19 Eylül 2025, Cuma
Abone Ol Giriş yap
Haber Giriş: 10.07.2025 22:22 | Son Güncelleme: 10.07.2025 22:30
Makaleyi sesli dinle • 6:37

New York Times yazdı: İran'ın zenginleştirilmiş uranyumunun bir kısmı saldırılardan kurtuldu

İsrail, ABD ile Haziran’daki saldırılara rağmen İran’ın nükleer silaha yakın uranyum stoklarının bir kısmının sağlam kaldığını açıkladı. Yetkililer, İran'ın gizli bomba programına dair işaretler gördüklerini belirtirken, Batı İran’ın faaliyetlerini artık gözlemleyemiyor
Görüntü: Satellite image ©2025 Maxar Technologies via The New York Times
Görüntü: Satellite image ©2025 Maxar Technologies via The New York Times
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

David E. Sanger / New York Times

İsrail, İran’ın nükleer silaha yakın seviyede zenginleştirilmiş yer altı uranyum stoklarının bir kısmının geçen ayki Amerikan ve İsrail saldırılarından sağ kurtulduğu ve İranlı nükleer mühendislerin bu malzemelere erişebileceği sonucuna vardığını açıkladı. Bu bilgi, üst düzey bir İsrailli yetkili tarafından verildi.

Bu üst düzey yetkili, İsrail’in geçen yılın sonlarında İran’a karşı askeri harekete geçme yönünde adımlar atmaya başladığını da söyledi. Gerekçe olarak ise yetkilinin gizli İran projesi olarak tanımladığı bir nükleer bomba yapma yarışının tespit edilmesini gösterdi. Yetkili, bilginin hassasiyeti nedeniyle ismini vermemek kaydıyla konuştu.

Yetkiliye göre, İsrail istihbaratı bu nükleer silah faaliyetlerini, İsrail Hava Kuvvetleri’nin İran destekli Lübnan’daki milis grubu Hizbullah’ın uzun süreli lideri Hasan Nasrallah’ı öldürmesinden kısa bir süre sonra tespit etti. Bu gözlem, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu, ABD desteği olsun ya da olmasın, saldırıya hazırlanmaya sevk etti.

İsrail’in İran’a yönelik Haziran ortasındaki saldırısı ve Başkan Donald Trump’ın bu eyleme katılma kararının öncesindeki günlerde, Amerikan istihbarat yetkilileri İran’ın yüksek derecede zenginleştirilmiş uranyum stokunu silaha dönüştürme yönünde herhangi bir adım attığına dair bir kanıt görmediklerini söylediler. ABD, İran’ın en kritik iki zenginleştirme tesisini sığınak delici bombalarla vurdu ve nükleer yakıtın silah yapımında kullanılabilecek forma dönüştürüldüğü üçüncü bir tesise denizaltıdan fırlatılan Tomahawk füzeleriyle saldırdı.

İsrailli yetkili, İran’ın gizli programına ilişkin toplanan kanıtların detay verilmeksizin tamamen ABD ile paylaşıldığını belirtti.

Ancak Ocak ayında yapılan röportajlarda, Amerikalı yetkililer İran’ın henüz bir nükleer silah üretme yarışına girdiğine inanmadıklarını söylediler. Ancak daha hızlı ve daha ilkel yöntemlerle bir silah üretme çabalarının başladığını ifade ettiler. Ulusal İstihbarat Direktörü Tulsi Gabbard da Mart ayında Kongre’ye verdiği ifadede İran’ın henüz bir silah yapma kararı aldığına dair bir kanıt görmediğini söyledi. Bu değerlendirme istihbarat yetkilileri tarafından Haziran ayında da yinelendi.

Çarşamba akşamı gazetecilere bilgi veren üst düzey İsrailli yetkili, saldırıdan kurtulan %60 oranında zenginleştirilmiş uranyum stoklarının bazı kısımlarının mevcut olabileceğine dair endişe taşımadığını belirtti. Yetkili ve İsrail istihbaratına erişimi olan diğer kişiler, İran’ın bu stoklara erişim çabalarının neredeyse kesin olarak tespit edileceğini ve tesislerin yeniden vurulması için zaman olacağını söylediler.

18 bin santrifüj geri dönüşü olmayacak şekilde hasar aldı

İsrail, ABD ve artık giderek artan sayıda dış uzman, İran’ın Natanz ve Fordo’daki yaklaşık 18 bin çalışan santrifüjünün muhtemelen tamir edilemeyecek şekilde hasar gördüğü veya yok edildiği konusunda hemfikir. Şu anki soru, İran’ın bu kapasiteyi ne kadar sürede yeniden inşa edebileceği. Bu özellikle, nükleer programdaki en üst düzey bilim insanlarının hedef alınarak öldürülmesinden sonra daha da kritik bir hal aldı.

