Marc Santora, Anton Troianovski / New York Times
Britanya, Fransa, Almanya ve Polonya liderleri, Ukrayna’ya yaptıkları ilk ortak ziyarette, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in tam ve koşulsuz 30 günlük ateşkesi kabul etmemesi halinde, Rusya’nın banka ve enerji sektörlerine yönelik "yeni ve büyük" yaptırımlarla karşılaşacağını söyledi.
Bundan sadece birkaç saat sonra Putin bu talebi göz ardı etti ve bunun yerine, Rusya ile Ukrayna arasında Türkiye'de doğrudan görüşmeler yapılması çağrısında bulundu.
Putin, pazar günü sabaha karşı saat 1’den sonra alışılmadık bir şekilde gazetecilere yaptığı açıklamada, Rusya'nın "Ukrayna ile ciddi müzakerelere hazır" olduğunu ve "hiçbir önkoşul olmadan" görüşmeye açık olduklarını söyledi. 15 Mayıs'ta İstanbul'da Rusya ve Ukrayna arasında bir toplantı önerdi ancak toplantıya kimin katılacağını belirtmedi.
Avrupa’nın 30 günlük ateşkes çağrısına doğrudan cevap vermeyen Putin, müzakereler başlamadan Rusya’nın savaşı durdurmayacağının sinyalini verdi.
Ukrayna’dan pazar günü erken saatlerde doğrudan bir yanıt gelmedi, ancak Putin’in basın toplantısından yaklaşık bir saat sonra, Ukrayna makamları Rus patlayıcı dronlarıyla yapılan bir saldırı bildirdi. Bu saldırı, başkent Kiev de dahil olmak üzere birçok şehirde hava saldırısı uyarılarına neden oldu.
Putin: Mesele kök nedenleri ortadan kaldırmak
Putin, “Mesele, çatışmanın kök nedenlerini ortadan kaldırmak” dedi ve sözlerine şöyle devam etti: “Bu müzakereler sırasında yeni bir ateşkes üzerinde anlaşmaya varılması da ihtimal dahilindedir”
Cumartesi günü Kiev’de, Britanya Başbakanı Keir Starmer, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Almanya Başbakanı Friedrich Merz, Polonya Başbakanı Donald Tusk ve Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski ile birlikte basın toplantısı düzenledi.
Starmer, “Hepimiz Putin’e meydan okuyoruz. Eğer barış konusunda ciddiyse, şimdi bunu gösterme fırsatı var” ifadelerini kullandı.
Starmer, Avrupa’nın ateşkes teklifinin, Beyaz Saray ile yakından koordine edildiğini belirtti.
Ateşkes yoksa ABD AB'nin Rusya'ya yönelik yaptırımlarını destekleyecek
ABD’li kıdemli bir yetkili, görüşmeleri tartışma yetkisi bulunmadığı için ismini vermeden konuşarak, ABD Başkanı Donald Trump’ın hafta boyunca Avrupa liderleriyle temas halinde olduğunu ve cumartesi sabahı Starmer ile Macron’a, ateşkes olmazsa yaptırımları desteklediği mesajını verdiğini söyledi.
Beyaz Saray yetkilileri, Trump’ın yaptırımları gündemde tutmaya devam ettiğini, yakın zamanda Truth Social üzerinden yaptığı bir paylaşımda da buna değindiğini belirtti.
Trump yönetimi, bu yıl ilkbaharda Suudi Arabistan'da yapılan görüşmeler sırasında Kiev'in kabul ettiği 30 günlük ateşkes önerisini ortaya koymuştu.
Kiev ve Moskova’nın karşılıklı sunduğu bu teklifler, her iki tarafın da savaşı sona erdirmek için barış isteyen taraf gibi görünmeye çalıştığı bir döneme işaret ediyor. Ukrayna, mart ayında 30 günlük ateşkesi kabul etmişti ancak Putin, Batı’nın Ukrayna’ya askeri yardımı durdurması gibi ağır şartlar öne sürerek bunu reddetmişti.
Putin son haftalarda sık sık Ukrayna ile doğrudan müzakere çağrısı yapmıştı ancak pazar günkü açıklamaları bu konuda şimdiye kadar yaptığı en kapsamlı açıklamalardı. Ukrayna da müzakereye hazır olduğunu belirtmişti ancak kamuoyuna açık doğrudan görüşme henüz gerçekleşmedi.
Ukrayna ile Rusya’nın en son açık şekilde barış görüşmesi yaptığı yer Mart 2022’de İstanbul olmuştu. Putin, pazar günü yaptığı açıklamada 15 Mayıs’taki toplantının, üç yıl önce yapılan bu görüşmelerin devamı olabileceğini söyledi. O görüşmelerde Rusya, Ukrayna’nın ordu büyüklüğünü sınırlamak ve ülkenin NATO’ya katılmasını yasaklamak gibi talepler öne sürmüştü.
