David Pierson, Damien Cave / New York Times
Çin Devlet Başkanı Şi Jinping ve kurmayları, Trump yönetiminin tarifelerine karşı diğer ülkeleri kendi yanlarına çekmek için yoğun bir diplomatik girişim başlattı. Pekin, böylece ticaret savaşında yalnız kalmadığını göstermek istiyor.
Son günlerde Çin Ticaret Bakanı, Avrupa Birliği’nin üst düzey ticaret yetkilisiyle video konferans yoluyla bir görüşme gerçekleştirdi. Çinli diplomatlar, Tokyo ve Güney Kore’nin başkenti Seul'deki yetkililerle temaslarda bulundu. Şi Jinping ise bu hafta Vietnam ve Malezya’ya resmi ziyaretler düzenledi ve dikkatle organize edilmiş destekçi kalabalıkları tarafından karşılandı.
Şi için mesele, Çin’in küresel üretim gücüne dönüşümünü sağlayan ticaret sisteminin geleceği ve ABD'nin ağır tarifelerle hedef aldığı Çinli ihracatçılar için pazar erişiminin korunması. Aynı zamanda Pekin, Washington’un rakibini baskılamaya yönelik çabalarına karşı kendi küresel güç statüsünü test ediyor. Çin, ABD ürünlerine ağır tarifeler ve otomobil, füze ve drone üretiminde kritik olan nadir toprak elementlerinin ihracatına kısıtlamalar getirerek karşılık vermişti.
ABD'yi güvenilmez gösterdi
Bu doğrultuda Şi, ülkeleri Çin ürünlerine yeni tarifeler uygulamaktan veya ABD'nin Çin üretiminden kopma taleplerine boyun eğmekten vazgeçirmeye çalışıyor. Güneydoğu Asya’daki temaslarında Çin’i küresel düzenin savunucusu olarak konumlandıran Şi, dolaylı olarak ABD’yi güvenilmez bir aktör gibi gösterdi. Hanoi’de Vietnam’ı “tek taraflı zorbalığa” karşı Çin’le birlikte durmaya çağırdı. Kuala Lumpur’da ise Güneydoğu Asya ülkelerine “tedarik zinciri kopukluklarına ve tarife suistimallerine” karşı çıkmaları çağrısında bulundu.
Brookings Enstitüsü'nde Lee Kuan Yew Kürsüsü’nde görev yapan Lynn Kuok, Çinli yetkililerin, ABD'nin uzun süredir müttefiklerine yönelik tutumunun, Güneydoğu Asya için bir uyarı olduğu mesajını verdiğini belirtti. Trump’ın bölgeye yönelik ağır tarifeleri ise bu mesajı pekiştirdi.
Ancak Pekin’in serbest ticaretin savunucusu olarak kendini konumlandırma çabası, Çin’in yıllardır süren ekonomik baskıları ve belirli sektörlere sağladığı cömert sübvansiyonlar nedeniyle sınırlı karşılık buluyor. Bu nedenle, Washington’a yönelik erozyona uğrayan güven, Pekin’e yönelik bir yakınlaşmaya dönüşmedi. Ayrıca Trump yönetiminden gelebilecek olası misillemeler de ülkeleri temkinli davranmaya itiyor.
Avrupa Birliği, Japonya ve Güney Kore, Çin’in Trump tarifelerine karşı ortak bir cephe oluşturulduğu yönündeki iddialarına mesafeli yaklaştı. AB yetkilileri, Çin ürünlerinin piyasalarında damping yapmasından duydukları endişeyi vurguladı. Avustralya ise Çin Büyükelçisi Xiao Qian’ın “ABD’ye karşı birlikte hareket etme” çağrısını reddetti.
Asya Toplum Politikaları Enstitüsü'nden Rorry Daniels, bu tepkilerin, “Pekin’in ABD’nin bıraktığı güven boşluğunu dolduramadığını, yalnızca Trump yönetiminin şok etkisine karşı geçici bir rahatlama sunduğunu” gösterdiğini söyledi.
Şi'nin Vietnam ve Malezya ziyaretleri, Trump'ın “Kurtuluş Günü” olarak adlandırdığı tarife artırımlarını 90 gün ertelemesiyle daha da aciliyet kazandı. Bu süreyi değerlendiren Trump, Japon yetkililerle Washington’da bizzat görüşmelere katılarak ticaret anlaşmaları için baskıyı artırdı.
Vietnam için ise yüzde 46’ya varan yeni tarifeler tehdidi, müzakerecileri Washington’a gönderdi. Vietnam hükümeti bu hafta, sahte ticaret uygulamalarına karşı önlem alacağını açıkladı. Bu adım, Çin mallarının Vietnam üzerinden ABD'ye yeniden ihraç edilmesi girişimlerine atıf olarak görülüyor.
Buna rağmen Trump, Şi’nin Vietnamlı lider To Lam ile görüşmesinin “Amerika’yı kandırmak” üzerine olduğunu öne sürerek Hanoi üzerindeki baskıyı sürdürdü.
'Dengeyi korumak zorlaşıyor'
Singapur’daki ISEAS – Yusof Ishak Enstitüsü’nden Nguyen Khac Giang, “Hanoi, Trump yönetimini kızdıracak adımlar atmaktan kaçınarak dikkatli davranıyor. Ancak giderek sertleşen jeopolitik ortamda, bu dengeyi korumak zorlaşıyor” dedi.
Vietnam, Çin’i karşısına alması halinde ekonomik misillemeyle karşı karşıya kalma riski taşıyor. Pekin geçen ay Kanada’dan ithal edilen kanola, domuz eti ve diğer gıdalara yüzde 100’e varan oranlarda tarife uygulamıştı.
Şanghay merkezli uluslararası ilişkiler uzmanı Shen Dingli, “ABD’ye yanaşan ülkeler hem Çin’e hem de kendilerine zarar verirler” değerlendirmesinde bulundu.
Brookings Enstitüsü’nden ve eski CIA yetkilisi olan Jonathan Czin ise “Xi’nin amacı ülkeleri Pekin’i seçmeye zorlamak değil, Washington’dan uzak tutmak” dedi. Bu nedenle Çin’in “cazibe atağı” bugüne kadar sınırlı başarı getirdi.
© 2025 The New York Times Company