21 Haziran 2025, Cumartesi
Abone Ol Giriş yap
Haber Giriş: 13.06.2025 11:30 | Son Güncelleme: 13.06.2025 11:41
Makaleyi sesli dinle • 0:00

New York Times derledi: İsrail'in İran saldırısına dair neler biliniyor?

İsrail ordusu, İran’ın nükleer tesisleri ve askeri hedeflerine geniş çaplı saldırı düzenledi. Üst düzey bilim insanları ve generallerin öldüğü saldırılar bölgesel savaş endişesini artırdı. New York Times saldırıya dair bilinenleri derledi
(Arash Khamooshi/The New York Times)
(Arash Khamooshi/The New York Times)
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült
email [#52C1F5] Created with Sketch. Her gün aynı saatte, en önemli gelişmeler e-posta kutunda! Şimdi ücretsiz üye ol, gündemi kaçırma!

Patrick Kingsley, Aaron Boxerman, Farnaz Fassihi, Ephrat Livni / New York Times

İsrail ordusu, cuma sabahı erken saatlerde İran’ı vurduğunu açıkladı. Açıklamaya göre, nükleer tesisler de dahil olmak üzere onlarca hedefe saldırı düzenlendi; üst düzey İranlı askeri yetkililer ve bilim insanları hayatını kaybetti.

Saldırıların boyutu ve verdiği hasar hemen netleşmedi. Ancak bu gelişme, uzun süredir devam eden gerilimin, Orta Doğu’nun en güçlü iki ordusunu kapsayan açık bir savaşa dönüşebileceği endişesini artırdı.

İran’da ne oldu?

Dört üst düzey İranlı yetkiliye göre İsrail, Tahran çevresindeki en az altı askeri üsse, üst düzey askeri komutanlara ait yüksek güvenlikli iki yerleşkede bulunan evlere ve Tahran çevresindeki çok sayıda konuta saldırdı.

İran devlet medyası, Tahran genelinde patlamalar ve binalardan yükselen dumanlarla alevleri gösterdi. Sivil uçuşlar kısa sürede hava sahasından çekildi.

İsfahan, Arak ve Kirmanşah gibi askeri ve sanayi tesislerine ev sahipliği yapan şehirlerde de patlama sesleri duyulduğu bildirildi.

Tahran’da bir çatıdan gözlem yapan Muhammed Cemali, İran Devrim Muhafızları’na ait bir hava üssüne İsrail’e ait iki jetin saldırı düzenlediğini söyleyerek “Doğu Tahran’daki iki askeri üsten yükselen iki büyük alev ve dumanı görebiliyorum” dedi.

Üst düzey bir İranlı yetkili, kıdemli askeri komutanların yaşadığı Şehrek Şehid Mahalati adlı yerleşkenin hedef alındığını ve üç konut binasının yıkıldığını söyledi.

Saldırıda kimler öldü?

İran devlet medyası, İsrail’in evlerine düzenlediği saldırılar sonucu iki önemli nükleer bilim insanı, Muhammed Mehdi Tehrançi ve Fereydun Abbasi’nin hayatını kaybettiğini bildirdi.

İran Devrim Muhafızları komutanı General Hüseyin Selami’nin ve İran Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkan Yardımcısı General Gulamali Raşid’in de saldırılarda öldüğü açıklandı. Aynı şekilde nükleer bilim insanı Abbasi’nin de ölümüne yer verildi.

İsrail, bu saldırılarla İran’ın kritik personeline yönelik saldırılarında yeni bir aşamaya geçmiş görünüyor. Yıllardır İran’ın üst düzey askeri liderleri ve nükleer bilim insanlarını bireysel suikastlarla hedef alan İsrail, bu kez bu kişileri topluca öldürmeyi amaçlamış olabilir.

İran’ın resmi haber ajansı IRNA, Tahran’daki saldırılarda en az bir düzine sivilin de öldüğünü bildirdi.

İsrail neden saldırdı?

İsrailli yetkililer, saldırının “önleyici” nitelikte olduğunu belirtirken, İran’ın yakın vadede bir saldırı planladığına dair herhangi bir işaret sunulmadı. İsrail ordusu yaptığı açıklamada, “İran rejiminin İsrail’e yönelik süregelen saldırganlığına karşılık olarak” harekete geçildiğini belirtti ve saldırının “ilk aşama” olduğunu vurguladı.

