Yeni çıkan diziler ve izlenmesi gereken en iyi filmler hangileri? IMDb puanı yüksek filmler, ters köşe senaryolarıyla şaşırtan diziler ve ödül sezonuna damga vuran yapımlarla dolu bir izleme listesiyle karşınızdayız!
Oksijen Dijital Platformlar Editörü Elçin Yahşi; her hafta Netflix, Disney+, Amazon Prime Video ve BluTV gibi popüler platformlarda öne çıkan yapımları, gerçek olaylardan uyarlanan filmleri ve hafta sonu bir solukta izleyebileceğiniz dizileri derliyor ve 'Ne İzleyelim?' bülteniyle her cumartesi sabah 09.00'da mail olarak okurlarımıza iletiyor. Eğer "Bugün ne izlesem?" diye düşünüyorsanız, Temmuz 2025’in en çok konuşulan dizileri ve en iyi yeni çıkan filmleri bu listede!
Elçin Yahşi'nin Ne İzleyelim? bülteni her cumartesi saat 09.00'da posta kutunuzda olsun istiyorsanız bu adresten ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
18- 24 Temmuz
Emmy adayları, Nielsen reytingleri
Geçtiğimiz haftanın dijital platformlar açısından en heyecanlı olayı, salı günü Emmy adaylarının açıklanmasıydı.
Bu yıl 77. Kez düzenlenecek olan törenin en çok adaylık alarak öne çıkan dizileri Severance (27), The Penguin (24), The Studio (23) ve The White Lotus (23) oldu.
Ne yazık ki Apple TV+ dizileri Severance ve The Studio bizde herhangi bir platformda yer almıyor. Diğer iki dizi, yeni adıyla HBO Max’ten izlenebilir.
Emmy adaylarının tamamının listesine Televizyon Akademisi’nden ulaşabilirsiniz. Yalnız o kadar çok kategori ve o kadar çok aday var ki, bakarken yorgun düşmemek imkânsız, uyarmamış olmayalım. Yine de aday olan birçok yapımdan birçok kez söz edilmesine karşılık, insanın dikkatini daha önce fark etmediği yepyeni bir şey neden çekivermesin? Mesela ben Netflix’teki The Residence’ı izleyememiştim, yeni sezonunun gelmeyeceğini duyduktan sonra da izlemeye niyetim yoktu ama başrol oyuncusu Uzo Aduba, komedi dalında en iyi kadın oyuncu kategorisinde aday olunca, fikrimi yeniden değerlendireceğim. Sizin için de böyle örnekler olabilir.
Adaylıklarla ilgili bazı ilgi çekici notlar şöyle:
- Netflix’in bu yıl en çok izlenen dizisi Adolescence’ın küçük oyuncusu Owen Cooper’ın Emmy tarihinin en genç adayı (yardımcı erkek oyuncu dalında) olduğunu duymuşsunuzdur. Yine drama dalında en iyi kadın oyuncu kategorisinde aday olan 77 yaşındaki Kathy Bates ise kendi kategorisinin en yaşlı adayı oldu. Bates’in rol aldığı hukuk draması Matlock, TOD’da, izlemediyseniz, bir bakın.
- Severance’dan Tramell Tillman drama dalında yardımcı erkek oyuncu kategorisinde aday olmuş, eğer kazanırsa, bu dalda ödül alan ilk siyah oyuncu olacakmış. Sosyal medyada birisi “The Wire’ın beş sezon yayınlandığı bir dünyada, nasıl oldu bu?” diye soruyordu. Haklı. Hatırlamak isteyenler için The Wire, HBO Max’te.
- HBO Max’teki The Pitt keşke aday olduğu her dalda kazansa, siz de izlememişseniz her şeyi bırakıp The Pitt’i izleseniz. Başroldeki Noah Wyle, 1999’dan sonra bu yıl yeniden Emmy adayı. Wyle’ın eski dizisi ER’ın 124 Emmy adaylığı ve 23 Emmy ödülü var.
- Cate Blanchett (Apple TV+ dizisi Disclaimer ile) ve Michelle Williams (Disney+’daki Dying for Sex ile) mini dizi/televizyon filmi dalında en iyi kadın oyuncu ödülüne aday. İkili 2023’te de Tar (Blanchett) ve The Fabelmans (Williams) filmlerindeki performanslarıyla, en iyi kadın oyuncu Oscar’ına adaydı. Oscar’ı Michelle Yeoh almıştı.
- Disney+’daki The Bear’den Ayo Edebiri, aynı yıl hem oyuncu, hem yönetmen kategorisinde aday olan ikinci kadın olarak Emmy tarihine geçti. İlki Girls ile Lena Dunham idi.
- Martin Scorsese 82 yaşında konuk oyuncu kategorisinde (The Studio), Harrison Ford da 83 yaşında komedi dalında yardımcı oyuncu olarak (Shrinking) ilk Emmy adaylıklarını aldılar. Sektörden hiçbir zaman umut kesmemek lazım demek ki.
- Kristen Bell’i yıllarca Veronica Mars dizisinde beğenerek izleyen kuşak, Bell’in Netflix’teki Nobody Wants This ile kadın oyuncu dalında ilk Emmy adaylığını almasına sevinmiş olmalı. Hatta aynı kuşak The O.C.’nin Seth’i Adam Brody’nin de aynı diziyle erkek oyuncu dalında aday olmasına sevinmiştir kesin; Brody’nin de ilk Emmy adaylığı.
- Squid Game ilk sezonuyla 14 dalda aday olup, altı Emmy ödülü almıştı, ikinci sezon tek bir dalda bile aday değil.
- Bu yıl Oscar töreni, üç dalda Emmy adayı. Herhangi birini kazanırsa, Oscar, Emmy almış olacak.
Nielsen raporuna göre yılın ilk altı ayında en çok izlenen dizi ve filmler
Reyting ölçüm şirketi Nielsen, geçtiğimiz hafta dijital platformlarda yılın ilk altı ayının (ABD’deki) izlenme rakamlarını açıklamıştı.
Mayıs ayında, ekranda dijital platformların izlenme yüzdesi 44.8’i bularak büyük bir rekor kırdı. Platformların izlenmesinin 2021’den bu yana yüzde 71 oranında arttığını gördüğümüz raporda, Youtube’un da Netflix’ten daha çok izlendiği ortaya çıkıyordu. The New York Times’ın Oksijen’de yayımlanan analizi şurada.
