Melissa Eddy / New York Times
Bu yıl Porsche için zaten zorlu geçiyordu. Çinli müşteriler lüks spor otomobile ilgisini kaybediyordu, içten yanmalı motorlarının sesiyle büyülenen sürücüler elektrikli araçlara yönelmiyordu ve hisse fiyatı rekor düşük seviyelerde seyrediyordu.
Sonra Başkan Donald Trump, Nisan ayından itibaren ABD’ye ithal edilen tüm otomobillere yüzde 25 gümrük vergisi uygulamaya başladı. Geçen hafta bu durumu daha da ileri taşıyarak, Avrupa Birliği’nden gelen tüm ürünlere yüzde 50 gümrük vergisi getirme tehdidinde bulundu. Bu gelişme Porsche hisselerinin daha da düşmesine neden oldu, AB liderlerini ve otomotiv yöneticilerini bir anlaşma arayışına itti.
Trump tarifeleri Porsche üzerinde ağır baskı yarattı
Avrupa'nın önde gelen tüm otomobil üreticileri, halihazırda Çinli otomotiv üreticilerinin artan rekabetiyle karşı karşıya oldukları bir dönemde bu tarife fırtınasından etkilendi. Ancak BMW, Mercedes-Benz ve Volkswagen'in aksine Porsche araçlarını yalnızca Almanya'da üretiyor. Bu da onu, Çinli rakiplerin ilerlemeleriyle ABD'deki tarife artışlarının birleşik tehdidine karşı daha savunmasız hale getiriyor.
“Bu tam anlamıyla mükemmel bir fırtına” diyen Citi Research’te Avrupa otomotiv sektöründen sorumlu yönetici Harald Hendrikse üçlü bir tehditle karşı karşıya olunduğunu belirterek şu sözleri kaydetti:
"Çin, hatalı bir elektrikli araç stratejisi ve kimsenin bu kadar sert olacağını tahmin etmediği Trump tarifeleri”
Bu durum, Porsche'nin yıl sonu tahminini yaklaşık 2 milyar euro (2.2 milyar dolar) aşağı çekmesine neden oldu. Kâr marjı aralığının da yüzde 10-12 bandından yüzde 6.5-8.5'e düşmesi bekleniyor.
"Çin pazarında resmen çöktük"
Porsche CEO’su Oliver Blume, 21 Mayıs’ta düzenlenen şirketin yıllık konferansında hissedarlara hitabe yaptığı açıklamada “Çin pazarımız resmen çöktü. ABD ithalat tarifeleri işimizi zorluyor” ifadelerini kullandı.
Blume sözlerini şöyle sürdürdü: “Geçen yıl zaten büyük zorluklarla karşılaşmıştık. Şimdi ise şiddetli bir fırtına yaşıyoruz”
Porsche’nin Çin’deki satışları istikrarlı bir düşüş sergiledi. 2021’de 95 bin 600 olan satış sayısı geçen yıl 56 bin 800’e geriledi. Çinli müşteriler, Avrupalı üreticilerin sunduklarının ötesine geçen teknolojilere sahip yerli markalara yöneldi.
Çin’deki zayıf talep ve elektrikli modellerin düşen satışları, Porsche hisselerinin 2022’de Frankfurt Borsası’nda işlem görmeye başladığı zamanki değerinin neredeyse yarısına inmesine yol açtı.
ABD tarifeleri devreye girmeden önce bile Blume, genel giderleri azaltma planlarını duyurmuştu. Şirket dört fabrika yerine iki fabrikada üretimi konsolide etmeye yöneliyor. Ayrıca önümüzdeki yıllarda 3 bin 900 kişilik istihdamını azaltma yoluna gidecek. Bu süreç daha çok doğal işten ayrılmalar ve kısa vadeli sözleşmelerin yenilenmemesi yoluyla gerçekleşecek.
