Lars Dolder / New York Times
Hindistan ve Pakistan, sorunlu Keşmir bölgesinin Hindistan kontrolündeki tarafında gerçekleşen ölümcül bir terör saldırısından neredeyse iki hafta sonra, olası bir askeri çatışmanın eşiğine gelmiş durumda. Bu saldırı, ezeli rakip iki ülke arasında agresif açıklamalara yol açtı.
Hindistan, 22 Nisan'daki saldırıda Pakistan’ın bağlantısı olduğunu öne sürdü. Saldırıda 26 kişi hayatını kaybetmişti. Pakistan ise bu iddiaları defalarca reddetti.
Himalayalar’da yer alan ve doğal güzelliğiyle bilinen Keşmir Vadisi, nükleer silahlara sahip Hindistan ve Pakistan arasında yaklaşık 80 yıldır süregelen bir hâkimiyet mücadelesinin merkezinde yer alıyor. Ancak Keşmirlilerin kendi kaderlerini tayin etme şansı neredeyse hiç olmadı.
İşte bu ihtilafın tarihi:
1947: Sorunlu başlangıç
Keşmir konusundaki çekişme, Hindistan ve Pakistan’ın kurulmasından hemen sonra başladı.
1947’de Britanya, eski kolonisi Hindistan’ı iki ülkeye böldü. Biri Müslüman çoğunluğa sahip Pakistan’dı. Diğeri ise çoğunluğu Hindulardan oluşan ve Hindistan adını koruyan ülkeydi. Ancak Keşmir’in kaderi belirsiz kaldı.
Birkaç ay içinde hem Hindistan hem de Pakistan bu toprak üzerinde hak iddia etti. Askeri çatışma başladı. Keşmir’in Hindu hükümdarı, başta egemenliğinden vazgeçmeyi reddetmişti. Ancak Pakistan’dan gelen milisler topraklarına girince, güvenlik garantisi karşılığında Keşmir’i Hindistan’a katma kararı aldı.
Bu olay, Hindistan ve Pakistan arasında Keşmir üzerine yapılan ilk savaşın fitilini ateşledi.
Yıllar sonra, 1961’de Keşmir’in eski hükümdarı Bombay’da (şimdiki adıyla Mumbai) hayatını kaybetti. New York Times, yayınladığı ölüm ilanında onun Hindistan’a katılma kararını özetlemişti. Kararının, “Hindistan ve Pakistan arasında süregelen anlaşmazlığı derinleştirdiği” ifade edilmişti.
1949: Geçici ateşkes
Ocak 1949’da, Hindistan ve Pakistan arasındaki ilk Keşmir savaşı Birleşmiş Milletler’in müdahalesiyle sona erdi ve ateşkes ilan edildi.
Ateşkes şartlarına göre, bölgeyi ikiye bölen bir hat çizildi. Hindistan toprakların yaklaşık üçte ikisini, Pakistan ise kalan üçte birini işgal edecekti.
Bu sınır hattının geçici olması ve kalıcı siyasi çözümle değişmesi bekleniyordu.
1965: Yeniden savaş
1965 yazında Hindistan ve Pakistan arasında tansiyon zaten yüksekti. Yılın başlarında Keşmir’in güneyinde sınır boyunca çatışmalar yaşanmıştı.
Pakistan, Ağustos ayında Keşmir ateşkes hattının ötesinde gizli bir saldırı başlattığında, çatışma hızla tam ölçekli savaşa dönüştü. Savaş yaklaşık üç hafta sürdü ama oldukça kanlı geçti.
Ocak 1966’da taraflar gelecekteki anlaşmazlıkları barışçıl yollarla çözme konusunda anlaşma imzaladı.
Ancak barış uzun sürmedi.
1972: Resmi bölünme
1971’deki bölgesel savaşın ardından (bu savaşın sonunda Bangladeş kuruldu), Hindistan ve Pakistan çözülmemiş Keşmir sorununu yeniden ele aldı.
Aralık 1972’de taraflar, Keşmir ateşkes hattı üzerindeki çıkmazı çözdüklerini açıkladılar. Ancak çok az şey değişti. 1949’dan beri geçici olan ateşkes hattı, bu tarihten sonra “Kontrol Hattı” olarak resmileşti. Her ülke, 20 yıldan fazladır elinde tuttuğu Keşmir bölgesini elinde tutmaya devam etti.
Bu anlaşma, Keşmir’deki mevcut durumu değiştirmese de Hindistan ve Pakistan arasındaki gerilimi azaltma umudu taşıyordu.
1987: Ayaklanmaların yükselişi
1987’de yapılan ve çoğu kişinin hileli olduğuna inandığı yerel seçimlerin ardından, Keşmir’deki siyasi çalkantı zirveye çıktı. Bazı Keşmirliler silahlı mücadeleye yöneldi. Pakistan bu süreci destekledi ve körükledi.
