22 Kasım 2024, Cuma Gazete Oksijen
Haber Giriş: 12.01.2024 16:40 | Son Güncelleme: 12.01.2024 16:48

New York Times yazdı: Tayvan'daki seçimler dünya için ne anlama gelecek?

ABD ile Çin arasındaki gerilim artarken Tayvan, yarın seçime gidecek. Başkanlık seçiminin sonucunun Çin ile olası bir savaşa neden olma riskinden endişe ediliyor. New York Times adayları, vaatleri ve seçime dair riskleri yazdı
New York Times yazdı: Tayvan'daki seçimler dünya için ne anlama gelecek?

Amy Chang Chien, John Liu, Chris Buckley ve Damien Cave / The New York Times

Tayvan cumartesi günü yeni başkanını seçecek ve giderek daha kavgacı hale gelen Pekin ile istikrarsız ilişkilere yeni bir lider getirecek. Sonuç, bir kriz riskini artırabilir ya da azaltabilir, Çin'e askeri unsurları canlandırmak için potansiyel bir neden verebilir ya da nihayetinde ABD'yi bir savaşa çekebilecek askeri tehditleri artırabilir.

Çin lideri Şi Cinping, neredeyse her gün Tayvan semalarına ve çevresindeki sulara savaş uçakları ve gemiler göndererek 23 milyon nüfuslu özerk ada üzerinde Pekin'in hak iddia ettiğini ortaya koydu. Washington, planları konusunda stratejik belirsizliği sürdürürken, adanın ordusunu güçlendirmeye yardımcı oldu ve Başkan Joe Biden, ABD'nin Tayvan'ı bir Çin saldırısına karşı savunacağının sinyalini verdi.

Çin'in karşı olduğu parti

Sonuçları cumartesi gecesine kadar beklenecek seçimin ana çekişmesi, Tayvan'ın ayrı kimliğini savunan iktidardaki Demokratik İlerleme Partisi (DİP) ile Çin'e karşı daha uzlaşmacı bir yaklaşımı tercih eden muhalefetteki Milliyetçi Parti'yi karşı karşıya getiriyor. Çinli liderler DİP'i ayrılıkçı olmakla suçladılar ve bu parti altında dört yıl daha oy kullanmanın barış yerine savaşı seçmek anlamına geleceğini öne sürdüler.

DİP'in başkan adayı Başkan Yardımcısı Lai Ching-te, Tayvan'ın 1996 yılında doğrudan başkanlık seçimlerini kabul etmesinden bu yana hiçbir partinin elde edemediği, partisi için üst üste üçüncü bir iktidar dönemi kazanmaya çalışıyor. Muhalefetteki Milliyetçi Parti'nin adayı Hou Yu-ih, partisini 2016'dan bu yana ilk kez yeniden iktidara getirmeye çalışıyor. Başına buyruk bir üçüncü parti adayı olan Ko Wen-je ise daha çok iç meselelere odaklanarak siyasi sistemi sarsma sözü veriyor.

Yakın dövüş

DİP'li Lai, son anketlerin çoğunda sadece birkaç puanla önde olsa da, Milliyetçi aday Hou için zafer ulaşılamaz değil. Ko ivme kazanıyor ancak hala uzak bir ihtimal. Çin her zaman olduğu gibi bu yıl da yarışa damgasını vurdu ancak ülke içi sorunlar geçmiş seçimlere kıyasla daha fazla ön plana çıktı. Hayat pahalılığı artıyor ve özellikle genç seçmenlerin şikayetlerine neden oluyor. Bu seçmenlerin katılım oranı genellikle yaşlılara göre çok daha düşük, bu nedenle belirleyici bir rol oynayabilir.

Adayların vaatleri

Eski bir doktor ve uzun süredir siyasetçi olan 64 yaşındaki Lai, Başkan Tsai Ing-wen'in çatışmadan kaçınmaya çalışırken Pekin'e mesafeli durma ve ABD ve diğer demokrasilerle bağları güçlendirme stratejisine sadık kalacağına söz verdi. Ayrıca Tayvan ekonomisini iyileştirmeyi ve gençler için daha iyi işler yaratmayı amaçlayan Ulusal Umut Projesi adlı bir politika paketi sundu.

66 yaşındaki Hou eski bir polis şefi ve şu anda Yeni Taipei Belediye Başkanı. Orduyu güçlendirmeye ve Washington ile yakın ilişkileri sürdürmeye devam ederken Çin ile ilişkileri istikrara kavuşturmak istediğini söyledi. DİP'i Pekin ile görüşmeler için gerekli koşulları yaratmayarak Tayvan'ın güvenliğini riske atmakla suçluyor. Daha önce Taipei Belediye Başkanlığı yapmış bir cerrah olan 64 yaşındaki Ko, üçüncü partinin yeni adayı. Ko, Çin ile ilişkileri geliştirmek için pratik adımlar atacağını söylerken konut gibi temel konulara odaklandı.

