Talya Minsberg - Johnatan Reiss / The New York Times
Halihazırda Paris Oyunları'nda devlet başkanı gibi büyük bir güvenlik desteğiyle adım atan İsrailli sporcular, Hizbullah ve Hamas liderlerine yönelik son suikastların ardından koruma için daha fazla takviye bekliyor.
Cumartesi günü Lübnan'dan atılan bir roket İsrail kontrolündeki Golan Tepeleri'nde bulunan Dürzi köyü Mecdel Şems'taki bir futbol sahasına isabet etti. İsrail ölümcül roket saldırısından Hizbullah'ı sorumlu tuttu ancak Hizbullah saldırının sorumluluğunu kabul etmedi. Salı günü İsrail'in misilleme olarak Lübnan'ın başkenti Beyrut yakınlarında düzenlediği hava saldırısında bir Hizbullah komutanı öldürüldü.
Bölgedeki gerilim Çarşamba sabahı İsmail Haniye suikastiyle daha da arttı. İsrail suikaste ilişkin bir açıklama yapmadı.
Güvenlik artırılmalı
İsrail heyetlerinin güvenliğinden sorumlu Shin Bet biriminin eski başkanı Shmulik Philosof, Olimpiyat Oyunları'nda yarışan İsrail ekibi için "Olası Hizbullah saldırısına karşılık güvenlik düzeyini arttırması gerektiğine şüphe yok" dedi.
1972'deki Münih Olimpiyatları'nda 11 sporcu ve antrenörün öldürülmesinden bu yana her oyunlarda koruma altında olan İsrail takımına yönelik endişeler, 7 Ekim'deki terör saldırıları, ardından Gazze Şeridi'nde yaşanan savaş, küresel protestolar ve devam eden tehditler nedeniyle büyük ölçüde arttı.
İsimsiz ölüm tehditleri içeren mektuplar
Paris'e gitmeden önce İsrailli sporcular, "1972 Münih olaylarını tekrarlamak niyetindeyiz" tehdidini içeren isimsiz e-postalar aldıklarını paylaştı.
Uluslararası Olimpiyat Komitesi sözcüsü Mark Adams, Çarşamba günü İsrail takımı için güvenliğin arttırılıp arttırılmadığı konusunda yorum yapmadı ve "İçiniz rahat olsun, çok iyi, çok güçlü bir güvenlik var" demekle yetindi.
Sadece Fransızların sağladığı güvenliğe bel bağlayamayız
Philosof'a göre Fransız yetkililer, daha önceki Olimpiyatlarda ev sahibi ülkelerin yaptığı gibi, İsrail heyetini korumak için özel bir ekip görevlendirdi. Philosof şöyle devam etti: "Ancak politikamız hiçbir yerde, hiçbir zaman sadece yerel güvenliğe bel bağlamak olmadı"
İsrail, Olimpiyatlara ev sahipliği yapan ülke tarafından sağlanan güvenliği tamamlamak için kendi güvenlik ekiplerini kullanan az sayıdaki ülkeden biri. İsrail'in iç güvenlik teşkilatı Shin Bet'in iki eski üst düzey yetkilisine göre Paris Olimpiyatları için plan hazırlamak iki yıllık bir süre aldı ve bu süreçte teşkilat yetkilileri ile Fransız meslektaşları arasında çok sayıda toplantı yapıldı.
Haziran ayı başında İsrail Kültür ve Spor Bakanı Miki Zohar, delegasyonun güvenlik bütçesinin yüzde 50 arttırıldığını söyledi. İsrailli sporcular zaten anormal bir Olimpiyat deneyimi için hazırlık yapıyordu. Oyunlarda geçirecekleri zamanın, kendi yarışmaları kadar protestolar, yoğun güvenlik ve Gazze'de süren savaşla ilgili süreçlerle geçmesini bekliyorlardı.
Seyahatlerinde İsrail bayrağının üzerine bant çekiyor
Üç yıl önce Tokyo Olimpiyatları'nda da maraton koşan İsrailli maratoncu Maor Tiyouri, 16 yaşından beri uluslararası alanda yarışıyor. Şu anda 33 yaşında olan Tiyouri, seyahatlerinde milli kıyafet giymediğini ve milli takım sırt çantasındaki İsrail bayrağının üzerini bantladığını söyledi.
"Bu hep böyleydi" diyen Tiyouri, "Zor ama gerçekler böyle ve eğer bu daha güvende olacağım anlamına geliyorsa, yapacağım şey de bu" diye ekledi.
İsrailli olduğumu söyleyemiyorum
Kadınlar etkinliğinde 16. tura kadar yükselen İsrailli sörfçü Anat Lelior için de durum pek farklı değil. Sörf yarışmasının yapıldığı Tahiti'den yaptığı açıklamada, İsrail'i temsil etmenin bugünlerde 'çok farklı' olduğunu söyledi ve "Güvenliğim için etrafta İsrailli olduğumu çok fazla söylemiyorum" dedi.
İsrailli sporculara protestolara ya da tartışmalara katılmamaları ya da ne olursa olsun savaşla ilgili kendi görüşlerini paylaşmamaları talimatı verildi. Birçokları, kendilerini gizlemelerinin istenmesinin yorucu ama beklenen bir şey olduğunu söylüyor.
Sporcular arasında bazı gerilimler de olmuyor değil. 100 metre sırtüstü yüzücü ve 1976'dan bu yana İsrail'i temsil eden ilk İsrailli Arap olan Adam Maraana, Cezayirli sporcularla rozetlerini değiş tokuş etmeye çalıştığını ancak geri çevrildiğini söyledi. (Pin takası Olimpiyat Oyunlarında bir gelenek. Ülkeler, spor dalları ve markalar özel Olimpiyat iğneleri üretir ve sporcular bu iğneleri kimlik kordonlarında taşır).
Maraana, "Bunun onların seçimi olduğunu anlıyorum ama bu biraz hayal kırıklığı yarattı" dedi.
Yine de sporcular Olimpiyatlara katılma sevincine tutunmaya çalışıyor.
İlk Olimpiyatlarında yarışan İsrailli bisikletçi Itamar Einhorn, İsrail'i temsil etmenin getirdiği duygular ve karmaşıklıklar ile çocukluk hayalini gerçekleştirme arasında denge kurmaya çalışıyor.
Ülkesinden gelen haberler onu çoğu zaman etkiliyor, ancak Einhorn iç çekerek, "Bu çok özel bir deneyim" diyor.
© 2024 The New York Times Company