Michael Crowley / New York Times
Amerika’nın Irak ve Afganistan’daki savaşlarının ardından, “rejim değişikliği” — yani düşman bir yabancı hükümeti devirmek için askeri harekât — fikri, Washington’da tepkilere yol açtı.
Bu kavramı en çok eleştiren siyasi liderlerden biri, yıllardır hem Demokratları hem de Cumhuriyetçileri dış müdahaleleri destekledikleri için hedef alan Başkan Donald Trump oldu.
Ancak İsrail, İran’ın nükleer ve füze programlarını hedef aldığını söylediği hava saldırılarını sürdürürken, analistler bu saldırıların giderek İran hükümetinin varlığını tehdit eder hale geldiğini ve fiilen bir rejim değişikliği operasyonuna dönüşebileceğini belirtiyor.
Bu da Trump’ı, yıllardır delilik olarak nitelendirdiği bir çatışmanın içine çekilmekten kaçınmaya çalıştığı bir pozisyona sokabilir.
Asıl hedef nükleer silahlar mı rejim değişikliği mi?
İsrailli yetkililer saldırılarının, İran’ın nükleer programındaki ilerlemelere karşı acil bir yanıt olduğunu söylüyor. Ancak hedeflerinin genişlediğine dair işaretler artıyor.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Pazartesi günü Fox News’e verdiği röportajda, rejim değişikliğinin açık bir hedef olup olmadığı sorusuna “Bu kesinlikle bir sonuç olabilir çünkü İran çok zayıf” yanıtını verdi. Netanyahu ayrıca “Bu dönemde harekete geçme kararı, İran halkının kararıdır” dedi.
Netanyahu, son yıllarda birçok kez ayaklanan ancak her seferinde sert şekilde bastırılan İran halkına da seslendi ve geçen hafta yaptığı konuşmada “Artık özgürlüğünüz için, zalim ve baskıcı bir rejime karşı ayağa kalkma zamanınız geldi” ifadelerini kullandı.
Netanyahu, Pazartesi günü ABC News’e verdiği bir başka röportajda ise, İsrail’in İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’i öldürerek “çatışmayı sona erdirmeyi” seçebileceğini söyledi.
Johns Hopkins Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Fakültesi’nden Prof. Vali Nasr, “Oyunun adı artık bu” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Mesele İsrail’in dağın içine gömülü İran nükleer tesisini ne kadar etkili vurduğu değil. Artık İran devletinin ne ölçüde yok edilebileceği ile ölçülüyor”
Nasr, İsrail’in Pazartesi günü İran devlet televizyonunun genel merkezine yaptığı saldırı gibi, doğrudan nükleer programla ilgisi olmayan hedeflere saldırdığını da belirtti ve “Devletin sadece savaş değil, genel olarak işleyiş kabiliyetini de yok etmeye çalışıyorlar” dedi.
Trump'tan Hamaney'e: Nerede saklandığını biliyoruz
Trump, şimdiye kadar Amerika’nın bilinen rolünü İsrail’in savunmasıyla sınırlı tuttu. Ancak Salı günü Truth Social’da yaptığı paylaşımda, Hamaney’i ortadan kaldırma ihtimaline kapı araladı. “Nerede saklandığını tam olarak biliyoruz” diyen Trump “Şimdilik onu ortadan kaldırmayacağız” demekle yetindi.
Başka bir paylaşımında ise Trump, kendini İsrail’in savaş çabasıyla özdeşleştirerek, “Artık İran üzerindeki hava sahasının tam ve eksiksiz kontrolü bizde” dedi. (Trump’ın “biz” ifadesine rağmen, Amerikan yetkililer ABD’nin İran üzerinde hava operasyonu yürütmediğini söylüyor.)
İran devletinin tamamen çökmesi ise yeni riskler doğurabilir. Örneğin İran’ın nükleer materyallerinin güvence altına alınması ihtiyacı gibi ve bu da ABD’nin çatışmaya dahil olma olasılığını önemli ölçüde artırır.
merikan Ulusal Güvenlik için Yahudi Enstitüsü’nün başkanı Michael Makovsky "İsrail’in birincil hedefi İran’ın nükleer programını yok etmek olabilir" dedi. Ancak Makovsky, üst düzey siyasi ve askeri yetkililerle yaptığı görüşmelere dayanarak, İsrail’in böyle bir kampanyanın daha geniş siyasi sonuçları olabileceğini her zaman bildiğini de ekliyor.
