28 Haziran 2025, Cumartesi
Abone Ol Giriş yap
Advertisement
Haber Giriş: 07.08.2023 15:46 | Son Güncelleme: 13.08.2023 17:51

Gezegenimizi kurtarabilecek yazılım: Dünyaya zarar verebilecek göktaşlarını tespit edecek

Bilim dünyasını heyecanlandıran gelişme... Washington Üniversitesi'nden araştırmaların geliştirdiği bir yazılımla daha önce farklı nedenlerle gözden kaçan ve bir şehri yok etme potansiyeline sahip göktaşları artık kolaylıkla tespit edilebilecek
Gezegenimizi kurtarabilecek yazılım: Dünyaya zarar verebilecek göktaşlarını tespit edecek
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült
email [#52C1F5] Created with Sketch. Her gün aynı saatte, en önemli gelişmeler e-posta kutunda! Şimdi ücretsiz üye ol, gündemi kaçırma!

Robin George Andrews/ The New York Times

Teknolojinin küresel sorunları çözmedeki kabiliyeti sık sık abartılır. Fakat iş dünyayı göztaşı çarpmalarından korumaya gelince kod satırları kurtarıcımız olabilir. Gökyüzünü başıboş uzay kayaları nedeniyle izleyen teleskopları gökbilimciler yönetiyor, fakat teleskopların sistematik hareketleri birler ve sıfırlar tarafından hareket ettiriliyor. Bilim insanları, incelenecek böylesine zifiri bir gökyüzü varken, Dünya için tehdit olabilecek göktaşları da dahil olmak üzere, şüpheli ve hızlı hareket eden nesneleri tespit için algoritmalara bel bağlıyor. 

Yeni yazılım büyük ilerleme sağlıyor

Konvansiyonel algoritmalar, hakiki bir uzay taşı olup olmadığını teyit etmek için hareket eden bir nesnenin tek bir gecede çekilmiş dört görüntüsüne ihtiyaç duyuyor. Ancak Washington Üniversitesi’deki araştırmacılar tarafından geliştirilen yeni bir yazılım, gerekli gece gözlemlerinin sayısını yarıya indiriyor, gözlemevlerinin bu uçan taşsı nesneleri daha hızlı belirleme kabiliyetini artıyor. HelioLinc3D adı verilen program, eski araştırmaların kaçırdığı dünyaya yakın bir göktaşını buldu.

'Potansiyel olarak tehlikeli'

NASA tarafından fonlanan ATLAS (Asteroid Terrestrial-impact Last Alert System - Göktaşı Yer Etki Son Alarm Sistemi) araştırma verilerini analiz eden program, ATLAS ve benzer araştırmaların göremediği -yaklaşık 183 metre uzunluğunda, büyük bir şehri yerle bir edecek tipte- bir göktaşını tespit etti. 2022 SF298 adlı göktaşı, boyut ve yakınlığı baz alınarak ''potansiyel olarak tehlikeli’’ biçiminde sınıflandırılıyor. Fakat bu göktaşı en yakın Dünya’nın yörüngesinin 225 bin kilometre, yani Ay'a olan mesafenin yarısı içinde olmasına karşın gelecek yüzyıl hatta muhtemelen birkaç bin yıl için çarpma riski bulunmuyor. 

Eşsiz ayrıntılar yakalayacak

HelioLinc3D, mevcut göktaşı araştırma çalışmalarını desteklemeyecek. Spesifik olarak Şili’deki Vera C. Rubin Gözlemevi için tasarlandı. Gözlemevinin devası aynası, büyük kamerası ve geniş görüşü, gece gökyüzünü -uzaklara yayılmış sönen yıldızlardan galaksimizin karasularında yüzen tehlikeli görünümlü göktaşlarına kadar- hemen her şeyi eşi benzeri görülmemiş ayrıntılarıyla görecek. Mümkün mertebe pek çok nesneyi listelemesi beklenen Rubin Teleskopu, her gece gökyüzünü hızlı şekilde taramak için tasarlandı. Gözlemevi, HelioLinc3D olmaksızın, gezegenimizin çevresindeki göktaşlarıyla dolu çevreyi ortaya çıkaramazdı. HelioLinc3D’nin Baş Geliştiricisi ve Washington Üniversitesi Araştırmacısı Ari Heinze, ‘’2023 SF289’un keşfinin bir kanıt olduğunu’’ söyledi. 

Bir şehri yok edebilir ama yakalanamadı

Dünyadaki göktaşı avcısı teleskopik araştırma ailesi, şimdiye dek Dünya’ya yakın 32 binden fazla göktaşı buldu. Gezegen ölçeğinde tahribat yaratma meyili olan bu göktaşlarının çoğu, güneş ışığında parlayan büyük taşları tespit etmek kolay olduğu için bulundu. Fakat en az 140 metre uzunluğundaki, dünyaya çarparsa şayet, küçük şehir ya da ülkeleri yok etme potansiyeline sahip göktaşları, çok daha soluktur ve tespit etmek oldukça daha zordur. Bunlar halihazırda keşfedilmemiş durumda; yaklaşık olarak 25 bin olarak tahmin edilen toplamdan yaklaşık 10 bin 500’ü bulundu. 

Çeşitli nedenlerle fark edilmemiş olabiliyor

Konvansiyonel araştırma algoritmalarının göktaşlarını tespit etmek için gerektirdiği tek gecede dört görüntü çetin hava şartlarından, nesnenin çok solgun olmasından ya da parlak bir yıldız ya da gezegenin göz kamaştırıcı ışığından dolayı her zaman mümkün olmuyor. Yani bir göktaşı pek çok gece boyunca birden fazla araştırma görüntüsünde yakalanabilir ve hâlâ fark edilmemiş olabilir, bu da gezegenin savunulması açısından ideal bir durum değil.

Her gece iki görüntü yeterli olacak

2025’te 10 yıllık gökyüzü araştırmasına başlayacak olan Rubin Gözlemevi, bir şehri yok etme potansiyeli bulunan göktaşları da dahil olmak üzere aşırı solgun nesneleri de görebilecek. HelioLinc3D ile birlikte gözlemevi, göktaşının varlığını teyit etmek için peş peşe olmayan üç farklı gece boyunca her gece sadece iki görüntüye ihtiyaç duyacak. 

Washington Üniversitesi’nden Gökbilimci ve HelioLinc3D Projesi Ekip Lideri Mario Juric, ‘’Bir göktaşını tespit etmekten 1 milyon göktaşına ulaşmak 200 yılımızı aldı. Ne zaman başlayacağımıza bağlı olarak bu rakamı iki katına çıkarmak üç buçuk ayımızı alacak’’ dedi.

Queens University Belfast’dan çalışmaya dahil olan gökbilimci Meg Schwamb, Rubin’in sonraki nesil araçlarının sadece göktaşlarını değil kayan yıldız, Neptün’ün ötesindeki buzul dünyalar ve yıldızlararası varlıklar da dahil olmak üzere ’hareket eden tüm nesnelerini’’ listeleyeceğini söyledi. Rubin Gözlemevi’nin keşif makinesi olacağını, HelioLinc3D’nin de motor olacağını ve güneş sistemini yeniden yazacağını ifade eden Schwamb, ‘’Karanlık ve açık boş denizin içinde, güneş sisteminin kakofonik oluşumunun tüm baştan çıkarıcı kalıntıları olan pek çok adanın keşfi umut ediliyor’’ dedi.

© 2023 The New York Times Company