Trump, İran’ın nükleer programının “yok edildiği” konusundaki ısrarını sürdürüyor ve İran liderlerinin Amerikan hava saldırılarından sonra artık nükleer silah istemediğini söylüyor. Savunma Bakanı Pete Hegseth, Fordo’daki en korunaklı tesisteki yakıt ve ekipmanın “bir dağın altına gömüldüğünü, harap edildiğini ve yok edildiğini” ifade etti.

Beyaz Saray Sözcüsü Anna Kelly Perşembe günü yaptığı açıklamada, “Başkan Trump’ın defalarca söylediği gibi, ABD bombaları İran’ın nükleer tesislerini tamamen yok etti” dedi ve ekledi: “Tüm dünya, onun kararlı liderliği sayesinde daha güvende”

Ancak, İran’ın %60 oranında zenginleştirilmiş uranyum stoklarının büyük bölümünü, 22 Haziran sabahı Tahran’daki Amerikan saldırısından hemen önce taşıyıp taşımadığı konusunda, İsrail ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Genel Sekreteri Rafael Grossi’nin değerlendirmeleri farklılaşıyor.

Grossi, bu stokların büyük kısmının saldırıdan önce İsfahan’daki nükleer laboratuvardan taşındığına inandığını söyledi. İsrailli üst düzey yetkili ise hiçbir şeyin taşınmadığını savunuyor. Yetkiliye göre, İsfahan’daki depolama tesisi, en güçlü Amerikan silahları için bile fazla derindeydi.

Ancak ABD’nin İsfahan’a yönelik saldırısı birçok giriş noktasını kapattı ve uranyumu silah yapımında kullanılabilecek forma dönüştüren laboratuvarları yok etti. Bu süreçte uranyum metal forma getirilip füze savaş başlığına dönüştürülebiliyor.

İki hafta önce Hollanda’nın Lahey kentinde düzenlenen nükleer zirvede konuşan Trump, ABD’nin saldırılarının İran’ın nükleer silah geliştirme kabiliyetini “birkaç yıl için gerilettiğini” söyledi ve gerekirse tekrar saldırabileceğini belirtti. Trump “İran nükleer malzemeye erişmediği sürece — ki erişemeyecek — bu başarı sürebilir” dedi.

Bu gelişmelerin ardından İran, saldırılar sırasında Tahran’da bulunan UAEA denetçilerini sınır dışı etti ve ajansın geriye kalan bazı kameralarını ve izleme cihazlarını kapattı. Bu durum, Batı’nın İran’daki faaliyetlere dair en önemli bilgi kaynağını devre dışı bıraktı.

“Ülke karanlığa gömülüyor” diyen 25 yıldır İran’ın nükleer programını izleyen Dış İlişkiler Konseyi’nden İran uzmanı Ray Takeyh “Bence önümüzdeki dönemde İran’ın yaygın şekilde ülke geneline dağılmış küçük atölyelerde nükleer faaliyet yürüttüğü bir aşamaya giriyoruz. İranlılar bir dağı bile bombalanabilecek bir yer hâline getirebildiğinizi öğrendi” ifadelerini kullandı.

Takeyh’in öngörüsü, son iki haftada bazı Amerikan, İngiliz ve Avrupalı istihbarat yetkilileri tarafından da yinelendi. İran’ın Fordo veya Natanz’daki nükleer tesisleri yeniden inşa etmeye çalışması olası görünmüyor. Bir dağın derinliklerine inşa edilmiş olan Fordo bile, İranlı tasarımcılarının düşündüğünden çok daha savunmasızdı. (En önemli zaaflardan biri, tesise derinlemesine inen havalandırma bacalarının varlığıydı; Amerikan saldırısı bu bacalara gönderilen dev bombalarla gerçekleştirildi. Bu sayede bombalar, kontrol odalarına ve zenginleştirme salonlarına doğrudan kayaya nüfuz etmek zorunda kalmadan ulaşabildi)

İran için, %60 saflık seviyesine kadar zenginleştirilmiş mevcut yakıta erişim kritik önem taşıyor. Nükleer silah için gereken yüksek zenginlik seviyesine ulaşmanın büyük kısmı zaten bu aşamada tamamlanmış oluyor.

© 2025 The New York Times Company