En çok izlenen özgün dizi ve filmler listelerini, Burak Sakar yorumladı. (Listedeki bazı yapımlar bizde ABD’den farklı platformlarda yer alıyor.)
Nielsen’a göre yılın ilk altı ayının en çok izlenen 20 özgün dizisi, izlenme süreleri (milyar dk.) ve platformları
Squid Game (15.074) Netflix
Reacher (13,313) Prime Video
The Night Agent (12.219) Netflix
Ginny & Georgia (10.201) Netflix
Severance (9.275) Apple TV+
1923 (8.536) Paramount+ (TV+)
The Pitt (8.227) Max
The Handmaid’s Tale (8.165) Hulu (Max)
You (8.097) Netflix
Landman (7.826) Paramount+ (TV+)
The Residence (7.780) Netflix
Love is Blind (7.351) Netflix
Gabby’s Dollhouse (6.016) Netflix
Andor (5.675) Disney+
Black Mirror (5.574) Netflix
Zero Day (5.559) Netflix
Stranger Things (5.439) Netflix
Virgin River (5.434) Netflix
Love Island USA (5.432) Peacock
Sweet Magnolias (5.413) Netflix
Burak Sakar: “2025’in ilk yarısında en çok izlenen 20 orijinal dizinin yarısından fazlası Netflix’e ait. Bu da platformun içerik üretiminde hâlâ açık ara önde olduğunu gösteriyor. İlk 10’da sadece birer diziyle yer alan Prime Video (Reacher), Apple TV+ (Severance) ve Max (The Pitt); iki diziyle yer alan Paramount+ (1923 ve Landman) ise bu yapımları neredeyse platformlarının vitrini gibi konumlandırmış durumda.
Listede öne çıkan dizilerin çoğu aksiyon, gerilim ve suç türünde. İzleyici hâlâ temposu yüksek, merakı çabuk çözülen, sürükleyici hikâyelere yöneliyor. Bu açıdan dizi izleme alışkanlığı, sinemadaki blockbuster izleyicisine oldukça yakın. Listenin genel dilini bozan tek istisna Severance; daha ağır akan, atmosferik yapısıyla kendi türünde yalnız kalıyor ama buna rağmen dikkat çekici bir başarı elde etmiş durumda.
Listenin dikkat çeken detaylarından biri de, uzun süredir yeni bölümü yayınlanmayan bazı dizilerin hâlâ en çok izlenen yapımlar arasında yer alması. 2025’te yeni bölümü olmayan Stranger Things bunun en net örneği. Üç yıldır yeni sezon gelmemiş olmasına rağmen hâlâ ilk 20 içinde yer alıyor. Bu da bazı dizilerin yalnızca yeni sezonlarıyla değil, tekrar tekrar izlenmeleriyle de platformlara ciddi izlenme süresi ve sadakat katkısı sağladığını gösteriyor. Özellikle de Netflix gibi katalog gücünü ön plana çıkaran platformlar için bu tarz diziler, yeni içerik üretmeden de etkileşimi canlı tutmanın en etkili yolu.”
Ve yılın ilk ilk altı ayının en çok izlenen 20 filmi, izlenme süreleri (milyar dk.) ve platformları
Moana 2 (7.227), Disney+
Despicable Me 4 (6.274) Netflix
Back in Action (5.264) Netflix
Moana (3.846) Disney+
The Wild Robot (3.817) Netflix
Sonic the Hedgehog 2 (3.732) Netflix
The Electric State (3.254) Netflix
Wicked (3.233) Peacock (Apple TV)
Frozen (3.058) Disney+
The Accountant 2 (3.031) Prime Video
Kraven the Hunter (2.968) Netflix
Gladiator II (2.799) Paramount+ (Apple TV)
Twisters (2.799) Peacock (Apple TV)
Nonnas (2.734) Netflix
Mufasa: The Lion King (2.730) Disney+
The Life List (2.691) Netflix
Super Mario Bros. Movie (2.666) Netflix
Straw (2.656) Netflix
Encanto (2.620) Disney+
Lilo & Stitch (2.619) Disney+
Burak Sakar: “Film tarafında ise zirveyi büyük ölçüde çocuklara ve aile izleyicisine hitap eden yapımlar paylaşıyor.
Sinema box office verileriyle paralel biçimde dijitalde de film seyircisinin büyük kısmını aileler şekillendirmiş. Moana 2, Despicable Me 4 ve The Wild Robot gibi animasyonlar gişede olduğu gibi platformlarda da çok başarılı; bu içerikler yalnızca bir kez değil değil, tekrar tekrar oynatılmaları sayesinde dev izlenme hacimlerine ulaşıyor. Bu da dijital platformlarda filmlerin en güçlü alıcısının hâlâ çocuk kitlesi olduğunu bir kez daha gösteriyor.
Öte yandan Back in Action gibi aksiyon-komedi türündeki orijinal yapımlar da, tıpkı dizilerde olduğu gibi, aksiyon türünün filmler tarafında da hâlâ önemli bir yerde durduğunu kanıtlıyor.”
Dünyanın en çok dinlenen şarkısı Netflix’ten
Şu günlerde dünyada en çok dinlenen şarkı da bir Netflix filmi olan K-Pop Demon Hunters'dan Golden. Sony Pictures Animation'ın müzikali sadece gişe rekorları kıran bir film olmakla kalmadı. Albümü şu anda dünyanın en popüler albümlerinden biri.
Golden, hem Spotify’da hem de YouTube'da ilk 3'te yer alırken, albümden yarım düzine şarkı daha Spotify Global Top 50'de.
Burak Göral, filmi şöyle yazmıştı:
“Rumi, Mira ve Zoey çok popüler bir K-Pop kız grubu olan Huntrix’i oluşturan genç kızlar. Aslında işleri sadece süperstarlık yapmak değil. Nesillerdir kız gruplarına aktarılan bir görevleri var. Birleştiklerinde, sesleri iblis ve insan dünyaları arasında koruyucu bir bariyer oluşturma gücüne sahip ve iblis kralı Gwi-Ma ile iblis ordusunu insanlardan uzakta tutuyor. Ancak yeni bir erkek grubu Saja Boys piyasaya çıktığında, üç şarkıcı tehlikeyi anında fark eder. Çünkü erkek grubunun üyeleri, Huntrix'in hayranlarını çalmak ve bariyeri zayıflatmak isteyen iblislerdir. Bu arada Rumi’nin de diğerlerinden gizlediği bir sırrı vardır ve bu sır onu içten içe yiyip bitirmektedir.
