Adam Nossiter / The New York Times
Fransa’nın giyotin hayranlığı geçen hafta yeni bir hedef buldu. Bıçak altındaki isim daha önce zor durumlarda sergilediği soğukkanlılıkla tanınan gri saçlı Başbakan Michel Barnier.
Michel Barnier’in siyasi hayatı bu hafta ya da Noel’den önce bitebilir. Bu ihtimal, Fransa’da kamu maaşıyla geçinen iç gücünün beşte biri için mali kaos, Amerikan tarzı hükümet kapanması ve ödenmeyecek maaşlarla ilgili ürkütücü spekülasyonlara sebep oluyor. Ülkenin yakında hükümetsiz kalma ihtimali ise sanayide işten çıkarmalar, grevler, protesto düzenleyen çiftçiler, düşük büyüme oranları ve genişleyen bütçe açığı sorunları içinde Fransız melankolisini daha da güçlendiriyor.
Hükümetin çökme olasılığı, geçen hafta Fransa’nın borçlanma maliyetlerini Almanya’ya kıyasla hızla yükseltti ve neredeyse Yunanistan seviyesine yaklaştırdı. Krizin ilk işareti, Pazartesi kadar erken bir tarihte gelebilir. Barnier’in hükümetin sağlık sistemi ve diğer sosyal harcamaları içeren bir bütçe tasarısını zorla kabul ettirmeye çalışması bekleniyor.
Bıçak Le Pen'in elinde
Avrupa Birliği için zorlu bir Brexit anlaşmasına müzakerelerde yer almış, geçmiş hükümetlerde dört kez bakanlık yapmış kıdemli bir siyasetçi olan Barnier de zamanının kısıtlı olduğunu kabul ediyor. Bıçağı elinde tutan kişi ise, Fransız parlamentosunun alt kanadında diğer partilerden daha çok koltuğu olan aşırı sağcı popülist Ulusal Birlik (RN) Partisi lideri Marine le Pen.
Marine Le Pen, Barnier’in vergi artışları ve harcama kesintileri içeren 60 milyar dolarlık bütçe planından hoşlanmıyor. Le Pen sağlık sigortası düzenlemeleri ve elektrik fiyatlarındaki vergi artışına tepki gösteriyor ve “Şiddetli, adaletsiz ve verimsiz” olarak tanımlıyor. RN lideri, Barnier’in bütçe tasarısını parlamentoya sunması durumunda gensoru önergesine destek vereceklerini söylüyor. Barnier, Perşembe günü, elektrik fiyatlarındaki artış konusunda geri adım attı ancak Le Pen bunun yeterli olmadığını söylüyor.
Solun öncülüğü aşırı sağın desteği
Hükümetin parlamentonun alt kanadını devre dışı bırakarak adım atabilmesi, Fransa Anayasası tarafından kabul edilen bir gariplik olarak, çoğu zaman milletvekileri tarafından otokrasi suçlamalarıyla karşılanıyor. Bu durumda solun öncülüğünde ve aşırı sağın desteğiyle, milletvekilleri hükümeti neredeyse kesin olarak bir güvenoyuna götürecek. Bu da neredeyse kesin olarak Barnier ve hükümetinin sonu anlamına gelecek ve kendisinin ve bakanlarının istifasını zorunlu kılacak.
Ulusal Birlik sürücü koltuğunda
Tours Üniversitesi’nden Fransa aşırı sağı çalışan uzman Sylvain Crepon, “Barnier bu çıkmazdan kurtulmak için Ulusal Birlik’e güveniyor. Yani bu parti onun kurtarıcısı. Barnier’I kurtarmak isteyeceklerini sanmıyorum” diyor. Le Pen, Barnier’i kurtarmayacağına dair tüm sinyalleri verdi. Aşırı sağcı lider yıllardır istediği Fransa Cumhurbaşkanlığı makamına erişememiş olsa da partisi Ulusal Birlik sürücü koltuğunda.
Donald Trump’a dostça yaklaşan Ulusal Birlik partisinin, bugüne kadar kayırmacı popülizme direnen Fransa’da söz sahibi olması medya ve ABD seçimlerini izleyen siyasi sınıf tarafından yalnızca yarı yarıya oranda kabul görüyor.
