11 Şubat 2025, Salı Gazete Oksijen
Haber Giriş: 02.02.2025 12:42 | Son Güncelleme: 02.02.2025 15:31

NYT, Trump'ın tarife politikalarını inceledi: Müzakere aracı değil, amaç

ABD Başkanı Donald Trump, göreve gelmeden önce de söylediği planını gerçekleştirdi ve Kanada ve Meksika'ya ek gümrük vergilerini duyurdu. NYT, Trump'ın tarifelere bakış açısını inceleyerek ABD Başkanı için ek gümrük vergilerinin bir müzakere aracı değil, bir amaç olduğunu yazdı
NYT, Trump'ın tarife politikalarını inceledi: Müzakere aracı değil, amaç

David E. Sanger / The New York Times

ABD’de tarifelerin geçmişi 1789 yılına kadar uzanıyor. O dönemde Alexander Hamilton, yeni kurulan cumhuriyetin karşı karşıya olduğu iki krize çözüm olarak tarifeleri gördü: Acilen gelir elde etme ihtiyacı ve İngiltere'ye tehlikeli derecede bağımlı görünen ülkeyi sanayileştirme isteği.

Ancak modern zamanlarda tarifeler neredeyse her zaman bir müzakere, ekonomik baskı ve diğer ülkeleri masaya oturtmaya zorlayan bir araç olarak kullanıldı Başkan Donald Trump’ın Cumartesi günü Meksika, Kanada ve Çin’e karşı aldığı kararın farkı ise, anlaşma yapma konusunda isteksiz görünmesi.

Şu an Trump’ın bakış açısına göre gümrük vergileri esas amaç. Tarifeler, Trump için ABD’nin mali yapısını güçlendirmenin bir yolu ve aynı zamanda toprak genişletme ile giderek daha iddialı hale gelen Çin karşısında stratejik üstünlük sağlama arayışının bir parçası.

Trump, göreve başlarken yaptığı konuşmada “Vatandaşlarımızı vergilendirerek diğer ülkeleri zenginleştirmek yerine yabancı ülkeleri tarifelendirip vergilendirerek vatandaşlarımızı zenginleştireceğiz” demişti.

Trump, konuşmasında “Dış Gelir Servisi” kurma planından da bahsetti ve birkaç gün önce gazetecilere yaptığı açıklamada, tarifelerin ABD’nin yıllık 6,8 trilyon dolarlık federal bütçesi için ana gelir kaynağı haline gelmesiyle birlikte gelir vergisinin zamanla ortadan kalkabileceğini öne sürdü.

Ekonomistler, Trump’ın tarifelere olan inancına büyük ölçüde şüpheyle yaklaşıyor. Onlar için tarifeler, ne gelir artırmada oyunun kurallarını değiştiren bir araç ne de küresel rekabetin etkisiyle zayıflayan yerli sanayileri yeniden canlandırmanın etkili bir yolu olarak görülüyor.

Aslında Trump’ın yaklaşımı, agresif bir dünya görüşüyle harmanlanmış Hamiltonvari bir fantezi gibi görünüyor. Bu bakış açısında ABD, Grönland’ı kontrol ediyor, Panama Kanalı’nı geri alıyor ve dünyanın en büyük ekonomisine erişim için diğer ülkeleri ödeme yapmaya zorluyor. Ancak geçen hafta boyunca dış yardımların askıya alınması, FBI’daki tasfiyeler, genel müfettişlerin görevden alınması ve federal çalışanları istifaya teşvik etme girişimleri gibi manşetler arasında gözden kaçması kolay olsa da Trump neredeyse her gün tarifelere olan inancını vurgulamaya devam etti.

Trump’ın idealindeki ABD

Trump, tarifeleri savunan 25. ABD Başkanı William McKinley’i övgüyle anarak, onun emperyalist bir hamleyle Filipinler, Guam ve Porto Riko’yu ele geçirmesini ve bunun sonucunda ABD’nin küresel bir güç olarak yükselişini hatırlattı. 1870’lerden 1910’lara kadar uzanan Gilded Age (Yaldızlı Çağ) dönemini ise Amerikan sanayi gücünün altın çağı olarak tanımlayarak, “Ülkemizin en zengin olduğu dönem” dedi.