Cumartesi günü erken saatlerde, Ukrayna Dışişleri Bakanı Andrii Sybiha, beş liderin bir telefon etrafında toplandığı bir fotoğraf paylaştı. Sybiha, liderlerin Trump ile görüştüğünü yazdı.
"Ateşkesin Pazartesi günü başlamasına hazırız"
Sybiha sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda “Ukrayna ve tüm müttefikler, karada, havada ve denizde en az 30 gün sürecek tam ve koşulsuz bir ateşkese pazartesi günü başlamak üzere hazır” dedi ve ekledi: “Eğer Rusya kabul eder ve etkin denetim sağlanırsa, kalıcı bir ateşkes ve güven artırıcı önlemler barış görüşmelerinin yolunu açabilir”
Avrupalı liderlerin basın toplantısından önce Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov, yeni yaptırım tehdidini küçümsedi ve Rus yayıncısı Rossiya-1’e, “ülkenin bu tür baskı yöntemlerine alışkın olduğunu ve sonuçlarını en aza indirmeyi bildiğini” söyledi.
Daha önce ise, Rusya’nın Batı ülkelerinin Ukrayna’ya askeri yardımı durdurmadığı sürece herhangi bir ateşkese karşı olduğunu Rus haber ajansı Tass’a açıklamıştı.
Ukrayna'nın aleyhine değişen dengeler
Avrupa liderlerinin Kiev ziyareti, çatışmalarda hayatını kaybeden binlerce Ukraynalı askere yapılan saygı duruşu ile başladı. Liderler, geçici bir anıta çiçek bıraktı. Bu ziyaret, Rusya’nın Nazi Almanyası’na karşı kazanılan zaferin 80. yılını kutladığı günün hemen sonrasına denk geldi. Moskova’daki askeri geçit töreninde Putin, Çin Devlet Başkanı Şi Jinping ve diğer yabancı liderleri ağırladı. Tören, Rusya’nın gücünü ve Putin’in dünya düzenini kendi şartlarıyla yeniden şekillendirme çabasını yansıttı.
Bu iki olay, Ukrayna savaşının değişen seyrini ve Trump’ın göreve başlamasından bu yana şekillenen daha geniş jeopolitik kaymayı net şekilde ortaya koydu. Sadece birkaç ay içinde Trump, ABD dış politikasının temel ilkelerini tersine çevirdi ve İkinci Dünya Savaşı sonrası Avrupa’yı barış yoluna sokan transatlantik bağın zayıflamasına neden oldu.
Şu anda Ukrayna, Çin, Kuzey Kore ve İran tarafından desteklenen daha cesur bir Rusya ile ABD’nin bıraktığı boşluğu doldurmaya çalışan bir Avrupa arasında sıkışmış durumda.
ABD’nin Ukrayna’ya yeni bir askeri yardım duyurusunun üzerinden 120 günden fazla geçti. Trump yönetiminin, Kongre tarafından yetkilendirilen Savunma Bakanlığı stoklarından yapılacak 3,85 milyar dolarlık ek yardımın kalan kısmını harcayıp harcamayacağı ise belirsizliğini koruyor.
Kalıcı barışın sağlanması için askeri güç şart
Ukrayna, kendi savunma sanayisini hızla büyütmeye çalışıyor ve Avrupa’daki müttefiklerinden gelen askeri yardım artıyor. Ancak Rusya bir ateşkesi kabul etse bile, Ukrayna ve müttefikleri kalıcı barışın ancak askeri güçle sağlanabileceğine inanıyor.
Ancak önümüzdeki haftalar, Avrupa'nın kararlılığı ve kaynaklarının bu savaşın sonucunu etkileyecek düzeyde olup olmadığını test edecek. Savaşın geleceği gitgide Avrupa’nın çözmesi gereken bir meseleye dönüşüyor.
Washington’un savaşı bitirmek için gösterdiği baskının çoğu Kiev'e yönelmiş durumda olsa da Trump son dönemde Moskova’ya karşı zaman zaman kızgınlık işaretleri göstermeye başladı.
Atlantic Council’den eski üst düzey ABD’li diplomat Daniel Fried, ABD ve Avrupa’nın Ukrayna politikalarında bir yakınlaşma umudu olduğunu ancak hâlâ pek çok sınavdan geçilmesi gerektiğini söyledi.
Fried, “Gerçek sınav anı Putin 30 günlük ateşkesi reddederse yaşanacak. Sonrasında ise eğer ateşkes olursa ve Rusya bu ateşkesi ihlal ederse ikinci sınav başlayacak” dedi ve şu soruyu yöneltti:
“Peki o zaman ABD’nin tepkisi ne olacak?”
© 2025 The New York Times Company