Eğlenceli dans koreografileri, bazıları çok iyi olan K-pop şarkılar, gerçekten çok matrak bazı sahneler/espriler ve birkaç dokunaklı an bir araya getirilmiş bu animasyonda. Kırılganlık ve aslını kabullenme hakkında mesajlara sahip hareketli yer yer de romantik bir hikâye anlatıyor. Utancın bizi nasıl ayırdığı, ama dürüstlüğün bizi nasıl bir araya getirdiği de vurgulanıyor. Üç ana karakterin hepsi kusurları ve güçleri olan etten kemikten insanlar ve arkadaşlıkları birbirlerini tamamen kabul etmeleri üzerine kurulu.
Animasyon tekniği gibi, Türkçe dublajı hatta şarkıların Türkçe versiyonları da başarılı... “
Ve haftanın diğer öne çıkan yapımları
Harun Kubat’ın bu hafta derledikleri
Yunan (2025) -TV+
Dünya prömiyerini bu sene, 75. Berlin Uluslararası Film Festivali'nde yapan Ameer Fakher Eldin yönetmenliğindeki Yunan filmi, izleyicisiyle TV+ ekranlarında buluşmaya hazır.
Kuzey Denizi'ndeki ücra bir adaya seyahat eden sürgündeki bir Suriyeli yazar, burada hayatını sonlandırmak ister. İnzivaya çekilmek için yaşlı bir kadının işlettiği mütevazı bir oteli tercih eder. Ama bu yaşlı kadın ile zaman geçirdikçe yaşam arzusu ortaya çıkar, duyguları değişir ve hayatına tekrardan tutunmaya başlar.
Oyuncu kadrosunda Georges Khabbaz (Ghadi, Perfect Strangers), Hanna Schygulla (The Marriage of Maria Braun, The Bitter Tears of Petra von Kant), Tom Wlaschiha (Das Boot), Sibel Kekilli'nin (Duvara Karşı, Karanlık Gece) yer aldığı drama, insanlığa ve insanlığın yaşadığı karmaşık duygulara dair güçlü bir hikaye sunuyor.
A Normal Woman (2025) -Netflix
Tanımlanamayan bir hastalık yüzünden günden güne bedeni hasar görmeye başlayan sosyetik bir kadın, tüm kontrolünü kaybetmeden önce bu hastalığın ardındaki gizemi çözmek zorundadır. Yoksa sahip olduğu her şey yok olacaktır: Bedeni, ailesi, zenginliği... Endonezya yapımı gizem dolu dram filmi, 24 Temmuz'da Netflix'te.
Almost Family (2025) -Netflix
Brezilyalı bir babanın, kızının erkek arkadaşıyla işleri ciddileştirdiğini öğrenince dünürleriyle tanışması gerekir. Fakat Arjantinli dünürleri, pek beklediği gibi değildir, sert kayadırlar! Ailece yaptıkları Arjantin Bariloche gezisi, önce aileler arası sonra da ülkeler arası rekabetin yaşandığı bir komediye dönüşür.
11 - 17 Temmuz
Tam zamanımızın romantik komedisi
Too Much-Netflix
2013 yılında 23 yaşındayken Time dergisinin yılın en önemli 100 kişisinden biri olarak seçtiği, HBO’dan 24 yaşında ‘açık çek’ alan, artık kült statüsünde sayılan Girls dizisinin yazarı Lena Dunham, New Yorklu kızların bunalımlı hayatlarını anlatan Girls’den 13 yıl sonra 10 bölümlük Too Much ile karşımızda.
Bu kez tatlı bir romantik komedi yazmış ama tam zamanımızın romantik komedisi bu; yani ne kadar tatlı olsa da ilişkilerin zorluğunu, gündelik hayatın toz pembe olmayan yanlarını da içeriyor. Aşkı bulmak, aşka düşmek ve tüm olasılıklara karşılık aşkı sürdürmek ile ilgili Too Much. Dizi ve iki başrol oyuncusu Megan Stalter ile Will Sharpe, bu haftanın yıldızları.
ABD’den Meksika’ya kaçanların peşinde
The Gringo Hunters–Netflix
Hep ABD’ ye kaçak giren Meksikalıların hikâyelerini izleyecek değiliz ya, işte Meksika'ya kaçmaya çalışan Amerikalı kanun kaçaklarını yakalayıp ABD yargısına teslim eden Meksika polisi.
Elit bir polis biriminin gerçek hikâyelerinden derlenen The Gringo Hunters, Tijuana’da geçiyor. 12 bölümlük dizi, 2022’de The Washington Post gazetesinde çıkan bir habere dayanıyor. Oyuncular arasında Narcos: Mexico’da da rol almış epey kişi var. Rob Howard ve Brian Grazer da yapımcılardan. Fragman burada.
Oscarlı Conclave sonunda TV+’da
Conclave-TV+
97. Oscar Ödülleri'nde tam sekiz adaylık elde eden Conclave, En İyi Uyarlama Senaryo Ödülü'nün sahibi de olarak hem o gecenin hem de geçen senenin en konuşulan filmlerinden biriydi.
Robert Harris'in romanından uyarlanan, Birleşik Krallık-ABD yapımı filmin oyuncu kadrosunda Ralph Fiennes (Schindler's List, The Menu, 28 Years Later), Stanley Tucci (The Devil Wears Prada, Tucci in Italy), John Lithgow (The Crown, Killers of the Flower Moon), Isabella Rossellini (Blue Velvet) gibi güçlü isimler yer alıyor.
All Quiet on the Western Front, Patrick Melrose, Your Honor yapımlarıyla tanınan Edward Berger ise yönetmen koltuğunda.