Makovsky “Rejim o kadar zayıf ki, askeri müdahalenin halk tarafından rejimin devrilmesine yol açabileceğini umuyorlardı” dedi.
İran liderliği de bu değerlendirmeyi paylaşıyor olabilir. Nisan ayında The New York Times, İran’daki üst düzey yetkililerin, İsrail veya ABD saldırılarının rejimin varlığını tehdit edebileceğini söyleyerek Hamaney’i Trump ile nükleer müzakerelere ikna ettiğini yazmıştı.
İran hükümetinin devrilmesi için güç kullanılması fikrini destekleyen bazı isimler bile, Irak Savaşı ve Libya müdahalesi gibi önceki örneklerin hatırlattığı “rejim değişikliği” teriminden özellikle kaçınıyor.
Trump, ilk döneminde Venezuela’daki solcu diktatör Nicolas Maduro’yu devirmeye çalışmış ve ekonomik yaptırımlarla baskı uygulamıştı. Ancak bu politikayı hiçbir zaman “rejim değişikliği” olarak tanımlamadı.
Makovsky, “Ben ‘rejim değişikliği’ yerine ‘rejim çöküşü’ terimini kullanıyorum çünkü ‘rejim değişikliği’ Washington’da zehirli bir kavram. Herkesin aklına 2003 geliyor” dedi.
O yılın Mart ayında Başkan George W. Bush, Irak’ı işgal etmiş ve Saddam Hüseyin’i devirmişti. Ardından gelen demokratik hükümet kurma çabası, binlerce Amerikan askerinin hayatına ve yüz milyarlarca dolara mal olmuş ve ABD müdahaleciliğini birçokları için itibarsızlaştırmıştı.
Makovsky’ye göre kritik fark şu: Rejim çöküşü stratejisi, İran’da yeni bir hükümet inşa etmeyi amaçlamaz. Makovsky sözlerini şöyle sürdürdü: “Bence bunu yapmamalıyız. Ama hedefimiz, rejime her şekilde baskı yaparak İran halkının onu devirmesini sağlamak olmalı”
Şimdilik Trump, İsrail’in savaşından bir miktar mesafe koymuş durumda. Ancak destekçileri arasında bu yaklaşıma dair görüş ayrılıkları var.
Pazartesi günü Trump’ın en bilinen destekçilerinden ikisi — Fox News eski sunucusu Tucker Carlson ve Trump’ın eski danışmanı Steve Bannon — Bannon’un radyo programında öfkelerini dile getirdi.
Carlson, “Amaç rejim değişikliği” diyerek Trump’ın İsrail tarafından olası bir “dünya savaşına” sürüklendiğini öne sürdü ve “Amerika’nın bir başka Orta Doğu savaşına bulaşmasını istemiyorum” dedi.
Bannon da Netanyahu’nun Fox’taki açıklamalarına atıfta bulunarak, “Bu tamamen bir rejim değişikliği. Bu iş iyi düşünülmemiş. Amerikan halkının desteği yok” ifadelerini kullandı.
Yine de Washington’da pek az kişi, terörü destekleyen ve 40 yıldır Amerika ile İsrail’in yok edilmesini isteyen bir teokrasinin çöküşüne üzülecek. Bazı önde gelen Cumhuriyetçiler de bu sonucun açıkça arzu edildiğini söylüyor.
Teksas Senatörü Ted Cruz, Pazar günü Fox News’e “Amerika’nın çıkarı için rejim değişikliğini görmek önemli. Ayetullah’ın kurtarılacak bir yanı yok” dedi.
Güney Carolina Senatörü Lindsey Graham ise CBS News’e yaptığı açıklamada, “Bu rejimin düşmesini çok isterim ama bu saldırının amacı henüz bu değil” sözlerini kaydetti.
© 2025 The New York Times Company

