Mark Landler / The New York Times
İsrail'in İran'a yönelik son askeri saldırılarının tozu dumanı dağılırken, analistler ve eski diplomatlar bir şeyin açık olduğunu söylüyor: İsrail, iyi ya da kötü, Orta Doğu'daki olayları dikte ediyor. Müttefiki birçok cephede savaş yürütürken Amerika Birleşik Devletleri yan rol haline geldi. Bu çok önemli bir değişim. İster Irak'taki savaş meydanlarında ister Camp David'deki başkanlık inzivasında olsun, ABD uzun zamandır kendisini Orta Doğu'da bölgenin ölümcül tarihinin gidişatını değiştirmek için her zaman başarılı olmasa da cesurca hareket eden önemli bir oyuncu olarak görüyor. Şimdi İsrail, Lübnan'daki Hizbullah, Gazze Şeridi'ndeki Hamas ve onların destekçisi İran da dahil olmak üzere düşmanlarına karşı saldırılar düzenlerken, Başkan Joe Biden etkisini son derece sınırlı buluyor ve seleflerinin yaptığı büyük barış girişimleri ya da savaşlar yerine çoğunlukla diplomatik operasyonlarla uğraşıyor.
Netanyahu üzerinde etkisi yok gibi
ABD'nin bazı çabaları etkisini göstermeye başladı: İsrail, İran'ın bu ay başında İsrail'i balistik füzelerle bombalamasına misilleme olarak İran'daki hassas nükleer zenginleştirme tesislerini ya da petrol üretim tesislerini vurmaması yönündeki Amerikan uyarılarına kulak verdi. Ancak Gazze'de Hamas ile ateşkes sağlanması için Amerika'nın öncülüğünde yürütülen müzakereler gibi daha iddialı çabalar bir ilerleme sağlayamadı. Amerika Birleşik Devletleri, Orta Doğu'yu bölge çapında felakete yol açacak bir savaştan kurtaracak kapsamlı bir planı uygulamak bir yana, henüz önermedi bile.
Hamas lideri Yahya Sinvar'ı öldürmesine rağmen Hizbullah ve İran'la çatışmayı tırmandıran ve Gazze'deki askeri harekâtı sürdüren İsrail lideri Başbakan Binyamin Netanyahu üzerinde de fazla bir etkisi yok gibi görünüyor. Uzmanlara göre Netanyahu'nun amacı Hamas saldırılarının yarattığı ivmeyi kullanarak İsrail'in tüm düşmanlarını yok etmek. İsrail'in savunucuları bunu bölgenin tehlikeli manzarasını yeniden şekillendirmek için nesilde bir kez ele geçecek bir fırsat olarak değerlendiriyor. Eleştirenler ise İsrail'in çatışma sonrasına dair herhangi bir planı olmadan çatışmayı tırmandırdığını söylüyor.
Yetersizliği Rusya ve Çin'i cesaretlendirebilir
Obama yönetiminde Dışişleri Bakanlığı yetkilisi olan ve şu anda Johns Hopkins İleri Uluslararası Çalışmalar Okulu'nda profesörlük yapan Vali R. Nasr, “İttifakın küçük ortağının bölge için daha büyük bir vizyona sahip olduğu ve büyük ortağın olaylara yanıt vermeye çalışmak zorunda kaldığı bir kopukluk var. Bu nokta Amerika Birleşik Devletleri için iyi bir yer değil" dedi. Nasr'a göre Çin ve Rusya gibi rakipler ABD'nin İsrail'i dizginleme ya da Orta Doğu'daki çatışmaları kontrol altına alma konusundaki yetersizliğine dikkat çekiyor. Bu durum Başkan Vladimir Putin'in Ukrayna'yı ezme kararlılığını derinleştirebilir ya da Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'i Tayvan'a karşı harekete geçme konusunda cesaretlendirebilir.