Papa'nın ani ölümünden sonra Kardinal Lawrence, yeni birinin seçileceği ve ritüelin gerçekleşeceği gizli süreci yönetme görevi üstlenir. Yeni Papa'nın seçimi, Katolik Kilisesi'nin en güçlü liderleriyle birlikte Vatikan'da gerçekleşecektir. Fakat ölen Papa'nın ardında bıraktığı bazı gizemler, Kilise'yi sırlarla dolu bir kaosa sürükler. Adaylar kimdir? Karanlık geçmişleri nelere sebep olur? Kilisenin geleceği güvende mi? ve dahası...
Tüm soruların cevabını bulmak isteyen izleyicisini ekranlara kitleyecek olan, yüksek tempolu ve gizem dolu atmosferiyle çok sevilen Conclave, pazartesi günü TV+'ta!
Suçlularla değil, polislerle mücadele
Ballard-Prime Video
Bosch'un yaratıcısı Michael Conelly'den yeni bir karakter geliyor: Sonuçlanmamış eski davaların dedektifi Renée Ballard (Maggie Q).
Azmi, empati yeteneği ve komploları ortaya çıkarma hırsıyla tanınan dedektif Ballard, acımasız bir seri katilin peşindeyken bir cinayet ve yolsuzluk ağına dalar ve savunduğu her şeyi tehdit eden uğursuz bir polis komplosunu ortaya çıkarır. Artık hem suçluları hem de meslektaşlarını alt ederek kurbanlar ve aileleri için uzun zamandır bekledikleri adaleti sağlamak zorundadır. 10 bölüm. Fragman burada.
Dirilmese daha mı iyiydi?
Dexter: Resurrection–TOD
Dexter Morgan, yeni bir şehirde, yeni sırlar ile ekranlara geri dönüyor! Ölümcül kurşun yarasından sonra komadan uyanan Dexter, Harrison'ı bulmaya New York'a doğru yola çıkıyor. Bu sırada Miami Metro'dan Yüzbaşı Angel Batista da onların peşine düşüyor.
Kadroda Michael C. Hall’un yanı sıra Peter Dinklage, Uma Thurman gibi isimler var.
İlk eleştiriler “Yapımı için hiçbir masraftan kaçınılmamış fan fiction gibi”, “Keşke ölüyü diriltmeselerdi” gibilerden şeyler dese de, pazartesi ilk bölüme bakarız herhalde.
Evlilik muhasebeleri
Millers in Marriage–TOD
Üç kız kardeşin aşk, kariyer, evlilik çatışmalarıyla örülü hayatlarının eski bağlar vesilesiyle yeniden sınandığı duygusal dönemeci anlatan romantik drama, Toronto Film Festivali'nde prömiyerini yapmıştı.
Filmin senaristi ve yönetmeni, Saving Private Ryan ve The Brothers McMullen gibi filmlerde izlediğimiz Edward Burns.
Oyuncu kadrosu da çok iddialı: Benjamin Bratt, Morena Baccarin, Campbell Scott, Patrick Wilson, Julianna Margulies, Minnie Drive ve Edward Burns’ün ta kendisi. Fragman burada.
50 yaşındaki Jaws için taptaze bir belgesel
Jaws 50 The Definitive Inside Story–Disney+
“Eğer Jaws’un yapım hikâyesiyle daha önce yolunuz hiç kesişmediyse bu belgesel neredeyse her şeyi derli toplu bir şekilde sıralayıp anlatıyor. Hem de birinci elden şahitlerle. Filmden ve kamera arkasından, izleyici yorumlarından, oyuncuların röportajlarından bolca malzeme bir araya getirilmiş. Çağdaş sinemanın James Cameron, Robert Zemeckis, George Lucas gibi üstatları ve Guillermo Del Toro, Steven Soderbergh, Jordan Peele, Cameron Crowe, JJ Abrams gibi sonraki kuşağın temsilcileri filme duydukları sevgiyi anlatıyorlar. Mesela Soderbergh, Jaws’u sinemada 31 kez izlemiş!” Burak Göral, Disney+’taki belgeseli böyle anlatıyor.
Netflix’in yeni gözde yönetmeni
Carry-On-Netflix
Taron Egerton ve Jason Bateman’lı Netflix Noel filmi Carry-On, platformun en çok izlenen ikinci filmiymiş (Birinci Red Notice).
Peki aralıkta yayınlanan filmi neden şimdi gündeme getiriyoruz? Çünkü Netflix geçen hafta filmin İspanya doğumlu yönetmeni Jaume Collet-Serra ile ayrıntıları açıklanmayan ama epey uzun süreli bir anlaşma imzaladı. Durumdan memnun yönetmenin Netflix için üzerinde çalıştığı ilk filmi de An Innocent Girl (Masum Bir Kız) olacakmış. Filmde siyaset dünyasında sözü geçen Washington DC’li bir çift, hırslı bir genç kızı seks, iktidar ve cinayet sarmalının içine çekecekmiş.
Adını daha sık duyacağımız Collet-Serra’nın Carry-On filmini izlemek isterseniz, fragman burada.
Orta Asya’da ‘offroad’
Off Road–Netflix
Yine Netflix’deki Fauda’nın ve Hit & Run’ın yıldızı Lior Raz ile 1,5 dakikalık fragmanda defalarca birbirlerini kardeş gibi sevdiklerini ısrarla belirten genç oyuncu Rotem Sela’nın jipe atlayıp çıktıkları altı bölümlük Kırgızistan ve Kazakistan yolculuğu.
Görüntüler nefis diyeceğim de, zaten drone geleli beri bütün görüntüler öyle demek yanlış olmaz. Arkadaşlıklarının gelişimi onların olsun, gezip gördükleri, yiyip içtikleri yeterince ilginç. Burada.
Eski usul bir soap opera
Between Lands–Netflix
60’larda İspanya’nın Endülüs bölgesi.. Babası olmayan bir evde kıt kanaat geçinmeye çalışan hasta bir anne ile iki kızı ve bir oğlu. Şahane bir denizin kıyısındaki kasabaya gelin aramaya gelen yaşlı ve çok varlıklı toprak sahibi, bölge valisinin o kalantor amcaya yardım eden eşi….. Adamın hiçbir küçük kız çocuğunu gelin olarak beğenmemesi ve tabii ki başta gördüğümüz ailenin küçük kızına takılması…. Büyük ablanın kendini feda ederek hem iki kardeşinin hem de annesinin refaha ulaşmasını sağlaması… Gelin gidilen evde esas kocanın başka biri çıkması, bu kocanın evde bir oğlunun bir de sevgilisinin olması derkeeen, bir bakıyorsunuz Köle Isaura döneminden kalma gibi görünen bu ‘soap opera’ya takılmışsınız.
