Ephrat Livni ve Michael Crowley / The New York Times
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 2006 yılında aldığı bir karar bir önceki İsrail-Hizbullah savaşını sona erdirmiş ancak barışı korumayı başaramamıştı. Şimdi diplomatlar bu kararı yeniden canlandırmak ve Orta Doğu'yu topyekûn savaşın eşiğinden döndürmek için zorlu bir mücadele veriyor. Güney Lübnan'da askerden arındırılmış bir bölge oluşturulmasını öngören 1701 sayılı BM Güvenlik Konseyi Kararı, İsrail ile İran destekli grup Hizbullah arasındaki çatışmaları engelleyemedi.
1701'in başarısızlığının bedelini görmek çok kolay: On binlerce insan Hizbullah'ın roket ateşinden kaçmak için İsrail'in kuzeyindeki evlerini terk etti. Lübnan Sağlık Bakanlığı'na göre İsrail'in Hizbullah'a karşı yürüttüğü askeri harekat Lübnan'da insani bir krize yol açarak 1 milyondan fazla insanı yerinden etti ve çoğu son birkaç hafta içinde olmak üzere geçtiğimiz yıl 2 bin 400'den fazla insanın ölümüne neden oldu.
1 Ekim'de İsrail, 1701'in sağlamayı vaat ettiği güvenli tampon bölgeyi oluşturmak amacıyla bir kez daha Lübnan'ı işgal etti. İsrail ordusunun baş sözcüsü Tuğamiral Daniel Hagari, kara harekâtını duyurduktan kısa bir süre sonra 1 Ekim'de yaptığı açıklamada “Lübnan devleti ve dünya Hizbullah'ı sınırımızdan uzak tutamıyorsa, bunu kendimiz yapmaktan başka seçeneğimiz yok” dedi. Peki BM kararı, neden başarısız oldu ve Lübnan'daki mevcut çatışmayı sona erdirmek için atılabilecek adımlar hakkında bilinmesi gerekenler:
1701 sayılı karar nedir?
2006 savaşını sona erdiren 1701 sayılı BM Kararı, güney Lübnan'ı askerden arındırmayı ve İsrail'i Hizbullah'ın sınır ötesi saldırılarına karşı korumayı amaçlıyordu. İsrail birliklerinin güney Lübnan'dan çekilmesi ve Hizbullah'ın da Litani Nehri'nin kuzeyine çekilmesi çağrısında bulunuyordu. Litani Nehri ile sınır arasında kalan ve çatışmaların büyük bölümünün yaşandığı bölge, Lübnan ordusu ve BM barış gücü tarafından kontrol edilecek bir tampon bölge olacaktı. BM Güvenlik Konseyi Ağustos 2006'da oybirliğiyle 1701 sayılı kararı kabul etti. Karar, Lübnan hükümetine ve Lübnan'daki Birleşmiş Milletler Geçici Gücü (UNIFIL) olarak bilinen BM barış gücüne ait olanlar dışında “her türlü silahlı personel, varlık ve silahtan arındırılmış bir bölge” çağrısında bulunuyordu.
Yanlış giden neydi?
Karar hiçbir zaman tam olarak yürürlüğe girmedi. UNIFIL'in Hizbullah'a karşı güç kullanma yetkisi yoktu. Lübnan ordusu da Lübnan hükümetinde önemli bir güce sahip siyasi bir parti olan Hizbullah'a iradesini kabul ettirme konusunda isteksizdi ya da bunu yapamıyordu. Yıllar boyunca BM ve Lübnan ordu güçleri, Hizbullah'ın İsrail sınırına yakın ve İsrail ordusunun temizlemeye kararlı olduğunu söylediği büyük ve ölümcül bir varlık oluşturmasına büyük ölçüde seyirci kaldı. Bu durum Hizbullah'ın kuzey İsrail'in vuruş menzili içinde savaşçı ve mühimmat toplamasına ve 7 Ekim 2023'te İsrail'e saldıran ve Gazze Şeridi'nde bir misilleme savaşı başlatan Hamas'la dayanışma içinde geçen yıl İsrail'e binlerce roket saldırısı düzenlemesine olanak sağladı.
60 binden fazla insan roketlerden kaçmak için İsrail'in kuzeyindeki evlerini terk etti. Hizbullah, İsrail'in Şebaa Çiftlikleri olarak bilinen tartışmalı topraklardan çekilmemesi nedeniyle askerden arındırılmış bölgedeki varlığının haklı olduğunu söyledi. İsrail bu bölgenin 1967'de Suriye'den aldığı Golan Tepeleri'nin bir parçası olduğunu iddia ediyor ve bu görüş BM değerlendirmesiyle de destekleniyor.
Bundan sonra ne olacak?
Başkan Joe Biden'ın İsrail-Hizbullah çatışmasındaki fiili temsilcisi Amos Hochstein bu hafta Beyrut'ta yaptığı açıklamada 1701'in İsrail ve Hizbullah arasındaki çatışmanın tek çözümü olduğunu söyledi. Ancak bunun “adil, doğru ve şeffaf” bir şekilde yürütülmesini sağlamak için ek tedbirlere ihtiyaç olduğunu aktardı. Hochstein, pazartesi günü ABD ile Hizbullah arasında kilit bir muhatap olan Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri ile görüştükten sonra yaptığı açıklamada, "BM kararı 2006'da savaşı sona erdirmede başarılı oldu, ancak dürüst olmalıyız ki kimse bunu uygulamak için bir şey yapmadı. O yıllardaki uygulama eksikliği bugün içinde bulunduğumuz çatışmaya katkıda bulundu” diye konuştu.
Washington Yakın Doğu Politikaları Enstitüsü'nden Matthew Levitt, ABD ve müttefiklerinin Lübnan hükümetinin BM tampon bölgesine anlamlı bir askeri güç konuşlandırması halinde bu hükümeti güçlü bir şekilde destekleyeceklerini açıkça belirtmeleri gerektiğini söyledi. Ancak İsrail ve Hizbullah'ın 1701'in yeniden düzenlenmiş bir versiyonunu kabul etmelerini ya da güney Lübnan'dan çekilmelerini sağlamanın kolay bir yolu yok.
Hizbullah, İsrail Gazze'den çekilene kadar savaşmaya devam etme sözü verdi. 1701 sayılı karar ayrıca sadece ülkenin güneyinde değil, “Lübnan'daki tüm silahlı grupların silahsızlandırılması” çağrısında bulundu. Bu da Hizbullah'ın tamamen silahsızlandırılması anlamına geliyor ki bu çok daha zor bir görev. İsrail ise Hizbullah'ı dağıtmaya ve güney Lübnan'da 1701'in vaat ettiği ama asla yerine getirmediği tampon bölgeyi oluşturmaya kararlı görünüyor. İsrail hükümet sözcüsü David Mencer bu hafta yaptığı açıklamada, “Roket ateşini durduracak herhangi bir diplomatik çözümün yokluğunda, halkımızı evlerine geri döndürmek gibi basit bir amaç için Hizbullah'ı Litani Nehri'nin gerisine itme işini biz yapacağız” dedi.
© 2024 The New York Times Company