Dahası, bölgede daha geniş çaplı bir çatışma neredeyse kaçınılmaz olarak ABD'yi de içine çekecektir. ABD daha şimdiden Hizbullah ve İran'ı caydırmak için Akdeniz'e savaş gemileri gönderdi, rehineleri ve Hamas liderlerini yakalamak için İsrail'e komandolar gönderdi ve İsrail'in İran füzelerini düşürmesine yardımcı oldu. Nasr, “İsraillilerin varsayımının temelinde, daha geniş çaplı bir savaşta ABD'nin savaşacağı yatıyor. Amerika Birleşik Devletleri Orta Doğu'da uzun vadeli bir başka çatışmanın içine uyurgezer gibi giriyor" ifadelerini kullandı. Orta Doğu'daki çatışma, Amerika Birleşik Devletleri'nde siyasi belirsizliğin had safhada olduğu bir dönemde gerçekleşiyor. İsrail'in İran'a yönelik misilleme saldırısı, Başkan Yardımcısı Kamala Harris ile eski Başkan Donald Trump arasında başa baş giden başkanlık seçimlerinden sadece 10 gün önce gerçekleşti.
Trump kazanırsa daha agresif saldırılar gerçekleşebilir
Harris, Beyaz Saray'ın İsrail'e yönelik kararlı destek politikasının kampanya sürecinde kendisine sorun yarattığını kabul etmesine rağmen, Gazze savaşı konusunda Biden ile arasında çok az fark olduğunu gösterdi. Trump'ın Netanyahu ile, İsrailli liderin Biden'ı seçim zaferinden dolayı tebrik ederek Trump'ı kızdırdığı 2020 yılına kadar uzanan sorunları vardı. Ancak son yorumlarında ve Netanyahu ile yaptığı bir telefon görüşmesinde Trump, İsrail'in Hamas ve Hizbullah'a karşı yürüttüğü kampanyalara güçlü bir destek verdi. Trump geçen hafta gazetecilerin Netanyahu ile ilgili sorusu üzerine “Biden onu geride tutmaya çalışıyor. Aslında muhtemelen tam tersini yapması gerekiyor" dedi.
İsrail'in cuma günü gerçekleştirdiği saldırıların dikkatli bir şekilde ayarlanması, seçim öncesinde İsrail'in seçeneklerini açık tutmuş olabilir. Daha agresif bir saldırı gelecekteki Harris yönetimiyle ilişkileri bozabilirdi. Analistlere göre Trump kazanırsa İsrail İran'a karşı enerji ya da nükleer tesisleri hedef almak gibi daha agresif adımlar atabilir. Diplomatlar, ABD'nin tarihsel olarak Ortadoğu'daki karışıklıkları değişim için kullanabildiğini belirtiyor. 1973 Yom Kippur Savaşı İsrail ve Mısır arasında Camp David anlaşmasının tohumlarını attı. İlk Filistin İntifadası, Clinton yönetimi sırasında barış görüşmeleri için zemin hazırladı. Amerika'nın İsrail ve Mısır eski büyükelçilerinden Daniel C. Kurtzer, “Burada bir umut olduğu kesin. Eğer İsrail iseniz ve en önemli üç düşmanınızı ciddi şekilde zayıflattıysanız, kendi kendinize 'bu bölgesel istikrar ve barışa yaklaşmak için bir fırsat' diyebilirsiniz" değerlendirmesini yaptı.
Ancak Kurtzer'e göre mevcut çatışmayı öncekilerden ayıran şey, hem Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'e düzenlediği ve halkı önceki savaşlarda olmadığı kadar travmatize eden saldırının acımasız doğası hem de sadece ABD'nin değil birçok kilit ülkenin belirsiz liderliği. Örneğin İran, İsrail ile karşı karşıya gelmesine kararsız bir tepki verdi. Bu da kendi liderlik sorunlarını, ekonomik sorunlarını, iç huzursuzluklarını ve İsrail'in vekillerine verdiği zararı yansıtıyor. İsrail'e gelince, Netanyahu hala yolsuzluk davaları nedeniyle yargılanma ihtimaliyle karşı karşıya ve bazıları Gazze çatışmasını Filistinli nüfusu kovmak için bir bahane olarak gören aşırı sağcı bakanlarla koalisyon içinde hükümet ediyor. Princeton Üniversitesi'nde ders veren Kurtzer, “Ortada bir vizyon var ama bu işe yaramayacak. Bu sadece çatışmayı sürekli kılacaktır" dedi.
© 2024 The New York Times Company