Şahane manzaraların dışında başroldeki oyuncunun güzelliği de önemli bir etken. Karakterine de haksızlık etmeyelim: Güçlü bir kişilik. 10 bölümlük ilk sezon Netflix’te.
İkincisi de bir zaman sonra gelir herhalde. Bu arada, esas kız Maria Rodriguez’i oynayan Megan Montaner, If Only dizisinin de yıldızı. If Only neydi? Ece Yörenç’in Netflix Türkiye için yazdığı ve çekimin ilk günü iptal edilen Şimdiki Aklım Olsaydı projesinin, Netflix İspanya tarafından çekilmiş hali.
Isabel Adjani’li Fransız polisiyesi
Under a Dark Sun–Netflix
“Sorunlu geçmişinden kaçmakta olan genç bir anne, Provence'taki prestijli bir çiçek çiftliğinde hasatçı olarak işe başladığında beklenmedik bir şekilde toparlanma fırsatı bulur. Ancak bu aile şirketinin reisinin gizemli ölümünün ardından baş şüpheli olarak tüm dikkatleri üzerine çeker. Giderek artan suçlamalarla boğuşurken şoke edici bir gerçeği ortaya çıkarır: Merhum aile reisinin mal varlığının mirasçısıdır ve bu varlıklı aileyle köklü bağlara sahiptir.”
İnsanı heyecandan heyecana gark etmek için bütün düğmelere basmış altı bölümlük bir dizi. Bu nedenle de biraz aceleye gelmiş gibi bile görünebilir. Ayrıca mesela mutfakta dolma yaparken arka planda oynasın derseniz, kesinlikle bir sürü şeyi kaçırırmışsınız, sosyal medya öyle diyor. Altı bölümlük Fransız dizisinde Amina Bel Ismail ve Isabel Adjani’ye, Call My Agent’tan Thibault de Montalembert eşlik ediyor.
The New York Times’da Netflix Türkiye dizisi
Bir İhtimal Daha Var–Netflix
Tam 20 Mart günü platformda yerini alan dizi, o günlerde kimsenin dizi izleyecek ve konuşacak halinin olmaması nedeniyle sosyal medyada büyük bir sessizlikle karşılandı. Aradan aylar geçti, derken geçen hafta The New York Times’ın haftalık bülteninde izleme önerisi olarak yer almasın mı? Bu nedenle mi bilinmez ama Bir İhtimal Daha Var, Netflix Türkiye’nin Top 10 listesine tekrar girmesin mi?
Uğur Yücel ve Ata Demirer’in başrolleri paylaştığı, İngilizce adıyla Bet Your Life için The New York Times, “Neşeli ve hayaletli bir ’dramedi’” diyor ve ekliyor:
“Bu Netflix Türkiye dizisi, ‘küçük kasabada işlenen gizemli cinayet’ klasik formülüne metafizik bir yorum getiriyor.”
4 - 10 Temmuz
‘21. Yüzyılın En İyi 100 Filmi’ni bu kez The New York Times okurları seçti
The New York Times, “Dijital platformlar ve süper kahramanların gişe rekorları kıran filmleri arasında geçen bu 25 yılda film izleme ve filmleri değerlendirme alışkanlıklarımız önemli ölçüde değişti,” diyerek hangi filmlerin zamana yenilmediğini merak etmiş.
Cevabı bulmak için de sektörden 500 kişiye 10’ar filmlik listelerini sormuş. Bu filmlerin hangilerini biz nereden izleyebiliriz derseniz, bizim listemiz şurada.
Tabii’deki Gassal’a İtalya’dan ödül
Tabii platformunda yayınlanan Gassal, ilk sezondan önce büyük şehirleri kuşatan “Ölünce beni kim yıkayacak?” billboardlarıyla epey dikkat çekmişti.
İkinci sezonu da platformda yerini alan dizinin başrol oyuncusu Ahmet Kural, geçen hafta İtalya’da düzenlenen Italian Global Series Festival’de komedi kategorisinde En İyi Erkek Oyuncu ödülünü aldı.
Aynı kategoride En İyi Kadın Oyuncu ödülünü alan İspanyol Carmen Marchi’nin yeni dizisi Rage haftaya Max’te olacak. Marchi’nin son filmi A Widow’s Game de Netflix’te yakın zamanda yerini almıştı.
Apple’ın gişede para kazandıran ilk filmi F1 (hâlâ) sinemalarda
Apple'ın CEO’su Tim Cook, film ve dizi içeriklerini teknolojik cihaz satışlarını desteklemenin bir yolu olarak görmediklerini söylemişti.
Hatırı sayılır bir yatırım yaptıkları F1 filmi için de "Bu nedenle daha fazla iPhone satacağımı düşünmüyorum. Harika hikâyeler anlatmak için eğlence işindeyiz ve bu işin de çok iyi olmasını istiyoruz,” demişti.
Apple'ın sinema sektörüne adım atmasından bu yana şirket, çok umut bağlanan ama gişede düşük performans gösteren filmlerin (Killers of the Flower Moon, Napoleon) yanı sıra hem eleştirmenlerin hem de izleyicinin ‘reddettiği’ filmlere de (Fly Me to the Moon, Argylle) yatırım yaptı. Hatta Apple’ın satın alarak desteklediği ve En İyi Film olan Oscarlı CODA bile hatırı sayılır bir gişe başarısı gösterememişti.
Ancak F1 bu durumu değiştirecek gibi görünüyor. Bizde de geçen hafta sonu vizyona giren film, ABD’de ilk üç günde 144 milyon dolar hasılat elde ederek, Killers of the Flower Moon’un toplam hasılatına (158 milyon dolar) çok yaklaştı. Belli ki Apple’ın en yüksek hasılatlı filmi Napoleon’u (221 milyon dolar) geride bırakacak.
Uzun lafın kısası, bu hafta sonu sinemaya gidecekseniz, geçen hafta vizyona giren Brad Pitt ve Javier Bardem’li F1 güzel bir seçim.