Avrupa ve ABD’de elektrikli araç talebi, başta Almanya olmak üzere birçok ülkenin elektrikli araç teşviklerini kesmesiyle düşüşe geçti. Bu durum Porsche’nin 2030’a kadar ürün gamının yüzde 80’inin elektrikli olması hedefini küçültmesine neden oldu.
Şirket bu yıl itibarıyla içten yanmalı motorlara sahip modelleri yeniden piyasaya sürüyor ve plug-in hibrit araç yelpazesini genişletiyor. Porsche ayrıca batarya teknolojisine yönelik planlanan yatırımları da rafa kaldırdı.
Blume, BMW ve Mercedes yöneticileriyle birlikte Brüksel ve Washington’daki görüşmelere katılarak, Avrupa’nın ticaret anlaşması çabalarının parçası oluyor. Bu liderler, Atlantik’i geçen tüm araçlar üzerindeki vergilerin kaldırılmasını hedeflediklerini defalarca dile getirdi.
Brüksel’deki işletmeleri temsil eden bir lobi grubu olan Avrupa İş Dünyası Konfederasyonu, Washington’daki toplantılara hazırlık olarak şirketlerin ABD’deki son yatırımlarına ilişkin verileri toplamaya başladı. Alman şirketleri ABD’ye, Amerikalıların Almanya’ya yaptığı yatırımın üç katı yatırım yapıyor. Ancak pek çoğu, Trump’ın ticaret politikalarının yarattığı kaos nedeniyle artık temkinli davranıyor.
Trump’ın ilk başkanlık döneminde Alman otomobil üreticileri, ABD ekonomisine katkılarını vurgulayarak tarife tehdidini savuşturabilmişti. BMW, Mercedes ve Volkswagen’in ABD’deki fabrikalarında yaklaşık 48 bin kişi çalışıyor. Alman otomotiv tedarikçileri de ek olarak 90 bin kişilik istihdam sağlıyor.
Trump üretimi ABD'de görmek istiyor, Porsche yanaşmıyor
Trump üretimi ABD’ye taşımak istese de, Porsche yıllık üretim miktarının görece düşük olması nedeniyle bunu düşünmediğini belirtti.
Ancak Porsche, Volkswagen Grubu’na bağlı. Grup, Lamborghini, Audi ve Volkswagen gibi dokuz markayı daha içeriyor. Grubun ABD’nin Tennessee eyaletindeki Chattanooga kentinde bir fabrikası bulunuyor. Volkswagen’in Scout markası da Güney Carolina’da 2 milyar dolarlık fabrika yatırımı yapıyor.
Analistler, Audi’nin bazı modellerin üretimini ABD’ye kaydırmayı düşündüğünü bildiriyor. Şirket bu kararı henüz doğrulamasa da, bu adım Alman otomobil üreticilerinin Trump yönetimiyle yapmayı umduğu anlaşmanın parçası olabilir.
Porsche, birçok parça ve üretim platformunu Audi ile paylaşıyor. Eğer Audi ABD’de bir fabrika açarsa, bu durum ileride Porsche’nin de Kuzey Amerika’da üretimi değerlendirmesinin önünü açabilir.
Şimdilik Porsche geleceğini hâlâ “Almanya’da üretildi” imajına bağlı görüyor. Bu imaj son yıllarda Asyalı rakiplerin artan rekabetiyle sarsılsa da, Almanya ve önde gelen markaları — Porsche dahil — hâlâ dünyanın en bilinen markaları arasında yer alıyor.
Hendrikse "Bu itibar, 1931’deki kuruluşundan bu yana oluştu ve sadık müşteri kitlesi, Porsche’ye bu fırtınayı fiyat gücü sayesinde atlatma imkânı tanıyor" sözlerini kaydetti. Ana şirketi gibi Porsche de yeni teknolojilere uyum sağlama ve krizlere yanıt verme konusunda zamanla kendini kanıtladı.
Hendrikse sözlerini şöyle noktaladı:
“Bu şirketler 100 yıldır varlar çünkü adapte olabiliyorlar ve olacaklar”
© 2025 The New York Times Company