Çoğunluğu kaybetmesi bekleniyor

Ko kaybetse bile Tayvan Halk Partisi, cumartesi günü seçilecek olan bir sonraki yasama meclisinde etkili bir rol oynamaya yetecek kadar sandalye kazanabilir. DİP'in çoğunluğu kaybetmesi bekleniyor ve bu kez hiçbir partinin yarıdan fazla sandalye kazanması mümkün görünmüyor.

Tayvan'ın istedikleri ve korktukları

Tayvan kendi kendini yöneten bir demokrasi ancak Pekin ile bağlarını sürdürdükleri için çoğu hükümet tarafından bir ülke olarak tanınmıyor. Bu belirsiz durum, Tayvan'ın uluslararası konumunun ve Çin ile ilişkilerinin her zaman seçmenlerin zihnini meşgul ettiği anlamına geliyor. 

Anketler Tayvanlıların çoğunun adanın muğlak statükosunun korunmasından yana olduğunu ve doğrudan bağımsızlık peşinde koşarak Pekin'in gazabını göze almadığını gösteriyor. Ancak anketler aynı zamanda daha az sayıda insanın Çin ile kabul edebilecekleri barışçıl bir anlaşma olasılığı gördüğünü de ortaya koyuyor. Çin Komünist Partisi'nin Hong Kong üzerindeki otoriter baskısının artması Tayvan'da Pekin'e yönelik şüpheciliği derinleştirdi. Her üç başkan adayı da Çin'in Hong Kong'u yönetirken kullandığı "tek ülke, iki sistem" formülünü reddediyor ve Tayvan'ın statükosunu koruyacaklarını söylüyor.

Ayrıldıkları nokta ise diplomasi ve ticaret

Milliyetçiler Çin ile görüşmelerin ve daha fazla iş yapmanın savaş riskini kontrol altında tutmaya yardımcı olacağını savunuyor. DİP ise Tayvan'ın güçlü komşusuna tehlikeli bir bağımlılıktan kaçınabilmesi için Çin dışındaki ülkelerle ticaret ve bağlarını genişletmeye odaklanması gerektiğini savunuyor. Lai, Tayvan'a eşit saygı gösterilmesi halinde Pekin ile diyaloğun mümkün olduğunu söyledi.

ABD ve Çin için riskler

Hem Çin'in hem de ABD'nin seçimlere ve Tayvan hükümetinin önümüzdeki dört yılına nasıl tepki vereceği, adanın üzerinde kara bir bulut gibi asılı duran soruyu şekillendirecek: Bir savaş çıkacak mı? Tsai'nin sekiz yıl önce başkan olmasından bu yana Çin, Tayvan üzerindeki askeri baskısını arttırdı. Çin jetleri ve savaş gemileri Tayvan ordusunu düzenli olarak test ederek, iki taraf arasındaki boğazda bulunan ve geçmişte Çin kuvvetlerinin nadiren geçtiği gayri resmi bir sınır olan orta hattın önemini aşındırıyor. Şi, Çin'in gerekli görmesi halinde Tayvan'ı ele geçirmek için güç kullanma hakkını saklı tuttuğunu açıkça ifade etti.

Lai Pekin'in en büyük endişesi. Çinli yetkililer onu güvenilmez ve Tayvan'ın bağımsızlığının inatçı bir destekçisi olarak nitelendiriyor. Pekin ayrıca Tayvan ürünlerine verilen gümrük vergisi imtiyazlarını iptal ederek ekonomik cezalar da uygulayabilir. Ya da Tayvan ile diplomatik ilişkilerini sürdüren bir avuç ülkeden daha fazla müttefik koparmaya çalışabilir.

ABD, Ukrayna ve Orta Doğu'daki savaşlarla uğraştığı bir dönemde Tayvan'ın bir sonraki başkanına temkinli olma arzusunu da sessizce vurgulayabilir. Beyaz Saray seçimden sonra Tayvan'a eski üst düzey yetkililerden oluşan üst düzey bir heyet göndereceğini açıkladı ki bu on yıllardır sıkça rastlanan bir durum. Çin, ABD'yi Tayvan'ın işlerine müdahale etmekten kaçınmaya çağırarak yanıt verdi.

Hou'nun zaferi Pekin'in daha sıcak bir tepki vermesine yol açabilir. Çin bu zaferi büyük olasılıkla bağımsızlık yanlısı güçlere yönelik bir azarlama olarak değerlendirecektir. Ancak Milliyetçi Parti bugün Çin'e eskisi kadar dostça yaklaşmıyor. Hou görevde olduğu sürece birleşme konusuna yaklaşmayacağını söyledi.

Hou kazansa bile seçim sonrası gerginlikteki herhangi bir durgunluk uzun sürmeyebilir. Şi, 31 Aralık'ta yaptığı bir konuşmada Tayvan'ın Çin ile birleşmesini tarih için kaçınılmaz olarak nitelendirdi. ABD ve Çin arasında sadece Tayvan değil, diğer pek çok konuda yaşanan gerilimler barışın korunmasını giderek zorlaştırıyor.

© 2024 The New York Times Company