Netflix’e dünya yetmedi, uzaya çıkıyor
Netflix’in, Fransız televizyon ağı TF1 ile bir anlaşma imzaladığını ve TF1’ün, Brocéliande ve The Voice gibi programların yanı sıra ülkesindeki önemli canlı spor etkinliklerini Netflix üzerinden de yayınlayacağını duyurmuştuk.
Bu haftanın haberi uzayla ilgili: Netflix, NASA ile iş birliği yaparak Uluslararası Uzay İstasyonu'ndan roket fırlatmalarını, astronotların uzay yürüyüşlerini, uzaydaki görev süreçlerini ve dünyanın oralardan nasıl göründüğünü canlı olarak yayınlamaya başlayacak. Ayrıntılar belli olunca biz de ekran başında oluruz.
Basket seyircisi ve spor ayakkabı meraklıları
Netflix'in yeni belgesel dizisi Power Moves with Shaquille O'Neal platformda. O'Neal'ın yapım şirketi Jersey Legends tarafından üretilen altı bölümlük dizi, O'Neal ve Allen Iverson'ın (şu anda Reebok Basketbol'un başkanı ve başkan yardımcısı) izleyiciyi Reebok markasını canlandırmak için yapılan strateji toplantılarına, tasarım laboratuvarlarına ve samimi sohbetlerine tanık ediyor. Epey uzun bir reklam filmi esasen.
Shaquille O’Neal "Reebok'un asla bir numara olmadığını ama asla üç numara da olmadığını her zaman söyledim," demiş.
Bu arada marka canlandırmak demişken, basket izleyicisinin ve spor ayakkabı meraklılarının unutulmaz filmleri arasında yer alan, Ben Affleck’in yönettiği Air’i hatırlatmadan geçmeyelim.
Ve haftanın diğer yenileri
Harun Kubat’ın derledikleri şöyle:
Mufasa: The Lion King (2024)-Disney+
Her kuşaktan insanın güzel hatırladığı, kült animasyon Aslan Kral'ın dünyasına yıllar sonra yeniden dönüyoruz. Fakat bu sefer Mufasa efsanesini keşfetmek için. Hem de Moonlight filmi ile En İyi Film Oscar'ını kucaklayan yönetmen Barry Jenkins’in anlatımıyla.
Rafiki, Simba ve Nala'nın kızı yavru aslan Kiara'ya bir efsane anlatmaya başlar. Evet, kaybolmuş ve yetim bir yavru olan Mufasa'nın efsanesi bu. Mufasa'nın acı hayatı, kraliyet soyu varisi olan Taka ile tanışınca değişir. İkili arasında gelişen güçlü bağ ve bir grup uyumsuzun mücadelesi, tehditlere karşı verilen zorlu bir yolculuğa dönüşür. Bakalım efsane yolculuk izleyiciyi nerelere sürükleyecek?
Filmin seslendirme kadrosunda Aaron Pierre (Rebel Ridge), Kelvin Harrison, Jr. (Genius, Elvis), Tiffany Boone (Hunters), Beyoncé ve kızı Blue Ivy Carter, Mads Mikkelsen (Hannibal, Another Round), Donald Glover (Atlanta, Community), Seth Rogen (The Studio) gibi ünlü isimler yer alıyor.
Film şarkıları ise ödüllü şarkı yazarı ve oyuncu Lin-Manuel Miranda'nın (Hamilton, Encanto) imzasını taşıyor. Disney'den Mufasa: The Lion King, 9 Temmuz'da Disney+'ta.
Tezgah (2024) -Apple TV
Oyuncu partnerini mutfak tezgahında en yakın yazar arkadaşı ile yakalayan bir müzisyen, hayatının şokunu yaşar. Fakat yalanlar ve sırlar, bundan ibaret değildir. Birbirlerine ihanet etmiş olan bu üç kişi, büyük çatışmaların yaşanacağı sevgiden uzak bu eve hapsolmuştur artık.
Kendileri ile olduğu kadar sanatlarıyla, düşünceleriyle de yüzleşmek zorundadırlar. Başrollerini Erkan Kolçak Köstendil, Damla Sönmez ve Rıza Kocaoğlu'nun paylaştığı, tek mekânda geçen komedi filmi Tezgah’ın yönetmeni (Kadir Çermik ile) ve senaristi ise yine Erkan Kolçak Köstendil, bu da Tamirhane filminden sonra izleyicisiyle buluşan ikinci filmi. Tezgah, Apple TV'de.
Brick (2025) -Netflix
Genç çift Tim ve Olivia, bir gece aniden apartmanlarının etrafının gizemli bir tuğla duvarla çevrildiğini fark eder. Bu tuhaf durumdan kurtulmak için çeşitli yollar ararken, temkinli komşularıyla işbirliği yapmak zorunda kalırlar.
Peki bu tuğlaları aşmak gerçekten mümkün müdür? Almanya yapımı gerilim filmi Brick, 10 Temmuz Perşembe günü, Netflix kütüphanesinde yerini alacak.
The Pact (2021)-Tivibu
Çarpıcı hikâyelere odaklanan, altışar bölümden oluşan iki sezonuyla Birleşik Krallık yapımı The Pact dizisi, Tivibu'da yerini aldı.
Gizem, gerilim ve dramayı birleştiren dizinin ilk sezonu, dört yakın arkadaşın zorba patronlarının ölümüyle büyük bir kabusa dönen hayatlarını, ikinci sezonu ise ölen oğullarının yas sürecinde olan bir ailenin, sır dolu bir yabancının gelişiyle yaşadıklarını ele alıyor.
Sherlock & Daughter (2025)-Tivibu
Ünlü dedektif Sherlock Holmes'un gizemli maceraları devam ediyor!
Sherlock, yakın arkadaşının hayatını tehlikeye atan kötü bir suç örgütüyle karşı karşıyadır. Bu sorunu çözmeye çalışırken kapısını genç cesur bir kadın çalar. Annesinin öldürülmesinin ardından babasını arayan kadın, Sherlock Holmes'un babası olduğuna inanmaktadır.