Trump, o dönemi anlatırken dönemin çelik üretimine odaklanıyor ve tarifelerin bunu geri getireceğini vaat ediyor. Ancak bu altın çağ tasvirinde, 1892’de Andrew Carnegie ve ortağı Henry Clay Frick’in grevdeki işçilere yönelik sert müdahalesiyle sonuçlanan Homestead çelik grevi gibi dönemin en kötü ihlallerini göz ardı ediyor. Aynı şekilde, o dönemdeki ağır ırksal ve cinsiyet ayrımcılığından ya da çevresel tahribatın yıllar içinde düzenlemelere yol açtığından bahsetmiyor. 

Ancak Trump tarifeleri benimseyerek, aynı zamanda bir süreci tamamlıyor. İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana hiçbir başkan, küreselleşmenin kalıntılarını yok edip saf ekonomik milliyetçiliği benimseme konusunda Trump kadar kararlı olmadı. Cumartesi günü attığı adım, ilk döneminde müzakere ettiği en büyük ticaret anlaşmasını bile geçersiz kıldı: Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması’nın (NAFTA) yerini alan ABD-Meksika-Kanada Anlaşması (USMCA).

Meksika Devlet Başkanı Claudia Sheinbaum, ”Meksika, ABD ve Kanada Anlaşması (USMCA), serbest ticaret ve tarifelerin olmamasıyla ilgili. Eğer böyle bir durum gerçekleşirse, açıkça ticaret anlaşması bir kenara atılmış olur” dedi. 

Kanada Liberal Partisi liderliği için yarışan ve seçilmesi halinde ülkenin bir sonraki başbakanı olabilecek eski merkez bankası başkanı Mark Carney ise daha doğrudan bir tepki verdi. Kanada’nın, ABD’ye indirimli fiyatlarla büyük miktarda petrol satışı yaparak sağladığı “sübvansiyonların” geri ödenmesini talep etmesi gerektiğini savundu.

Trump’ın geniş kapsamlı tarifeler uygulama konusundaki temel gerekçesi ise sınır ötesi “fentanyl” trafiğiydi. Trump, fentanylin öncü maddelerinin büyük ölçüde Çin’de üretildiğini ve uyuşturucu kartelleri başta olmak üzere çeşitli yollarla ABD’ye ulaştığını öne sürdü.

Ekonomistler Trump'ın planına katılmıyor

Beklenildiği gibi, birçok ekonomist Trump’ın tarifeleri Amerika’nın ticaret ve sanayi sorunlarına çözüm olarak görmesine ya da fentanyl akışını engellemek için diğer ülkeleri cezalandırma aracı olarak kullanmasına tepki gösteriyor. Ekonomistler, Trump’ın tarihi yanlış okuduğunu ve tarifelerle korunan Amerikan sanayilerinin zamanla rehavete kapıldığını, ardından yükselen rakipler tarafından ezildiğini göz ardı ettiğini savunuyor.

Bu eleştiriler arasında en ses getiren isimler arasında, Clinton yönetiminde Hazine Bakanı ve Obama yönetiminde önde gelen Beyaz Saray danışmanlarından biri olan Larry Summers ile Senato Bankacılık Komitesi’nin eski başkanı, Teksaslı Cumhuriyetçi eski Senatör Phil Gramm yer alıyor.

Summers ve Gramm, WSJ’de yer alan bir makalede “Serbest ticarete olan inancımıza değil, tarifelerin ekonomiye zarar verdiğine dair kanıtlara dayanarak, savunma dışı tarifelere karşı birleşik bir şekilde karşı çıkıyoruz. Koruyucu tarifeler, yerli üreticileri uluslararası pazarda daha ucuza temin edilebilecek mal ve hizmetleri üretmeye zorlayarak yerli üretimi çarpıtıyor. Bu süreçte verimlilik, ücretler ve ekonomik büyüme düşerken, fiyatlar yükseliyor. Tarifeler ve beraberinde getirdiği misillemeler ise ekonomik ve güvenlik ittifaklarımızı zehirliyor” yazdılar.

Trump, bu eleştiriler karşısında kayıtsız görünüyor. Yardımcılarının aktardığına göre, ABD Başkanı, Kanada, Meksika ve Çin’in alacağı misilleme adımlarının nihayetinde Amerikan tüketicilerinden çok bu ülkelerin kendisine zarar vereceğine inanıyor.

 © 2025 The New York Times Company