Kadınların edebiyat, kültür ve sanat endüstrisi içinde gittikçe daha başarılı olması, kadim bir yerden bizlere fısıldanan “aile kurma” ve “aile düzeni” gibi kavramların yeniden konumlandırılması, anlamlandırılması, sorgulanması gibi çatışmaları da beraberinde getirdi. Bu bağlamda Stephanie Bishop’un Bir Evliliğin Portresi isimli romanı bizlere hiç de yabancı değil. Romanın merkezinde yer alan Avustralyalı J.B., uluslararası başarılar yakalamış, ödüllü bir kadın yazar. Kocası Patrick ise yarı Fransız kimliğiyle övünen tanınmış bir yönetmen. Patrick fakültede hocasıyken tanıştıklarında, J.B. sadece yazarlık düşleri olan bir genç kızken evlilikleri süresince önemli bir yazara dönüşüyor. Peki bu durum erkeğin narsistik doğasını, aile kurumunun doğalındaki eril düzeni nasıl etkiliyor? Kadının başarısı ailenin dirliğine zeval getiriyor mu?
Yazının tamamını görebilmek için lütfen abone olun. ABONE OL
Aboneyseniz
üye
girişi
yapınız.
Oksijen'e e-gazete aboneliği ile edineceğiniz avantajlar; Oksijen yazarlarının tüm yazılarına erişim Gazeteoksijen.com üzerinden 7/24 güncel haber erişimi Her gün e-posta kutunuza gelen Oksijen bülteni Gazete Oksijen, O2 ve özel yayın arşivine erişim