Başlangıçta epey zorluklar yaşayan bu ikili, zamanla birlikte çalışmaya başlar. Artık çözmeyecekleri suç vakası yoktur. Naked, Landscapers, Anomalisa, The Artful Dodger gibi yapımlarda unutulmaz rollere imza atan ve Remus Lupin karakteri ile Harry Potter serisinde yer alan David Thewlis, başrolde. Blu Hunt da (The New Mutants) kendisine eşlik etmekte. Sekiz bölümden oluşan ABD yapımı gizem dizisi Sherlock & Daughter, Tivibu'da.
The Gringo Hunters (2025) -Netflix
Meksikalı elit bir polis birimi, sınırı geçen ABD’li kaçakların peşinde heyecan dolu bir suçlu arayışına çıkıyor. Çözülecek gizemler, inişli çıkışlı gerilimler, polis operasyonları, aksiyon ve dahası. Hazır mısınız? Narcos: Mexico’nun gözde oyuncularından Manuel Masalva, burada başrol olarak karşımıza çıkıyor. İzleyiciyi, 9 Temmuz’da Netflix’te, gerçek olaylardan uyarlanan 12 bölümlük sürükleyici bir dizi bekliyor.
Heads of State (2025) -Prime Video
Emmy ödüllü oyuncu Bob Odenkirk'ün (Better Call Saul, Lucky Hank) başrolünde olduğu Nobody filminin yönetmeni Ilya Naishuller, gerilimi, komediyi ve tabii vazgeçilmezi olan aksiyonu birleştirdiği yeni filmiyle dönüyor!
Üstelik filmin oyuncu kadrosunda ünlü isimler öne çıkıyor: Güreşçilik kariyerinden oyunculuğa geçiş yapan John Cena (Barbie, Argylle), Marvel evreninde Heimdall'ı canlandıran ve Luther dizisiyle parlayan Idris Elba, Bollywood'un yıldızı Priyanka Chopra Jonas (Love Again, Citadel), Jack Quaid (The Boys, Companion, Novocaine)...
Peki, Heads of State ne anlatıyor? Ülkelerinin ittifakını riske sürükleyen hırslı bir rekabete sahip İngiltere Başbakanı ve ABD Başkanı, güçlü bir düşmanın hedefi haline geldiklerinde birbirlerine güvenmek zorunda kalırlar. Dünyayı tehdit eden büyük komployu engellemenin bir yolunu aramaya koyulurlar. Birçok milleti kapsayacak bu tehlikeli macerada, kendilerine başarılı bir MI6 ajanı da eşlik eder.
The Old Guard 2 (2025)-Netflix
Mad Max: Fury Road, Atomic Blonde, Monster gibi takip etmesi heyecan verici filmlerdeki unutulmaz rolleriyle ustalaşan Charlize Theron; aksiyon dolu The Old Guard (2020) filminin hikâyesine kaldığı yerden devam ediyor!
Hem fiziksel gücü hem de stratejik hamleleri ile tam bir lider olan Andy ve ölümsüz savaşçılardan oluşan ekibi, insanlığı koruma görevlerinde yeni bir zorlukla karşı karşıyalar. Epey güçlü olan yeni düşmana karşı hayat amaçlarına tutunup var güçleriyle savaşmak zorundadırlar. Andy, ölümsüzlüğünü kaybetme korkusu şiddetlenirken bu savaştan zaferle ayrılabilecek midir?
Greg Rucka'nın ünlü çizgi romanlarından uyarlanan ve Netflix'te gösterimde olan The Old Guard gibi, The Old Guard 2 de, Netflix'te. Balta sallanacak, hesap kesilecek, yerinizi alın!
27 Haziran - 3 Temmuz
Squid Game fenomenine veda ediyoruz
Bu hafta, Netflix’in en büyük ekran fenomeni Squid Game, son altı bölümüyle nihayete eriyor. Yeni sezonda ne olacağını, dizinin neden bu kadar çok izlendiğiyle ilgili teorileri ve rakamlarla Squid Game’i merak ederseniz, hepsi burada. Bakalım bundan sonra hangi dizi bütün dünyayı böylesine etkileyecek….
Mariska Hargitay ve 3 yaşındayken kaybettiği annesi, ‘seks sembolü’ Jayne Mansfield
“Mariska Hargitay kim ki?” mi diyorsunuz, yoksa “Aaaa annesi kimmiş ki?” mi….
Her iki sorunun cevabı da, Max’deki My Mom Jane belgeselinde. Burak Göral da belgeselle ilgili yazısına şöyle başlıyor:
“Jayne Mansfield, 1967’de geçirdiği trajik (ve dehşetengiz) bir araba kazası sonucunda 34 yaşında hayatını kaybettiğinde gerçek bir Hollywood yıldızıydı. Mansfield’ın Mickey Hargitay ile yaptığı ikinci evliliği sırasında olan en küçük kızı, günümüz seyircisinin Law & Order: SVU dizisinin yıldızlarından biri olarak tanıdığı oyuncu Mariska Hargitay annesini kaybettiğinde 3 yaşındaymış, onu çok az belli belirsiz hislerle hatırlıyor haliyle. Yıldızın ölümünden sonra yazılmış kitapları ve diğer birçok şeye bakmalarını istemeyen babası, kardeşleri ve iyi kalpli üvey annesiyle birlikte olabildiğince mutlu bir çocukluk yaşamış. Vasiyeti olmadan ani bir şekilde öldüğü için Mansfield’ın tüm serveti borçları kapatmaya gitmiş. Aslında oyuncunun üçüncü ve kötü biten evliliğinden bir çocuk daha var ki o da tuhaf bir küçük hikâye. Türlü başka sebeplerden dolayı annesiyle ilgili hiçbir şeye yanaşmayan ve hatta ona bazı tercihleri yüzünden kırgın da olan Mariska Hargitay, ancak 60 yaşına geldiğinde annesinin eski eşyalarının yer aldığı kutuları açmaya karar verme gücünü bulabilmiş kendisinde. Sonra ortaya bu film çıkmış.”
Bu arada Mehmet Y. Yılmaz, belgeselde ve yazıda konu edilen ikonik fotoğrafın öyküsünü, geçen yıl bir yazısında, hem de bizzat Sophia Loren’den aktarmış.
Mariska Hargitay’in tam 26 sezondur devam eden dizisi Law & Order: Special Victims Unit’in en güncel son sezonu, TOD’da. Önceki sezonların bir kısmını da (14. ile 24. sezon arasını) Prime Video’da bulabilirsiniz.
