Ronen Bergman, Mark Mazzetti ve Maria Abi-Habib / The New York Times
7 Ekim'de saat sabahın 3'üydü ve İsrail'in iç güvenlik servisinin başındaki Ronen Bar gördüklerinin Hamas'ın bir başka askeri tatbikatı olup olmadığını hâlâ anlayamamıştı. Servisi Shin Bet'in merkezindeki yetkililer, Gazze Şeridi'nde gece yarısı için alışılmadık derecede aktif olan Hamas faaliyetlerini izlemek için saatler harcadı. Hamas'ın savaşa girmeye niyeti olmadığına kendilerini inandırmış olan İsrailli istihbarat ve ulusal güvenlik yetkilileri başlangıçta bunun sadece bir gece tatbikatı olduğunu düşündüler.
Hamas savaşçılarının el telsizlerindeki trafiği dinlemiş olsalardı o geceki yargıları farklı olabilirdi. Ancak İsrail'in sinyal istihbarat teşkilatı Birim 8200 bir yıl önce bu ağları dinlemeyi bırakmıştı çünkü bunu boşa çaba harcamak olarak görüyorlardı.
Başbakanı uyandıracak kadar ciddiye almadılar
O gece zaman geçtikçe Bar, Hamas'ın küçük çaplı bir saldırı girişiminde bulunabileceğini düşündü. Endişelerini İsrail'in üst düzey generalleriyle tartıştı ve bir grup terörlü mücadele gücü olan Tequila ekibine İsrail'in güney sınırına konuşlanma emri verdi. Üç İsrailli savunma yetkilisine göre, saldırının neredeyse başlangıcına kadar kimse durumun Başbakan Binyamin Netanyahu'yu uyandıracak kadar ciddi olduğuna inanmıyordu.
Hafife aldılar
Birkaç saat içinde Tequila birlikleri, İsrail'in övündüğü sınır çitlerini aşan, kamyonlarla ve motosikletlerle İsrail'in güneyine geçen ve köylere ve askeri üslere saldıran binlerce Hamas savaşçısıyla çatışmaya girdiler. Orta Doğu'nun en güçlü askeri gücü, saldırının büyüklüğünü tamamen hafife almakla kalmamış, çoğunlukla kibir ve Hamas'ın kontrol altına alınmış bir tehdit olduğu yönündeki yanlış varsayım nedeniyle istihbarat toplama çabalarında da tamamen başarısız olmuştu.
Bir yıl eğitimden geçtiler
İsrail'in casusluk konusundaki sofistike teknolojik becerisine rağmen, Hamas savaşçıları en az bir yıl boyunca neredeyse hiç fark edilmeden saldırı için kapsamlı bir eğitimden geçirilmişti. Belirli hedefleri olan farklı birimlere ayrılan savaşçılar, İsrail'in askeri üsleri ve kibbutzimlerin yerleşimi hakkında titiz bilgilere sahipti.
Ülkenin bir zamanlar yenilmez olan güvenlik duygusu paramparça oldu. Aralarında sistematik ve vahşice öldürülen çok sayıda kadın, çocuk ve yaşlının da bulunduğu bin 400'den fazla insan öldürüldü. Yüzlerce kişi rehin alındı ya da kayıp. Hamas tarafından yönetilen sağlık bakanlığına göre İsrail Gazze'ye yönelik şiddetli bir bombardımanla karşılık verdi ve 8 binden fazla Filistinliyi öldürdü, binlercesini de yaraladı. İsrail ordusu pazar günü Gazze'ye daha ağır bir saldırı sinyali verdi. İsrailli yetkililer neyin yanlış gittiğine dair kapsamlı bir soruşturma sözü verdi.
Bu soruşturmadan önce bile, saldırıların saatler, günler ya da haftalar değil, son yıllardaki bir dizi başarısızlık nedeniyle mümkün olduğu açık. New York Times'ın İsrailli, Arap, Avrupalı ve ABD'li yetkililerle yaptığı düzinelerce görüşmeye ve 7 Ekim baskınından bu yana toplanan İsrail hükümet belgeleri ve kanıtlarının incelenmesine dayanan araştırması şunu gösteriyor:
- İsrailli güvenlik yetkilileri aylarca Netanyahu'yu iç politikalarının neden olduğu siyasi kargaşanın ülkenin güvenliğini zayıflattığı ve İsrail'in düşmanlarını cesaretlendirdiği konusunda uyarmaya çalıştı. Netanyahu bu politikaları sürdürmeye devam etti. İsrailli yetkililere göre Temmuz ayında bir gün, gizli istihbarata dayalı bir tehdit uyarısı yapmak üzere gelen üst düzey bir generalle görüşmeyi bile reddetti.
