26 Aralık 2024, Perşembe Gazete Oksijen
Haber Giriş: 06.09.2024 16:09 | Son Güncelleme: 06.09.2024 16:13

New York Times yazdı: Yezidi soykırımına dair kanıtları toplamak için zamanla yarış

Egemen ülke imajını güçlendirmek isteyen Irak, IŞİD’in topraklarının büyük bölümünü kontrol ettiği dönemi hatırlatan kurumları ortadan kaldırmak istiyor ancak bu karar, IŞİD’in Yezidi soykırımına dair birçok kanıtın toprak altında kalmasına sebep olacak
Aile üyeleri, 7 Şubat 2021'de Irak'ın Koço kentinde IŞİD tarafından öldürülen insanların kalıntılarını gömüyor (Fotoğraf: Ivor Prickett/The New York Times)
Aile üyeleri, 7 Şubat 2021'de Irak'ın Koço kentinde IŞİD tarafından öldürülen insanların kalıntılarını gömüyor (Fotoğraf: Ivor Prickett/The New York Times)

Eve Sampson / The New York Times

Adli tıp uzmanları, kuzey Irak’ta bir toplu mezardan insan kalıntılarını çıkarmak için aşırı sıcaklarda uzun saatler boyunca çalışıyorlar. Bu mezarlarda, yüzyılın en bariz soykırımlarından birinin kanıtları var: IŞİD tarafından öldürülen Yezidiler. Şimdi 2014’teki katliamı kayıtlara geçirmek için zamanları tükeniyor. Yıllar boyunca IŞİD binlerce Yezidiyi öldürdü, işkence etti, kaçırdı ve cinsel köleliğe zorladı. Amaçları açıkça onları ayrı bir etnik ve dini grup olarak ortadan kaldırmaktı.

10 yıllık politikaları sonlandırıyor

Irak hükümeti, Tal Afar’ın dışındaki toplu mezarı boşaltmakla sorumlu uluslararası uzmanlar heyetine incelemelerini tamamlamaları için iki haftadan kısa süre tanıdı. Bu karar doğrultusunda Birleşmiş Milletler, IŞİD üyelerinin suçlarından sorumlu tutulması için çok önemli kanıtlar içeren onlarca toplu mezarın açılmadan bırakılması gerekeceğini belirtti. IŞİD’in topraklarının önemli bir bölümünü kontrol ettiği korkunç dönemi arkasında bırakmak isteyen Irak, yaklaşık 10 yıldır sürdürdüğü politikalarını hızlıca sonlandırmaya çalışıyor: Yerinden olmuş Yezidilerin yaşadığı kamplar kapatılıyor, IŞİD bağlantılı suçlara karışanlar idam ediliyor ve BM’nin toplu mezarları boşaltmak için organize ettiği misyon sonlandırılıyor.

Kayıp olan yaklaşık 2 bin 700 Yezidi’nin ailesi için bu karar kalp kırıcı. Onlar için bulunan her kemik parçası, IŞİD’in terör rejiminden bu yana görmedikleri sevdiklerine ne olduğu gizeminin çözülmesine yardımcı olabilir. 2014’te IŞİD tarafından ailesiyle birlikte esir alınan Yezidi kadın Shireen Khudeeda, “Ailemin kalıntılarını bekliyorum. Orada olduklarına inanıyorum” dedi.

Hâlâ açılmamış 32 toplu mezar bulunuyor

2017’de IŞİD’in elinde bulundurduğu toprakların özgürleştirilmesi daha önce bilinmeyen canavarlıkları ortaya çıkardı. Kısa süre sonra Irak hükümetinin talebiyle BM, UNITAD isimli araştırma ekibini kurdu. Görevleri, farklı ülkelerdeki mahkemelerin dava açabilmesi için suçlara dair kanıtlar bulmak, dosyalamak ve saklamaktı. Eylül 2023’te Iraklı yetkililer, BM araştırmacılarına misyonlarını tamamlamak için sadece bir seneleri daha olacağını söyledi.

Tal Afar’ın yakınında bulunan Alo Antar çukuru, BM ekibinin yardımıyla boşaltılan, IŞİD’in cesetleri attığı 68 toplu mezardan biriydi. Şimdi ise sonuncusu olabilir. Temmuz ayı itibariyle Iraklı yetkililer içinde Yezidiler bulunduğunu düşündükleri 93 toplu mezar tespit ettiklerini bildirdi. Sincar ve Al-Ba’aj bölgelerinde hâlâ açılmamış 32 toplu mezar bulunuyor. Hâlâ kayıp olan binlerce Yezididen 700’ünün cesedi çıkarılabildi; bunlardan sadece 243’ünün kimliği belirlendi ve ailelerine teslim edildi.