Sonraki on yıl boyunca bölgede binlerce bombalı saldırı ve silahlı çatışma yaşandı.
Şiddet 2000’li yıllarda azalmaya başlasa da, uzun süren ayaklanma Hindistan ve Pakistan arasındaki kırılgan ilişkiyi daha da zedeledi.
1999: Barış görüşmeleri sonuçsuz
2000 yılına az bir süre kala Hindistan ve Pakistan kalıcı barışa çok yaklaşmış görünüyordu.
1999 Şubat’ında Pakistan başbakanı, Hindistan başbakanını dostane bir ziyaret için ülkesinde ağırladı. Bu, bir Hint başbakanının 10 yıl sonra Pakistan’a yaptığı ilk ziyaretti.
İki lider, ilişkileri normalleştirme sözü verdikleri belgeleri imzaladı.
Pakistan Başbakanı Nawaz Sharif basın toplantısında, yanında Hint Başbakanı Atal Bihari Vajpayee gülümserken şöyle dedi:
“Halkımıza barış getirmeliyiz. Halkımıza refah getirmeliyiz. Bunu kendimize ve gelecek nesillere borçluyuz”
Üç ay sonra iki ülke tekrar savaşa girdi. Yine sebep Keşmir’di.
Pakistan’dan gelen sızma birlikleri, Hindistan’ın yönettiği Keşmir topraklarında bazı mevzileri ele geçirdi. Hindistan bu kişilerin Pakistan askeri olduğunu iddia etti. Batılı analistler de bu görüşe katıldı. Ancak Pakistan, bunun bağımsız özgürlük savaşçıları olduğunu öne sürdü.
Savaş, bu kişilerin Pakistan askeri olmadığında ısrar eden Nawaz Sharif’in geri çekilme çağrısıyla sona erdi. Aylar sonra Sharif, saldırıyı yönettiği belirlenen bir Pakistan generali tarafından yapılan darbeyle görevden alındı.
2019: Hindistan'dan sert müdahale
1999’daki savaşın ardından Keşmir, dünyanın en fazla askerle çevrili bölgelerinden biri olmaya devam etti. Sürekli huzursuzluk, Hindistan ve Pakistan’ı defalarca savaşın eşiğine getirdi.
En son büyük gerginlik 2019’da yaşandı. Keşmir’de düzenlenen bombalı saldırıda en az 40 Hint askeri öldü. Hindistan misilleme olarak Pakistan’a hava saldırısı düzenledi, ancak çatışma tam savaşa dönüşmeden yatıştı.
Aynı yıl içinde daha kalıcı bir hamle geldi. Hindistan hükümeti Keşmir’in özel statüsünü kaldırdı.
Keşmir, tarih boyunca Hindistan’a katılan Hindu hükümdarının kararıyla birlikte anayasa tarafından tanınan bir özerklik statüsüne sahipti. Ancak Ağustos 2019’da Hindistan Başbakanı Narendra Modi, bu özel statüyü kaldırdı.
Modi’nin müdahalesi çok sertti: Binlerce Hint askeri bölgeye sevk edildi. İnternet bağlantıları kesildi. Telefon hatları kapatıldı. Hindistan hükümeti, bölgeyi doğrudan Yeni Delhi’den yönetmeye başladı. Hindistan yanlısı yerel siyasetçiler dâhil olmak üzere binlerce Keşmirli tutuklandı.
Bu sert müdahale dünyayı şoke etti. Ancak Hindistan açısından sonuçlar, yöntemi meşrulaştırdı. Terör olayları azaldı. Turizm canlandı.
Ancak bu, bir illüzyondu.
2025: Terör saldırısı
22 Nisan’da militanlar, Keşmir’in Pahalgam bölgesinde çoğu Hindistan’ın farklı bölgelerinden gelen turist olmak üzere 26 kişiyi öldürdü. 17 kişi yaralandı.
Bu olay, Hindistan’da sivillere yönelik son yıllardaki en kanlı saldırılardan biri oldu.
Saldırının hemen ardından Hindistanlı yetkililer Pakistan’ı suçladı. Modi, failleri ve onlara sığınak sağlayanları “şiddetli şekilde cezalandırma” sözü verdi. Pakistan’ın ismini anmadı ama ima açıktı.
Pakistan hızlıca suçlamaları reddetti ve saldırıya ilişkin uluslararası bir soruşturmaya “iş birliği yapmaya hazır” olduğunu açıkladı. Ancak Hindistan ikna olmadı. O zamandan beri, Hindistanlı yetkililer adım adım askeri harekata zemini hazırlıyor.
© 2025 The New York Times Company