Le Pen şu anda Avrupa Parlamentosu fonlarını kötüye kullanmak suçlamasıyla yargılandığı davada mahkûm edilme ya da adaylık yasağıyla karşı karşıya. Ancak şu anda Başbakan Barnier savunmasız bir durumda ve Le Pen’in morali pek yerinde görünmüyor. Genelde şikayet eden bir tonda konuşan Le Pen, geçen hafta Le Figaro’da yazdığı bir yazıda, “Hükümetin bütçesine hiçbir fikrimiz dahil edilmedi” dedi. Sosyalist milletvekili Jérôme Guedj ise Fransız televizyonunda, “Bir gensoru önergesine yaklaşıyoruz” diye konuştu.
Soğukkanlı Başbakan
Yaklaşan siyasi ölüm tehdidi altında yaşamak nasıl bir şey? Barnier’in arkadaşları ve müttefikleri, 73 yaşında olan başbakanın kaybedecek pek az şey hissettiğini söylüyor. Barnier, soğukkanlılığını korumaya çalışıyor Fransızcası “sang froid” olan bu ifadeyi sıkça dile getiriyor.
Başbakan, geçen hafta parlamentodaki bir tartışma sırasında, nasihat veren bir büyükbaba gibi, “Bu kadar önemli konular karşısında sinirlenmek anlamsız” dedi. Yakın zamanda seçim bölgelerinden birinde görüştüğü, bariz şekilde gergin bir milletvekiline ise, “Lütfen, sakin olun” diye seslendi. Ancak bu soğukkanlı tutumu Barnier’i kurtarmaya yetmeyebilir.
Barnier eylül ayında, kendi partisi ve müttefikleri için felaketle sonuçlanan parlamento seçim sonuçlarını görmezden gelen Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron tarafından göreve atandı. Macron, hükümetin başına, geleneksel merkez sağdan gelen bir figür olan Barnier’i getirdi. Seçimden galip çıkan sol koalisyon bu duruma öfkelendi. O zamandan beri, Barnier’in pozisyonunun zayıflığı net bir şekilde ortaya çıktı. Şu anda Matignon Sarayı’ndan, yani hükümetin merkezinden yönetmenin zorluklarını tarif etmek için kuşaklar boyunca siyasi yorumcular tarafından kullanılan “Matignon cehennemi”ni yaşıyor
Fransız bir başbakanın ortalama görev süresi 2,5 yıl olsa da, Barnier’in bu sürenin oldukça altında görevden ayrılması muhtemel görünüyor. 2000’lerde bu görevi yürüten Jean-Pierre Raffarin, başbakanlığın zorluklarını bir Fransız televizyon belgeselinde şöyle anlatmıştı: “Çoğu sabah, gün içinde olacakları düşünerek kendinizi pek iyi hissetmezsiniz”
Hiçbir taraftan desteklenmiyor
Şimdi aşırı sağ kendini dışlanmış hissediyor, sol ilkeleri gereği Barnier’den hoşlanmıyor ve Macron’un merkezci milletvekilleri de Barnier’i sevmiyor, çünkü Barnier, Fransa’nın en büyük 440 şirketi ve zenginlerden daha fazla gelir elde etmeyi öneriyor. Bu Macron’un iş dünyası yanlısı ilkelerine aykırı.
Salı günü Fransız televizyonunda verdiği bir röportajda Barnier gülümsedi ve sakin bir tavır sergilemeye çalıştı. “Atandığım günden beri bir gensoru önergesi olacağını biliyorum” dedi. Barnier şunu ekledi: “Peki ya sonra ne olacak? Bütçe olmayacak. Ve finans piyasalarında ciddi bir fırtına çıkacak”
Barnier, siyasi hayatına 50 yıl önce, doğduğu bölge olan Fransa’nın doğusundaki Savoy’da, 22 yaşında bir Gaullist belediye meclis üyesi olarak başladı. Siyaset basamaklarını adım adım tırmandı. Soğukkanlı tavrı nedeniyle zaman zaman alay konusu oldu ancak ilerleyen yaşı nedeniyle başkalarının kariyerine tehdit olarak algılanmıyor. Medya tarafından “Fransız Joe Biden” olarak adlandırılan Barnier, 2021’deki bir başkanlık ön seçiminde rakiplerinin çok gerisinde kalmıştı. Televizyon röportajında, istifa edebileceği yönündeki önerileri geri çevirdi. “Neden istifa etmeliyim?” diye sordu. “Bu işi yapmaktan mutluyum. Belirli bir yaştayım. Görüyorsunuz. 50 yıl önce sahip olduğum heyecan ve öfkeyi hâlâ koruduğum sürece hizmet etmeye hazırım”.
© 2024 The New York Times Company