Kimliğinin gizli kalması koşuluyla gazetecileri bilgilendiren bir İsrailli askeri yetkili, saldırıların İran’ın nükleer programı ve uzun menzilli füze kapasitesine yönelik olduğunu söyledi.

İsrail istihbaratına göre İran, gizli bir nükleer silah üretim programını ilerletiyor ve birkaç gün içinde 15 nükleer bomba yapabilecek malzemeye sahip. Yetkili bu değerlendirmeyi destekleyecek ayrıntılar vermedi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, yayımladığı video açıklamasında İran’ın nükleer programını “İsrail’in varoluşuna yönelik açık ve yakın bir tehdit” olarak tanımladı.

Uzmanlara göre İran’ın nükleer programı son on yılda önemli ölçüde ilerledi.

Perşembe günü Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA), İran’ın nükleer silahların yayılmasını önleme yükümlülüklerine uymadığını belirten bir karar aldı. Bu, ajansın İran’a yönelik yirmi yıl içindeki ilk kınama kararı oldu. İran bu oylamayı kınayarak UAEA’nın “inandırıcılığını ve itibarını tamamen sorgulanır hale getirdiğini” savundu.

ABD saldırıya dahil miydi?

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio yaptığı açıklamada, “ABD, İran’a yönelik saldırılarda yer almamıştır” dedi. İsrail’in, bu eylemin kendini savunmak için gerekli olduğuna inandığını ABD’ye bildirdiğini ekledi. Rubio, İran’ı bölgede bulunan ABD personeline yönelik misilleme yapmaması konusunda uyardı: “Açık olayım: İran, ABD çıkarlarını ya da personelini hedef almamalı.”

İsrail’in saldırısı, Başkan Donald Trump ile Netanyahu arasında İran konusunda aylardır süren anlaşmazlıkların ardından geldi. Trump, ABD-İran nükleer görüşmeleri devam ederken İsrail’in İran’a saldırmasını caydırmaya çalışıyordu.

Saldırıdan saatler önce Trump, böyle bir saldırının diplomatik çözüm şansını ortadan kaldırabileceğini söyleyerek "Bence bu işi mahveder. İşe yarayabilir de mahvedebilir de" dedi. 

Bölgesel gerilimin tırmanacağı beklentisiyle ABD, çarşamba günü Irak’taki diplomatlarını tahliye etti ve Orta Doğu’daki diğer üslerde görevli ABD askerlerinin ailelerinin gönüllü olarak ayrılmasına izin verdi.

ABD’nin Orta Doğu’da, başta İsrail olmak üzere bölgedeki üs ve çıkarlarını savunmak amacıyla, Basra Körfezi ve çevresinde yaklaşık 40 bin askeri bulunuyor. F-35 savaş uçakları taşıyan Carl Vinson uçak gemisi de Arap Denizi’nde görev yapıyor.

En kritik soru, ABD’nin İran’ın olası bir misillemesine karşı İsrail’i savunmakta aktif rol oynayıp oynamayacağı. Geçtiğimiz yıl yaşanan hava saldırıları karşılıklı olduğunda Biden yönetimi böyle bir savunma üstlenmişti. Ancak Rubio yaptığı açıklamada böyle bir rolü anmadı ve “önceliğimiz bölgedeki Amerikan güçlerini korumaktır” dedi.

ABD-İran nükleer görüşmeleri ne durumda?

ABD’li ve İranlı müzakereciler, pazar günü Umman’da İran’ın nükleer programına ilişkin altıncı tur görüşmeler için bir araya gelmeyi planlıyordu. Ancak bu görüşmenin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği belirsiz.

Taraflar, İran’ın kendi sınırları içinde uranyum zenginleştirmeye devam edip edemeyeceği konusunda çıkmazda.

Trump, ilk başkanlık döneminde, Barack Obama döneminde imzalanan 2015 tarihli İran nükleer anlaşmasından ABD’yi çekmiş ve bu anlaşmayı “tek taraflı” diye nitelemişti. Bu kez, Orta Doğu’da büyük çaplı bir çatışmaya sürüklenmek istemediği görülüyor.

Bu hafta yaptığı açıklamalarda Trump, İran’ın “kabul edilemez” bir müzakere pozisyonu aldığını söyledi ve anlaşma ihtimalini küçümsedi. çarşamba günü New York Post’a verdiği podcast röportajında “Anlaşma konusunda her geçen gün daha az umutluyum. Zaman kazanmaya çalışıyorlar gibi görünüyorlar ve bu yazık" demişti. 

© 2025 The New York Times Company