- İsrailli yetkililer Hamas'ın oluşturduğu tehdidi yıllarca ve daha da önemlisi saldırı öncesinde yanlış değerlendirdi. Değerlendirmeleri bilen beş kişiye göre İsrail askeri istihbaratının ve Ulusal Güvenlik Konseyi'nin Mayıs 2021'den bu yana yaptığı resmi değerlendirme, Hamas'ın Gazze'den İsrail'in yıkıcı bir yanıt vermesine neden olabilecek bir saldırı başlatmakla ilgilenmediği yönündeydi. İsrail istihbaratı bunun yerine Hamas'ın, rakibi Filistin Yönetimi tarafından kontrol edilen Batı Şeria'da İsraillilere karşı şiddeti körüklemeye çalıştığını değerlendirdi.
- Netanyahu ve üst düzey İsrailli güvenlik yetkililerinin İran ve onun en güçlü vekil gücü olan Hizbullah'ın İsrail için en büyük tehdidi oluşturduğuna inanmaları dikkatleri ve kaynakları Hamas'la mücadeleden uzaklaştırdı. Eylül ayı sonlarında Times'a konuşan üst düzey İsrailli yetkililer, İsrail'in önümüzdeki haftalarda ya da aylarda İran destekli gruplar tarafından çeşitli cephelerde saldırıya uğrayabileceğinden endişe duyduklarını belirtirken, Hamas'ın Gazze Şeridi'nden İsrail'e karşı bir savaş başlatmasından hiç söz etmediler.
- ABD casusluk teşkilatları son yıllarda Hamas ve planları hakkında istihbarat toplamayı büyük ölçüde bırakmış, grubun İsrail'in idare ettiği bölgesel bir tehdit olduğuna inanmıştı.
Genel olarak, İsrailli siyasi ve güvenlik yetkilileri arasındaki kibir, onları ülkenin Hamas'a karşı askeri ve teknolojik üstünlüğünün terörist grubu kontrol altında tutacağına ikna etti. Birçok üst düzey yetkili sorumluluğu kabul etti ama Netanyahu kabul etmedi. İsrail'de Pazar günü saat 01:00'de, ofisinden bu makaleyle ilgili yorum istenmesinin ardından, X'te Times'a yaptığı açıklamaları tekrarlayan bir mesaj yayınladı ve ordu ile istihbarat servislerini Hamas konusunda kendisine herhangi bir uyarıda bulunmadıkları için suçladı.
İbranice olarak yayınlanan mesajda "Başbakan Netanyahu hiçbir koşulda ve hiçbir aşamada Hamas'ın savaş niyetleri konusunda uyarılmadı. Aksine, askeri istihbarat başkanı ve Shin Bet başkanı da dahil olmak üzere tüm güvenlik kademesinin değerlendirmesi Hamas'ın caydırıldığı ve bir anlaşma arayışında olduğu yönündeydi" ifadeleri yer aldı.
Bunun üzerine savaş kabinesinin bir üyesi olan Benny Gantz, "Liderlik sorumluluk göstermek demektir" diyerek Netanyahu'yu kamuoyu önünde azarladı ve başbakanı paylaşımı geri çekmeye çağırdı. Paylaşım daha sonra silindi ve Netanyahu yeni bir paylaşımla özür diledi.
Dikkate alınmayan uyarılar
Üç İsrailli savunma yetkilisine göre, 24 Temmuz'da iki üst düzey İsrailli general İsrailli milletvekillerine acil uyarılarda bulunmak üzere İsrail parlamentosu Knesset'e geldi. Knesset'in o gün, Netanyahu'nun İsrail toplumunu sarsan, kitlesel sokak protestolarını ateşleyen ve yedek askerler arasında büyük çaplı istifalara yol açan İsrail yargısının gücünü sınırlama girişimlerinden birine son onayı vermesi planlanıyordu. Hava Kuvvetleri'nin operasyonel pilotlarının giderek artan bir bölümü, yasanın geçmesi halinde göreve gitmeyi reddetmekle tehdit ediyordu.