Harun Kubat’ın bu hafta için derledikleri:
Oscarlı küçük kara kedi
97. Akademi Ödülleri'nin En İyi Animasyon dalında galip gelen, Letonyalı sinemacı Gints Zilbalodis'in Flow'u, izleyicisiyle yarın TOD'da buluşmaya hazır.
Tamamı diyalogsuz olan Flow, insanların olmadığı, hayvanların hayatlarını sürdürmeye çalıştığı post-apokaliptik bir anlatıda, sel felaketi yüzünden yaşadığı yerden olan siyah bir kediyi merkezine koyuyor. Bu tatlı kedi, farklı türdeki hayvanların yer aldığı bir tekneye sığınır ve ilk başlarda hepsi çatışsalar bile zamanla beklenmedik bir bağ gelişir aralarında. Çaresizlikleri ile yalnızlıkları, önce hayatta kalma mücadelesine, sonra duygusal bir dayanışmaya dönüşür. Hayatın akışı onları nerelere sürükleyecektir acaba?
45 yaşından sonra polis olmaya karar verince...
Hayatını değiştiren bir olaydan sonra, hayallerinin peşinden gidip 45 yaşında polis olma kararı alan John Nolan’ın (Nathan Fillion), kendini Los Angeles Emniyeti'nde kanıtlama maceralarını anlatan efsanevi dizi The Rookie, yeni sezonlarıyla 1 Temmuz'da Netflix'e geliyor. Tam yedi sezon süren dizi, böylece izleyicisine, en yaşlı çaylak polisin cesaretle tecrübeli bir memura dönüşüne şahit olma imkanı sağlıyor.
Ve haftanın diğer yenileri
TRT 2’nin filmlerinde bu hafta
These are the Rules (2014)
18 yaşındaki oğulları sokakta dövülen ve ardından mücadele etmek zorunda kalan iki ebeveyn, kurdukları güvenli dünyaya dair her şeyi sorgulamaya başlar ve hayatlarını yeniden gözden geçirirler. Hırvatistan yapımı sarsıcı bir dram. (Bu akşam 21.30)
Walnut Tree (2015)
Kazakistan'da evlenmek isteyen genç bir çiftin planları, tüm köyü geleneksel bir hazırlık sürecine sürükler. The Horse Thieves. Roads of Time filminin yönetmeni Yerlan Nurmukhambetova'dan bir komedi dramı. (Pazartesi akşamı 21.30)
Sevilen oyunculardan yeni dizi: Siyah Bere (2025)
Başrollerini İlhan Şen, Özge Gürel ve Saygın Soysal'ın paylaştığı 10 bölümlük dizi, zor şartlar altında, sağ salim ülkeye dönmeye çalışan bir tank mürettebatını, hikâyesinin merkezine taşıyor. Yağız Alp Akaydın (Söz, Bir Cumhuriyet Şarkısı) yönetmen koltuğunda. (tabii)
MUBI’nin yenilerinden seçmeler
Hakkı (2024)
Turistlerin ilgisinin arttığı tarihi bir Ege köyünde yaşayan Hakkı, geçimini heykel satıp tur rehberliği yaparak sağlar. Fakat bölgedeki bu yeni fırsatların, Hakkı'ya pek faydası dokunmaz. 31. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali'nde İzleyici Ödülü'nü de kazanan filmin yönetmeni Hikmet Kerem Özcan, başrolü ise usta oyuncu Bülent Emin Yarar (Beş Vakit, Seni Buldum Ya!).
Totally F***ed Up (1993)
1990’larda Los Angeles’ta yaşayan bir grup kuir genç, onları kabul etmeyen dünyada tutunmak için çabalar. Gregg Araki'den (Mysterious Skin, The Living End) varoluşsal sancılarla ve tutkulu ilişkilerle dolu ABD yapımı film.
Pixote (1980)
Locarno Film Festivali'nde Gümüş Leopar'ı kazanan, Héctor Babenco (Kiss of the Spider Woman) yönetmenliğindeki Brezilya yapımı suç drama; genç mahkûmlara işkence edilen kâbus gibi hapishaneden kaçıp karanlık yeraltı dünyasına atılan evsiz çocuk Pixote'un hayatını konu ediniyor. Yarın gösterime girecek.
The Truth (2019)
Anılarını yayınlamak üzere olan bir sinema efsanesinin, kızının ziyarete gelmesi üzerine yaşadıkları yüzleşmelerin hikâyesi. Hirokazu Kore-eda'nın (Monster, Shoplifters, Still Walking), Japonya'dan Fransa'ya açıldığı, kadrosunda Catherine Deneuve, Juliette Binoche, Ethan Hawke’un olduğu komedi-draması.
Custody (2017)
Yeni boşanan Miriam ve Antoine, 11 yaşındaki oğulları Julien'e verilen ortak velayet kararı yüzünden büyük çatışmalar yaşar. Peki Julien, parçalanmış ailesinde kendine bir hayat yaratabilecek midir? Fransa yapımı güçlü bir aile draması. Pazartesi gösterime girecek.
TOD: Platforma en son gelen yapımlardan seçtiklerimiz
Monster Hunter (2020)
Vahşi canavarların hüküm sürdüğü garip bir dünyaya giden askeri ekibin zorlu mücadelesini ele alan aksiyon dolu fantastik macera. Resident Evil serisinde Alice karakterini canlandıran Milla Jovovich, burada video oyunu uyarlamasının da başrolünde.
The Last Breath (2024)
İkinci Dünya Savaşı'ndan kalma bir savaş gemisi enkazını keşfetmek için Karayipler'de tüplü dalış yapan bir arkadaş grubu, kendilerini büyük köpek balıklarıyla çevrili su altı labirentinde sıkışmış halde bulurlar. İsveçli yönetmen Joachim Hedén'den gerilim filmi.
Smile 2 (2024)
Büyük bir izleyici kitlesi tarafından çok beğenilen korku filmi Smile, yeni bir filmle seriye dönüştü. Naomi Scott'ın (Aladdin, Charlie’s Angels) başrolünde yer aldığı film, Skye Riley adında dünyaca ünlü pop yıldızının yaşadığı ve geçmişiyle yüzleşmek zorunda kaldığı karanlık olaylara odaklanıyor.
