15 Mayıs 2025, Perşembe
Haber Giriş: 09.05.2025 04:30 | Son Güncelleme: 10.05.2025 09:10

Rümeysa olayı ABD’nin değiştiğinin kanıtıdır

ABD’de İsrail devletine karşı çıkan ultra ortodoks Yahudiler, antisemitizm suçlamasıyla hakkında sınırdışı kararı verilen Rümeysa Öztürk’ün serbest bırakılması için eylem yaptı.(Fotoğraf: Getty Images)
ABD’de İsrail devletine karşı çıkan ultra ortodoks Yahudiler, antisemitizm suçlamasıyla hakkında sınırdışı kararı verilen Rümeysa Öztürk’ün serbest bırakılması için eylem yaptı.(Fotoğraf: Getty Images)
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

Zeynep Tüfekçi/The New York Times

2002 yılında Irak’ın işgaline karşı protestolara katıldığımda, Amerikalı arkadaşlarım öğrenci vizesiyle burada olduğum için çok cesur olduğumu düşündüler. Ben güldüm. Protestocu arkadaşlarım, polisler etrafta dolaşırken caddenin karşısındaki polis arabalarına öfkeyle “Polis devleti böyle olur!” diye slogan atarken de güldüm.

“Gerçek bir polis devletinin neye benzediğini bilmiyorsunuz” dedim arkadaşlarıma. Benim ülkem Türkiye’de, 1980 askeri darbesinin ardından yirmi yıl boyunca binlerce kişi kayboldu.

Bu kelime İngilizceye uymuyor. Kaybolmak? Geçişli bir fiil olarak mı? Bu, dünyanın birçok yerinde bilinen bir terör dilinin parçası. İspanyolcada “desaparecidos”. Türkiye’de, “kaybedilenler”in perişan akrabaları cumartesi günleri nöbet tutuyor. Arjantin’de, Madres de Plaza de Mayo perşembe günleri. Sri Lanka’da. Bangladeş’te. Şili’de. Beyaz Rusya’da. Mısır’da. Myanmar’da. El Salvador’da. Liste uzun.

Türk arkadaşlarımın tepkisi

Türkiye’deki arkadaşlarıma Amerikalıların yaptıklarını ve söylediklerini anlattığımda, hepsi gülerek, her şeyi uydurduğumu düşündüler. Hadi, bize gerçekte neler olduğunu anlat. Polis öylece oturup insanların protesto düzenlemesine ve ateşli köşe yazıları yayınlamasına izin mi veriyor? Türkiye’deki insanlar için bu akıl almaz bir şeydi. Hikayemden vazgeçmeyince, yarı şaka yarı ciddi bir şekilde beni CIA’nın paralı propagandacısı olmakla suçladılar.

Ama ben dönüşmüştüm. Gerçek bir inanan olmuştum. 11 Eylül’den sonra, sadece muhalefet değil, bazen şok edici, kışkırtıcı duygularla konuşanların sayısını hayretle izlerken, gençlerin deyimiyle “ifade özgürlüğü hapı” almıştım. Bu her zaman onları popüler yapmadı, ama benim beklediğim kadar büyük bir hükümet misillemesiyle karşılaşmadılar.

Hükümetin bazı sivil hakları ihlal ettiğini biliyordum elbette, özellikle Arap asıllı Amerikalılar ve bazen protestocular söz konusu olduğunda. 2002 tarihli bir rapora göre, vize ihlali bahanesiyle yüzlerce kişi hedef alınmıştı.

Orta Doğu kökenli biri olarak, hükümetlerin kuralları çiğnemesini ve hakları ihlal etmesini bekliyordum, ama bu, muhalifleri etkili bir şekilde susturmaya yetecek ölçekte veya nitelikte değildi. Kaybolanların ardındaki mantık budur: Cezasızlık, belirsizlik, sonsuz ıstırap. Herkesi boğucu bir katran tabakası gibi saran terör.

ABD’de ‘kaybolmak’

Ama Amerika farklıydı. Konuşma veya protesto nedeniyle hükümetin misillemesine maruz kalma olasılığı çok düşüktü. Birinci Anayasa Değişikliği sadece göstermelik değildi. Amerikalılar bunu ciddiye alıyordu. Protestolara devam ettim. Kaybettik. Savaş çıktı. Mezun oldum.

Şimdi, yirmi yıldan biraz fazla bir süre sonra, Amerikalılar kaybolmanın bir şiddet eylemi olabileceğini anlamaya başlıyor. Türkiye’den vizeyle buraya gelen Tufts Üniversitesi öğrencisi Rümeysa Öztürk, Amerikan ifade özgürlüğü idealine inanıyordu ve üniversitesinin öğrenci konseyinin kabul ettiği bir kararı destekleyen bir makaleyi öğrenci gazetesinde yayınladı.

Ortaya çıkan video

Sonra, yaklaşık bir yıl sonra bir video ortaya çıktı. Ramazan orucunu açmak için yolda, annesiyle telefonda konuşurken sokakta yürüyordu. On iki saatlik açlık ve susuzluk. Yeni yönetimin altmış dördüncü günü.
Sokakta, bir grup insan aniden etrafını sardı. Üniformaları yoktu. Kapüşonlu ve maskeliydiler. İçlerinden biri telefonunu kapıyor. O çığlık atıyor. Polisi aramak istediğini söylüyor. Hala onların polis olamayacağına inanıyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde olamazlar. Onu yakalıyorlar. O kişilerin kendisini kaçırıp öldüreceğini zannettiğini öğreniyoruz. Avukatı ve ailesi onu ancak çok sonra bulabiliyor.

Video, onu işaretsiz siyah bir SUV’ye tıkıp ortadan kayboldukları anda sona eriyordu. 

© 2025 The New York Times Company

Oksijen'in notu: Dün akşam saatlerinde görülen Rümeysa Öztürk'ün duruşmasından 'kefaletle salıverilme' kararı çıktı. Bu makale davadan önce yazılmıştı.