyordum ama oradaki bir arkadaşımın evine o çantadan bir tane bırakıp “Bu çanta burada dursun, onu bir gün Paris Hilton’a hediye edeceğim” dedim. Aklıma bir şeyi koyduğumda bu ne olursa olsun onu gerçekleştirene kadar çalışırım. Üç yıl sonra orada yaşarken bir arkadaşımın onu tanıdığını öğrendim ve kendisi çantamı Paris’e hediye etti. Paris ilk günden itibaren karşılıksız bir şekilde düzenli olarak Moshiqa’nın reklamını yaptı, kendisi çantayla özdeşleşti. Bazı resimlerde köpeği yanında olmasa bile çantayı taktığını görebiliyorsunuz. Şimdi kendisiyle bir iş birliği yaptık, koleksiyon çıkarıyoruz.
Hepsi pembe mi yoksa?
Evet yedi parçalık kapsül koleksiyonun tüm ürünleri pembe. Hatta ismini ‘Fifty Shades of Pink’ yani ‘Pembenin 50 tonu’ koyduk. 11 Nisan’da Los Angeles’ta bir partiyle tanıtılacak. Eylülde de 30 parçalık bir koleksiyon çıkaracağız, o dönemde birlikte bir defile yapmayı planlıyoruz. Bu koleksiyon için özellikle Asya ülkelerini hedefliyoruz.
Asya’da iyi satıyorsunuz sanırım?
Evet Asya pazarı bizim için önemli, Japonya, Kore, Tayvan, Singapur’da distribütörlerimiz var. Orası bambaşka bir pazar, bazen onlara özel koleksiyonlar da geliştirmemiz gerekiyor.
Özel taleplerle gelen müşteriler var mı?
Çok. Örneğin düğünlerde insanlar köpeklerini giydirmek istiyor. Türkiye’de atölye elimizin altında olduğu ve hem distribütörlerimiz hem de müşterilerimizle arkadaş gibi olduğumuz için kırmak istemiyoruz.
En şaşırtıcı olanı hangisiydi?
Yine Paris Hilton köpeğinin baby shower’ı için ona özel bir havlu seti yaptırmıştı.
Pandemide yüzde 700 artış
Pandemide evcil hayvanlar için daha çok alışveriş yapıldı. Satışlarımızda yüzde 700 gibi bir artış oldu. O dönemde Los Angeles’ta barınaklarda köpek kalmamıştı. En ilginç olansa o dönemde en çok sattığımız ürünün seyahat çantası olması. İlk başlarda çok şaşırmıştım ama sonradan öğrendim ki aynı dönemde Louis Vuitton da en çok valiz satmış.
Asya ülkelerinde Louis Vuitton’u, Ralph Lauren’i bile geride bıraktık
Bir pazar araştırma raporunda markanızın en çok bilinenler arasında olduğunu gördüm…
En büyük şansımız yedi yılı aşan bir marka olmamız. Başladığımızda bu kadar çok evcil hayvan kıyafeti yapan yoktu, bu sebeple araştırma şirketlerinin raporlarında daima öncü marka olarak anılıyoruz. Geçen yıl Lifestyle Asia dergisinin yaptığı araştırmada Asya’da bu pazarda bir numaralı marka seçildik. Arkamızdan Louis Vuitton, Moncler ve Ralph Lauren gibi markalar geliyordu.