Eric Schmitt, Julian E. Barnes, Helene Cooper ve David E. Sanger / The New York Times
Amerikalı, İsrailli ve Lübnanlı yetkililer, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki savaşının Ortadoğu'yu saran daha geniş bir çatışmaya dönüşmesini isteyen çok az taraf olduğu konusunda ısrar ediyor. Ancak salı günü Lübnan'da Hamas'ın üst düzey bir liderinin öldürülmesi ve çarşamba günü İran'da meydana gelen esrarengiz ikiz patlamalarda çok sayıda kişinin ölmesi, Ortadoğu'yu ve ABD'yi, Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'e yönelik ölümcül saldırılarından bu yana Biden yönetiminin önlemeye çalıştığı bölgesel bir savaşın eşiğine getirme tehdidinde bulundu.
Husilere uyarı
Bombaların İran'da patlamasından birkaç saat sonra ABD ve 12 müttefiki, bölgedeki bir başka grup olan ve ticari gemilere neredeyse her gün füze, insansız hava aracı ve denizden saldırılar düzenleyen Yemen'deki Husilere yazılı bir uyarıda bulundu. ABD şimdiye kadar Yemen'deki Husi üslerine karşı misilleme yapmaktan kaçındı çünkü Yemen'deki iç savaşta kırılgan bir ateşkesi baltalamak istemiyordu. Ancak şimdi Biden yetkilileri sabırlarının tükenmekte olduğunun sinyalini veriyor.
Denizcilik devi Maersk'in Kızıldeniz'deki operasyonlarını durduracağını açıklamasından bir gün sonra çarşamba günü yayınlanan bir bildiride Beyaz Saray yetkilileri, "Mesajımız artık net olsun: Bu yasadışı saldırıların derhal sona erdirilmesi ve hukuksuz bir şekilde alıkonulan gemilerin ve mürettebatın serbest bırakılması çağrısında bulunuyoruz" dedi.
Açıklamada, "Husiler, yaşamları, küresel ekonomiyi ve bölgenin kritik su yollarındaki serbest ticaret akışını tehdit etmeye devam ettikleri takdirde sonuçların sorumluluğunu taşıyacaklardır" ifadeleri kullanıldı. İngiltere, Avustralya, Yeni Zelanda, Bahreyn, Belçika, Kanada, Almanya, Danimarka, İtalya, Japonya, Singapur ve Hollanda tarafından da imzalanan uyarıda askeri saldırı tehdidinde bulunulmadı. Hafta sonu ABD Donanması, bir Maersk kargo gemisine yardıma gelen ABD helikopterlerine ateş açan üç Husi teknesini batırdı ve tüm mürettebatı öldürdü.
İran'ın Husilere desteği
Pazartesi günü İran donanması bir savaş gemisi filosunun su yoluna konuşlandırıldığını duyurdu. Hükümete bağlı IRNA haber ajansının bildirdiğine göre aynı gün İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emirabdullahiyan Tahran'ı ziyaret eden bir Husi yetkilisine grubun Hamas'a verdiği destekten ötürü minnettarlık ve takdirlerini ifade etti. Üst düzey bir İranlı yetkili, halihazırda bölgede bulunan bir İran casus gemisine katılan savaş gemilerinin gönderilmesinin, İran'ın Husileri desteklediğinin sinyalini vermek ve çıtayı yükseltmek anlamına geldiğini söyledi. Ancak yetkili, İran'ın savaş gemilerinin su yolunda ABD donanma gemileriyle bir çatışmaya girmesi gibi bir planının olmadığını söyledi.
Başkan Joe Biden, Orta Doğu'daki bir çatışmayı tırmandırmamak için Husilere doğrudan askeri saldırılardan kaçınmak istediğini söyledi. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Matthew Miller çarşamba günü gazetecilere yaptığı açıklamada, "Bu çatışmanın başından beri olduğu gibi, çatışmanın diğer cephelere yayılma riski konusunda son derece endişeliyiz" dedi.
Saldırının arkasında kim var?
Hizbullah, salı günü Beyrut'un bir banliyösünde Hamas lideri Salih Aruri'nin öldürülmesine karşılık vermeden geçmeyeceğini açıkladı. Hamas'ın önemli bir müttefiki olan Hizbullah, patlamanın meydana geldiği Beyrut'un güney banliyölerinde fiili kontrolü elinde bulunduruyor ve aylardır İsrail güçleriyle çatışmaları tırmandırıyor. İran'ın Kerman kentinde İranlı General Kasım Süleymani için düzenlenen anma törenindeki patlamaları çevreleyen koşullar daha karanlıktı. İran İsrail'i suçlamakta gecikmezken, Avrupalı ve Amerikalı yetkililer saldırıyı İsraillilerin gerçekleştirdiğinden şüphe duyduklarını söylediler: İsrail'in İran'a yönelik eylemlerinin çoğu, İran'ın nükleer programının baş mimarını ortadan kaldırmaktan belirli nükleer ve füze tesislerini havaya uçurmaya kadar son derece hedefe yönelikti.
