Jim Tankersley ve Christopher F. Schuetze / The New York Times
Almanya’nın bir sonraki başbakanı olması beklenen Friedrich Merz, yeni sert göçmenlik kısıtlamalarını geçirmek için aşırı sağcı Almanya için Alternatif Partisi (AfD) ile işbirliğine açık kapı bıraktı. Bu gelişme, Nazi söylemleri gerekçesiyle siyasi ana akım tarafından uzun süredir dışlanan bir partiye yönelik boykot çabalarını potansiyel olarak sona erdirebilir.
Merz’in bu çıkışı, geçen hafta Bavyera’da zihinsel sağlık sorunları olan Afgan bir göçmenin gerçekleştirdiği bıçaklı saldırıda biri bebek olmak üzere iki kişinin hayatını kaybetmesinin ardından geldi. Hristiyan Demokratların (CDU) lideri olan ve başbakanlık seçim anketlerinde önde gelen Merz, şubat ayındaki seçimlerde dikkatleri ekonomiye odaklanmış olan kampanyadan göçe yönelik tartışmalı konulara kaydırdı.
Geçen haftaki saldırı göçmenler tarafından gerçekleştirilen ve kamuoyunda büyük yankı uyandıran cinayet zincirinin son halkası olarak değerlendirilirken 23 Şubat’ta yapılacak parlamento seçim gündemi de etkiledi.
Merz, seçmenlere kendisi ve partisinin Almanya’nın sınırlarını sıkılaştırma ve ülkeden ayrılması gerektiği belirlenen göçmenlerin sınır dışı edilmesini sağlama konusunda kararlı olduğunu göstermeye çalışıyor.
‘Güvenlik duvarı’ yıkılıyor mu?
Almanya’da bugüne kadar ulusal düzeydeki tüm partiler, AfD’yi (Almanya için Alternatif Partisi) siyasi ana akımın dışında tutmak amacıyla, halk arasında “güvenlik duvarı” olarak bilinen bir duruş sergilemişti.
AfD, seçim öncesi anketlerde şu anda ikinci sırada yer alıyor. Başbakan Olaf Scholz’un Sosyal Demokrat Partisi’ni geride bırakmış durumda. Almanya’da, son on yılda büyük ölçüde Suriye ve Ukrayna’dan gelen milyonlarca mülteci ve göçmenin ülkeye ulaşmasıyla göç endişeleri arttı. AfD, seçmenlere sınırların sıkılaştırılması ve bazı göçmenlerin sınır dışı edilmesi vaatlerini kampanyasının merkezine yerleştirdi.
CDU ve Sosyal Demokratlar da dahil olmak üzere diğer partiler, özellikle geçen yaz Solingen şehrinde bir Suriyeli göçmenin üç kişiyi bıçaklayarak öldürdüğü saldırının ardından yeni göç kısıtlamaları vaat etti. Ana akım partiler geçen haftaya kadar göç politikalarından çok, Almanya’nın durgunlaşan ekonomisini düzeltme vaatlerine odaklanmıştı. Bavyera’daki saldırılar bu durumu değiştirdi.
Merz, son günlerde parlamentoda göç yasası üzerine bir oylama yapılması için baskı yapıyor. Plan, kalıcı sınır devriyelerinin kurulmasını, yasal belgeleri olmayan hiç kimsenin ülkeye girişine izin verilmemesini ve sınır dışı edilmesine karar verilen tüm göçmenlerin gözaltına alınmasını öngörüyor. Yasa tasarısı, AfD’nin oylarıyla kabul edilebilir.
Olaf Scholz’un Sosyal Demokrat Partisi’nin eş başkanı Lars Klingbeil, “Friedrich Merz, AfD ile ortak hareket etmeye istekli. Bunu yaparak, CDU’nun AfD ile ilişkilerde benimsediği ilkeleri terk ediyor, ülkemizin demokratik merkezini bölüyor ve Avrupa’daki ortaklarımızı uzaklaştırıyor” dedi..
Merz, kısıtlamaları destekleme planını savundu: “Prensipte doğru olan bir şey, yanlış kişilerin ona oy vermesiyle yanlış hale gelmez”.
Alman medya kuruluşlarının Enamullah O. olarak tanımladığı 28 yaşındaki Afgan göçmen, Bavyera eyaletindeki Aschaffenburg şehrinde, Frankfurt’a yakın bir bölgede, büyük bir mutfak bıçağıyla 2 yaşındaki Faslı bir çocuğa saldırarak öldürdü. Saldırganı durdurmaya çalışan bir kişi de hayatını kaybetti.
Yetkililer, saldırganın yakınlardaki bir sığınma evinde yaşadığını ve şu anda kapalı bir psikiyatri kliniğine sevk edildiğini açıkladı.
Bazı yetkililer, saldırıya verilen tepkilerde temkinli olunması gerektiğini belirtti. Yaklaşık 80.000 nüfuslu Aschaffenburg’un Belediye Başkanı Jürgen Herzing, son saldırılarla “paralellikler” bulunsa da, intikam eylemlerinden kaçınılması gerektiğini söyledi. Herzing, “Bir bireyin eylemleri için tüm bir nüfus grubunu suçlayamayız ve suçlamamalıyız” dedi.
Özellikle AfD üyeleri olmak üzere siyasi liderler, hızlı bir şekilde harekete geçme çağrısında bulundu. AfD’nin iki liderinden biri olan Tino Chrupalla, haberin yayılmasından saatler sonra sosyal medyada “Aschaffenburg’daki bıçak cinayetleri, sığınma politikasında bir değişikliğe yol açmalıdır. Tehlikeli sığınmacılar sınır dışı edilmelidir” dedi.
Başbakan Olaf Scholz ise saldırıları “anlaşılmaz bir terör eylemi” olarak nitelendiren bir açıklama yaptı. Ancak, benzer saldırılar sonrası yaptığı gibi olay yerine bir ziyaret gerçekleştirmedi.
Merz’in parlamentoya sunması beklenen yasa tasarısının bir versiyonunda, AfD’nin “kitlesel yasa dışı göç”le ilgili sorunları yabancı düşmanlığını teşvik etmek için kullanmasını eleştiren bir paragraf yer alıyor.
AfD, Merz’in tasarısını olumlu karşıladı
Daha önce Hristiyan Demokrat Parti’nin (CDU) kendi liderliği altında AfD’nin oylarına asla ihtiyaç duymayacağını söyleyen Merz, bu durumda böyle bir seçeneği dışlamadı. Merz geçen hafta “Bu konularda ne sağa ne sola bakıyorum, sadece ileriye bakıyorum” dedi.
AfD, Merz’in bu açıklamasını memnuniyetle karşıladı ve yasanın, AfD’nin taleplerinin bir kopyasından ibaret olduğunu ima etti.
AfD’nin başbakan adayı Alice Weidel, X platformundaki paylaşımında “Güvenlik duvarı yıkıldı! CDU ve CSU, göç konusunda kritik bir meselede Bundestag’da AfD ile birlikte oy kullanma teklifimi kabul etti” yazdı.
© 2025 The New York Times Company