Paul Sonne / New York Times
İran, Ukrayna işgalinin ilk yılında Kremlin’e acilen ihtiyaç duyduğu insansız hava araçlarını sağladı, Moskova’nın kendi topraklarında drone üretmesi için kritik bir fabrikanın kurulmasına yardım etti ve bu yıl Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yeni bir stratejik ortaklık anlaşması imzalayarak, özellikle savunma alanında daha yakın ilişkilerin sinyalini verdi.
Ancak bu anlaşmanın imzalanmasının üzerinden beş ay geçmişken, İran hükümeti İsrail’in saldırılarıyla iktidarını tehdit eden ciddi bir krizle karşı karşıya. Ve Rusya, yapılan telefon görüşmeleri ve kınama açıklamaları dışında ortada yok.
İran’ın nükleer tesisleri ve enerji altyapısı zarar gördü, ülkenin üst düzey askeri liderlerinden birçoğu öldürüldü. Cuma günü başlayan ve genişleyerek süren İsrail saldırılarında Moskova’nın Tahran’a yardım edeceğine dair hiçbir işaret yok.
“Rusya, İran söz konusu olduğunda İsrail ve ABD ile çatışma riskini göze almalı, bu nedenle İran’ı kurtarmak açıkça buna değmez” diyen Rusya-İran ilişkileri uzmanı Nikita Smagin “Bu Rusya açısından bir gerçek” sözleriyle Rusya'nın içinde bulunduğu duruma dikkat çekti.
Analistlere göre, Moskova bu tavrıyla soğukkanlı bir siyasi hesap yapıyor. Öncelik, Ukrayna’daki savaş ile Batı yaptırımlarına karşı ayakta kalmasına yardımcı olan Orta Doğu’daki diğer ortaklarıyla iyi ilişkilerini sürdürmek.
Rusya neden sessiz?
Uzmanlara göre Putin, İran’ın nükleer silah sahibi olmasını istemiyor ve aynı zamanda İran’a saldırıları durdurması için nükleer programı konusunda anlaşma yapması çağrısında bulunan Başkan Donald Trump’la ilişkileri geliştirmeye çalışıyor. Ayrıca saldırıların başlamasından bu yana yükselen petrol fiyatları da Moskova’nın işine geliyor.
Putin’in çatışmaya doğrudan askeri olarak müdahil olma ya da İran’ı agresif biçimde silahlandırma olasılığı zayıf. Bu temkinli tutumun ardında, kısmen, Moskova’nın İran’ın güçlenmesinden hoşlanmayacak olan Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan gibi önemli ortaklarını küstürme korkusu yatıyor. Ancak asıl neden, Rus ordusunun zaten Ukrayna’da yoğun bir şekilde meşgul olması.
Bu yüzden Moskova, çatışmaların sonlandırılması için yapılacak müzakerelerde rol oynayabilecek bir konum elde etmeye çalışıyor.
Bu durum, Rusya’nın on yıl önce başka bir bölgesel ortağının tehdit altında olduğu dönemdeki tutumundan farklı. O dönem Kremlin, Suriye’de Beşar Esad rejimini ayakta tutmak için askeri müdahalede bulunmuştu. Ancak bu çaba Aralık ayında Esad’ın iktidarının çökmesiyle başarısızlıkla sonuçlandı. Yarım yıl sonra Moskova, Orta Doğu’daki nüfuzunun daha da zayıflama ihtimaliyle karşı karşıya.
“Şu anda Moskova’nın İran’a askeri teçhizat anlamında ne gönderebileceği asıl soru” diyen Dış İlişkiler Konseyi’nde kıdemli uzman Thomas Graham “Ukrayna’daki savaşın gereksinimleri düşünüldüğünde bu biraz zor” şeklinde konuştu.
Putin, Trump’la yaptığı görüşmelerde İran’la yapılacak müzakerelere yardımcı olabileceğini ifade etti. Bu, kısmen de olsa, Washington’a Rusya ile normalleşmenin Ukrayna konusundaki talepler karşılanmasa bile başka faydaları olabileceğini göstermek için yapılmış olabilir.
Kremlin, saldırılar başladıktan sonra İran ve İsrail liderleriyle görüştüğünü ve bu görüşmelerin içeriği hakkında Trump’a bilgi verdiğini açıkladı.
Son günlerde Rusya Dışişleri Bakanlığı, ABD’nin İran’la nükleer program hakkında müzakerelere devam etmeye hazır olduğunu belirtti ve İran’a müzakere masasına dönmesi çağrısında bulundu. Rusya ayrıca İran’ın yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyumunu alma teklifinde de bulundu.
Kaliforniya’daki James Martin Nükleer Yayılmanın Önlenmesi Çalışmaları Merkezi’nde Avrasya Programı Direktörü Hanna Notte “Rusya, küresel meselelerde – İran’ın nükleer dosyası da dahil – bir muhatap olarak ABD’ye kendini sunmak ve bu ilişkiyi sıfırlamak istiyor. Ama bunu Ukrayna hakkında ciddi bir şekilde konuşmadan yapmaya çalışıyor” ifadelerini kullandı.
Ancak Putin, uzun süredir Moskova’ya güvenmeyen ve Kremlin’in Beyaz Saray’la anlaşma yapıp Tahran’ı yüzüstü bırakabileceğinden korkan İranlıları kızdırma riskiyle de karşı karşıya.
Müzakereler kısa vadede olası görünmüyor
Her şeye rağmen, Kremlin’in kolaylaştırıcı rol teklifine rağmen, müzakerelerin yakın olmadığı düşünülüyor.
İsrail, Pazartesi günü hedeflerini İran devlet yayıncısı ve seçkin Kudüs Gücü’nü de kapsayacak şekilde genişletti. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Pazartesi günü düzenlediği basın toplantısında İran hükümetinin çökme olasılığını dışlamadı.
Rusya uzun süredir İran’la güçlü ilişkiler sürdürüyor ve geçtiğimiz yıl ülkenin en büyük yabancı yatırımcısı oldu. Yıllardır İran’a silah tedarik eden Moskova, Tahran’ın istediği tüm gelişmiş silahları ise vermekten kaçındı.
Putin, İsrail’le de uzun yıllar dostane ilişkiler kurdu ve bu da İran’a sofistike silahlar sağlama konusunda elini zorlaştırdı. Ayrıca İran’ın askeri gücünü artırmasına karşı olan Körfez ülkeleriyle bağlarını derinleştirdi.
İran istedi, Rusya vermedi
“İran, Rusya’dan son birkaç yıldır silah talep ediyor” diyen Smagin sözlerini şöyle sürdürdü: “Uçak istedi, hava savunma sistemleri istedi. Ama Rusya neredeyse hiçbir şey vermedi”
Ve şu an İran, kendini savunmakta zorlanıyor.
Smagin sözlerini şöyle noktaladı:
“Genel olarak bu durum, Rusya’nın Orta Doğu’daki pozisyonunun zayıflamasına yol açıyor. Bu kesin”
© 2025 The New York Times Company