Generallerden biri olan İsrail Savunma Kuvvetleri Askeri İstihbarat Dairesi Başkanı Aharon Haliva'nın çantasında, istihbarat yetkililerinin siyasi kargaşanın İsrail'in düşmanlarını cesaretlendirdiği yönündeki yargılarını detaylandıran son derece gizli belgeler vardı. Belgelerden birinde İsrailli yetkililerin direniş ekseni olarak adlandırdıkları İran, Suriye, Hamas, Hizbullah ve Filistin İslami Cihat liderlerinin İsrail'in zayıf anına ve saldırı zamanına inandıkları belirtiliyordu. Belgelerden birine göre Hizbullah lideri Hasan Nasrallah büyük bir savaşa hazırlanmak gerektiğini söyledi.
Savaşa yol açmayacağını düşünüyorlardı
Haliva koalisyon liderlerine siyasi kargaşanın İsrail'in düşmanlarına saldırı fırsatı yarattığını söylemeye hazırdı. Knesset'ten sadece iki üye Haliva'nın bilgilendirmesini dinlemeye geldi. Yasa ezici bir çoğunlukla kabul edildi. Ayrı olarak, ordunun genelkurmay başkanı General Herzi Halevi de Netanyahu'ya aynı uyarıları iletmeye çalıştı. Yetkililer, başbakanın kendisiyle görüşmeyi reddettiğini söyledi. İsrailli yetkililer Hizbullah'ın İsrail'e karşı koordineli bir saldırı planladığını ancak bunun topyekûn bir savaşa yol açmayacağını düşünüyordu.
Uyarısı işe yaramadı
Yetkililerin endişeleri Ağustos ve Eylül ayları boyunca arttı ve Halevi endişelerini kamuoyuna açıkladı. Saldırıdan sadece haftalar önce, 11 Eylül'de bir askeri törende "Çok alanlı ve kapsamlı bir askeri çatışmaya her zamankinden daha hazırlıklı olmalıyız" dedi. Netanyahu'nun müttefikleri İsrail televizyonuna çıkarak Halevi'yi panik tohumları ektiği için kınadı. Shin Bet bir dizi toplantıda üst düzey İsrailli yetkililere Halevi ile benzer uyarılarda bulundu. Sonunda Bar da kamuoyuna açıkladı.
Duvarın yenilmezliği
İsrailli yetkililer, yerin altında ve üstünde yaklaşık 65 km uzunluğunda betonarme duvarın Gazze'yi kapatacağına kesin olarak inanıyordu. Times'a konuşan dört üst düzey İsrailli askeri yetkili, sınırda neredeyse tamamen kameralara, sensörlere ve uzaktan kumandalı nişancı sistemlerine dayanan bir gözetleme sisteminin de bulunduğunu söyledi.
Üst düzey İsrailli askeri yetkililer, uzaktan gözetleme ve makineli tüfek sistemlerinin zorlu duvarla birleşmesinin İsrail'e sızmayı neredeyse imkansız hale getireceğine ve böylece üslerde çok sayıda asker bulundurma ihtiyacını azaltacağına inanıyordu. Ancak Hamas'ın saldırısı bu teknolojinin kırılganlığını ortaya çıkardı. Grup, Gazze ile İsrail arasındaki çiti koruyan hücresel antenlere ve uzaktan ateşleme sistemlerine zarar veren patlayıcı dronlar kullandı.
Hamas savaşçılarının İsrail'in güçlü gözetleme teknolojisini aşmak için grup saflarında cep telefonları üzerinden faaliyetlerini tartışmamaya yönelik sıkı bir disiplin uyguladıkları da görülüyor. Grup büyük olasılıkla savaşçılarını daha küçük birliklere böldü. Saldırıdan iki hafta sonra askeri müfettişlerle yapılan bir görüşmede, saldırıdan sağ kurtulan askerler Hamas'ın eğitiminin o kadar hassas olduğunu, bir dizi kamera ve iletişim sistemine zarar verdiklerini ve böylece tüm ekranlarının neredeyse aynı saniyede kapandığını ifade ettiler. Çatışmalar durduktan sonra, İsrail askerleri bazı Hamas savaşçılarının cesetleri üzerinde el telsizleri buldular. İsrailli istihbarat yetkililerinin bir yıl önce artık izlemeye değmeyeceğine karar verdikleri telsizlerin aynısı.
© 2023 The New York Times Company