Alissa Zhu, Nick Thieme, Jessica Gallagher / New York Times
Baltimore’daki aşırı doz krizinin boyutu, birçok büyük kentten daha ciddi. Üstelik bu durumdan, aralarında belediye başkanı ve daha önce sağlık müdürlüğü yapmış olan belediye başkan yardımcısının da bulunduğu üst düzey yöneticilerin bazıları haberdar değildi.
Kent, geçmişte saldırgan bir aşırı doz önleme stratejisi benimsemişti; ancak yetkililerin başka krizlerle meşgul olmasıyla bu çabaların çoğu sekteye uğradı.
Baltimore Banner muhabirleri, New York Times’ın Yerel Soruşturmalar Bursu ekibiyle birlikte çalışarak binlerce sayfalık resmi belgeyi inceledi, 100’den fazla sağlık yetkilisi, tedavi sağlayıcısı ve uyuşturucu bağımlısı ile görüşerek kentteki durumu analiz etti.
İşte bu çalışmadan çıkan beş önemli bulgu:
1- Baltimore’da ölümcül aşırı doz oranı her zaman yüksekti; ancak fentanil bu oranı eşi benzeri görülmemiş seviyelere çıkardı.
Baltimore, uzun zamandır ABD’nin “eroin başkenti” olarak biliniyor. Bu ün, HBO dizisi “The Wire” ile de pekişmişti. On yıllardır, büyük ABD şehirleri arasında en yüksek aşırı doz ölüm oranlarından birine sahip. Ancak eroinin 50 katı kadar güçlü olabilen sentetik opioid fentanilin kentteki uyuşturucu arzına hâkim olmasıyla ölüm oranları hızla arttı. Bugünlerde kentteki yasa dışı opioidlerin neredeyse tamamı fentanil içeriyor; eroin ise neredeyse tamamen kaybolmuş durumda.
Baltimore’da her gün ortalama üç kişi aşırı dozdan hayatını kaybediyor.
2- Salgının seyrini anlamak için kayıtlar uğruna dava açıldı.
Maryland Baş Tıp Uzmanlığı Ofisi, ölen kişilerin kimlikleri, ölüm yerleri ve nedenlerine ilişkin otopsi raporlarını vermeyi reddetti. Baltimore Banner bu belgeler için dava açtı ve mahkeme gazeteyi haklı buldu. Elde edilen raporlar, aşırı doz kayıplarının kent genelinde nasıl yayıldığını net şekilde ortaya koydu. Buna göre, ölümcül vakalar her üç blokta bir yaşanmış; bazı cesetler kentin en ikonik kurumlarının hemen yakınında bulunmuş; 2020’den bu yana 4 yaşından küçük en az 13 çocuk uyuşturucuya maruz kalarak hayatını kaybetmiş.
3. Baltimore, halk sağlığı alanında öncüydü. Ancak liderler odaklarını başka sorunlara kaydırınca tepkiler zayıfladı.
Kent uzun yıllar yenilikçi halk sağlığı stratejileriyle biliniyordu. Fentanile bağlı ölümler artmaya başlayınca sağlık yetkilileri hızlıca harekete geçti. Hırslı hedefler belirlendi, Narcan geniş çapta dağıtıldı, insanları tedaviye yönlendirecek yeni yöntemler denendi, kamuoyu bilinçlendirme kampanyaları yürütüldü. Bu çabalar, 2018’de ulusal bir sağlık yetkilileri grubundan ödül aldı.
Ancak 2019’da bir önceki belediye başkanının yolsuzluktan yargılanması, Freddie Gray’in ölümü sonrası polisle ilgili gerilimler, gençler arasında artan silahlı şiddet ve Covid-19 gibi nedenlerle öncelikler değişti.
Sağlık yetkilileri, zamanla daha az veri paylaşmaya başladı. Belediye meclis üyeleri artan ölümler hakkında nadiren soru sordu ya da açıklama yaptı. 2020’den bu yana aşırı dozla mücadelede belirlenen hedefler azaldı ve daha az iddialı hale geldi. Krizi yöneten görev gücü, 2022’de yalnızca iki, 2023’te üç kez toplandı. Bu süreçte acil müdahaleyle hayata döndürülen kişi sayısı düştü, Medicaid aracılığıyla bağımlılığı azaltan ilaçlara erişim azaldı, kamu destekli tedavi programlarındaki kişi sayısı geriledi.
4. Kent yöneticileri ve sağlık yetkilileri bulgulara farklı tepkiler verdi.
- Belediye Başkanı Brandon Scott, kent yönetiminin yaklaşımını savundu. “Aynı anda birden fazla salgına odaklanmak için büyük çaba gösterdik” dedi ve daha fazlasını yapmak istediklerini ancak daha fazla kaynağa ihtiyaç duyduklarını ekledi. Ofisi, kente dava açtıkları ilaç şirketlerini suçladı.
- Belediye Güvenliği Komisyonu Başkanı Mark Conway, yaşanan ölümleri “tamamen kabul edilemez” olarak tanımladı ve eğer Baltimore’un bu kadar istisnai durumda olduğunu bilseydi konuyla ilgili oturumlar talep edeceğini söyledi.
- Eski Baltimore Sağlık Komiseri ve şu anda Johns Hopkins Bloomberg Halk Sağlığı Okulu’nda dekan yardımcısı olan Dr. Joshua Sharfstein, "Gerçekten şok edici" dedi ve ölümlerin “kentin tarihinde benzeri olmadığını” belirtti.
5. Altı yılda yaklaşık 6.000 kişi hayatını kaybetti. Bunlardan bazıları şunlardı:
- 65 yaşındaki William Miller Sr., daha önce uyuşturucu kullanan ve satan kişileri Narcan dağıtımı için istihdam eden Bmore Power adlı kuruluşun kurucusuydu. 2020’de, torununun doğumundan bir gün önce banyosunda ölü bulundu. Çöp kutusunda, genellikle toz halindeki uyuşturucular için kullanılan boş bir jel kapsül vardı.
- Baltimore Ravens takımının 26 yaşındaki oyuncusu Jaylon Ferguson, 2022’de bir tanıdığının evinde kokain ve fentanil nedeniyle aşırı dozdan hayatını kaybetti. Ertesi gün, nişanlısı ve üç çocuğuyla birlikte gecikmeli Babalar Günü’nü kutlamak üzere Louisiana’ya uçmayı planlıyordu. Ölüm yıldönümünde çocukları mezarına oyuncak hayvanlar bıraktı.
- 43 yaşındaki Bruce Setherley, 2022’de annesine bir tedavi programına gideceğini söyledi. Annesi, uzun süre haber alamayınca telefonunun klinik tarafından alındığını düşündü. Haftalar sonra, terk edilmiş bir sırada evde ölü bulundu.
© 2025 The New York Times Company