UNITAD’ın adli tıp ekibinin başında bulunan Alan Robinson, 9 metre daha derin bir doğal çukur olan Alon Antar’daki çalışmaların zorlu ve karmaşık olduğunu ancak bulguların ortaya yeni detaylar çıkardığını vurguladı. Robinson, bazı cesetlerin bir dönem IŞİD propaganda videolarında görünen turuncu tulumlarla birlikte ceset torbalarında gömüldüğünü söyledi. Bazılarının ceplerinde kaçarken yanlarına aldıkları diş fırçaları ve tansiyon hapları görüldü. Birçok kurbanın elleri arkadan, bazılarının ise gözleri de bağlıydı. İlk bulgulara göre bazıları vurularak öldürülürken, bazıları canlı şekilde çukura atılarak öldürüldü.

UNITAD’ın misyonunun sonlandırılması kararı, Irak hükümetinin ABD askerlerinin hâlâ ülkenin içinde olduğu ve ABD’nin hasım olarak gördüğü İran’la birçok siyasetçinin yakın bağlarının bulunduğu bir dönemde ulusal egemenliğini vurgulamak için attığı adımların bir parçası.

İnsan Hakları Gözlemevi’nde Irak araştırmacısı olarak görev yapan Sarah Sanbar, BM kurumlarına bağlılığını bitirmenin Irak’ın imajını değiştirme girişiminin bir parçası olabileceğini söyledi. Mayıs ayında Irak; 2003’teki ABD işgalinden sonra ülkenin hükümet kurumlarının gelişmesi, seçimlerin yapılması ve insan haklarının korunması için yaratılan BM’nin Irak’a Yardım Misyonu’nun sonlandırılması için çağrı yaptı. Bu misyonun 2025’in aralık ayında sonlandırılması planlanıyor. “Irak kendini egemen, savaşı atlatmış bir ülke olarak göstermek istiyor” diyen Sanbar, hükümet içindeki bazı grupların BM’nin ülkedeki varlığını “Irak’ın iç işlerine yapılan bir müdahale“ olarak gördüğünü söyledi.

Irak, kanıtların kendileriyle paylaşılmamasından rahatsız

Sanbar’a göre hükümetin en önemli şikayeti, UNITAD’ın topladığı kanıtları IŞİD üyelerini yargılayan başka ülkelerle paylaşırken Irak’a vermeyi reddetmesiydi. İdam cezasına karşı çıkan BM, IŞİD’in suçlarının ölüm cezası ihtimali olmayacak şekilde yargılanmasını istiyordu. Irak, geçmişte IŞİD mensuplarını idam cezasına çarptırdı. İdam cezası ve kanıtların paylaşılmasıyla ilgili anlaşmazlıklar sorulduğunda UNITAD yetkilileri, bazı kanıtların Iraklı yetkililerle paylaşıldığını söyledi. UNITAD yetkilileri, Iraklı yetkililerin ekipler gittikten sonra da toplu mezarları boşaltmaya istekli olduğunu, ancak bunu yapacak kaynaklara sahip olup olmadıklarını bilmediklerini söyledi.

Yezidi bir Irak Parlamentosu üyesi olan Mahama Khalil, UNITAD’ın görevinin sonlandırılması kararını Irak ve BM arasındaki gerilimin yanı sıra Başbakan Mohammed Shia al-Sudani’ye başka ülkelerden uygulanan baskılara bağladı. Khalil, hangi ülkelerin baskı uyguladığını söylemeyi reddetse de Irak hükümetinin İran’la siyasi ve askeri bağları olduğu biliniyor. UNITAD görevini 17 Eylül’de sonlandırmaya hazırlanırken diğer bilinen toplu mezarlar incelenmemiş olarak kalacak ve felaketi yaşayanların ne olduğunu öğrenme hayali yıkılacak. Khudeeda, Alo Antar’da görece olarak az ceset bulunmasının ve başka mezarların büyük ihtimalle açılmayacak olmasının kendi için “başka bir felaket” olduğunu söyledi ve sordu: Benim kayıp aile fertlerim nerede?

© 2024 The New York Times Company