Üç üst düzey Amerikalı yetkili ve bir üst düzey Avrupalı yetkili çarşamba günü yaptıkları açıklamada IŞİD grubunun ya da başka bir terörist grubun saldırının muhtemel faili olduğunu söyledi. Saldırıda IŞİD'in parmağı olduğuna işaret eden bazı istihbaratlar olsa da, yetkililer bu değerlendirmenin ön değerlendirme olduğu ve nihai sonuçlara varılmadığı konusunda uyarıda bulundu. Dış İlişkiler Konseyi'nde kıdemli araştırmacı olan ve sık sık İran hakkında yazılar yazan Ray Takeyh çarşamba günü yaptığı açıklamada "İsrail'in vekil gruplarından birinin saldırının kontrolden çıkmasına izin vermiş olması tamamen mümkündür" dedi.
Hamaney isim vermekten kaçındı
İran'ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney çarşamba günü bir açıklama yaparak saldırıyı ülkenin kötü niyetli ve suçlu düşmanlarına yükledi ancak herhangi bir grup ya da ülkenin adını vermekten kaçındı. Hamaney, İran'ın düşmanlarının bu trajedinin güçlü bir karşılığı olacağını bilmeleri gerektiğini söyledi. İran'ın iç tartışmalarına aşina iki kişi, Ayetullah'ın İranlı askeri komutanlara stratejik sabır göstermeleri ve İran'ı ABD ile doğrudan bir askeri çatışmaya sokmaktan kaçınmaları talimatını verdiğini aktardı.
Bazı Amerikalı yetkililer daha geniş çaplı bir savaşın patlak verip vermeyeceğini tahmin etmek için henüz çok erken olduğunu söyledi. Yetkililere göre İsrail, Lübnan sınırındaki çatışmayı tırmandırmadan bunu yapabileceğine inanmasaydı Aruri'yi vurmazdı. Ancak nedeni ne olursa olsun patlamaların olaydan hemen sonra meydana gelmesiyle birlikte, çatışmanın yayılma riskinin ABD ve Avrupa'da bir kez daha akıllara geldiğine şüphe yoktu. İsrailli yetkililer Arouri'nin kendi güçleri tarafından hedef alınıp alınmadığı konusunda yorum yapmazken, Lübnanlı ve Amerikalı yetkililer saldırıyı İsrail'e atfetti.
"Savaş ihtimali yüzde 30'a kadar yükseliyor"
Saldırının ardından Biden yönetimi yetkilileri, Hizbullah'a çatışmayı tırmandırmaması için baskı yapma çabalarının bir parçası olarak Lübnan'daki yetkililerle diplomatik çabaları artırma planları yaptı. Önümüzdeki günlerde Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın Ortadoğu'ya gitmesi ve olası bir gerilimi kontrol altına almanın en önemli hedeflerinden biri olması bekleniyor. Eski NATO komutanı emekli Amiral James Stavridis, "Orta Doğu'da bölgesel bir savaş ihtimali yüzde 15'ten yüzde 30'a kadar yükseliyor. Hala nispeten düşük, ancak eskisinden daha yüksek ve kesinlikle rahatsız edici derecede yüksek" diye konuştu.
İran destekli savaşçılar, en son pazartesi günü olmak üzere, 7 Ekim saldırılarından bu yana Irak ve Suriye'de terörle mücadele için görev yapan ABD birliklerine 118 kez saldırdı. Saldırılarda en az biri ağır olmak üzere çok sayıda ABD askerinin yaralanması Pentagon'un gruplara karşı beş kez hava saldırısıyla misilleme yapmasına yol açtı. Geçen haftalarda Biden yönetimi, İranlı grupların Husi saldırılarını koordine ettiğini ve su yolundan ve Süveyş Kanalı'ndan geçen ticari gemiler hakkında hedef bilgileri sağladığını gösteren istihbaratın gizliliğini kaldırdı. İsrail büyük ölçüde Kızıldeniz gemi trafiğine bağımlı.
Ancak Gazze'deki çatışmanın kontrol altına alınmasına yönelik en ciddi tehdit salı günü Aruri'nin öldürülmesiyle ortaya çıktı. Hanin Ghaddar ve Matthew Levitt Washington Yakın Doğu Politikaları Enstitüsü için kaleme aldıkları analizde "Hem taktik operasyonlara hem de stratejik diplomasiye bu kadar yakından dâhil olan birinin kaybı Hamas için ciddi bir gerileme. Grubun müttefiklerinin, özellikle de Hizbullah'ın saldırıya nasıl tepki vereceği ise henüz belli değil" ifadelerine yer verdi.
Batılı liderler hızla yükselen tansiyonu düşürmeye çalıştı. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron saldırıdan kısa bir süre sonra yaptığı açıklamada özellikle Lübnan'da herhangi bir tırmandırıcı tutumdan kaçınmanın elzem olduğunu söyledi. Macron, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun muhaliflerinden olan ve ülkenin savaş zamanı birlik hükümetine katılan Benny Gantz ile yaptığı telefon görüşmesinde, Fransa cumhurbaşkanlığından yapılan görüşmenin özetine göre, "Fransa'nın bu mesajları bölgede doğrudan ya da dolaylı olarak yer alan tüm oyunculara iletmeye devam edeceğini" söyledi.
© 2023 The New York Times Company