Christina Goldbaum / New York Times
Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şara, ülkenin kuzeybatısında muhaliflerin kontrolündeki küçük bir bölgede liderlik yaparken ittifakları daha netti: Türkiye destekçisiydi; Esad rejimi ve İran ise başlıca düşmanlarıydı. Diğer ülkelerden gelen siyasi destek memnuniyetle karşılanıyordu ancak hayatta kalmak için mali yardıma ihtiyaç yoktu.
Yönünü bulmaya çalışıyor
Aralık ayında isyancı koalisyonunun Beşar Esad’ı devirmesinden bu yana Şara, daha karmaşık bir jeopolitik ortamda yönünü bulmaya çalışıyor. Bu süreçte dış destek artık sadece memnuniyetle karşılanan değil, aynı zamanda hükümetinin hayatta kalması için hayati önemde bir unsur.
Suriye ekonomisini çöküşten kurtarmak için, geçmişteki cihatçı bağlantılarından dolayı kendisine temkinli yaklaşan ABD ve Batılı yetkilileri yaptırımları kaldırmaya ikna etmesi gerekiyor. Ülkenin yeniden iç savaşa sürüklenmesini önlemek için yeni bir ordu kurmak adına askeri yardıma, kamu hizmetlerini sürdürebilmek ve tamamen çökmeyi engellemek için de dış finansmana ihtiyacı var.
Batı, Avrupa ve Körfez’in zengin monarşilerine sunduğu argüman net: Suriye’nin istikrarı tüm Orta Doğu’yu etkiliyor.
"Suriye’de yaşanacak bir kaos sadece komşu ülkeleri değil, tüm dünyayı etkiler" diyen Şara, başkent Şam’da gerçekleştirdiği geniş kapsamlı röportajda konuştu.
Türkiye ve Rusya ile anlaşmaya çalışıyor
Bir dönem El Kaide’ye bağlı bir grubun üyesi olan Şara, şimdi kendini bir devlet adamı olarak tanıtıyor. Hükümetinin, uzun süredir siyasi destekçisi olan Türkiye ve Esad döneminde rejimi destekleyen Rusya ile anlaşmalar üzerinde çalıştığını belirtti. Her iki ülkeyle gelecekteki olası askeri destek ihtimaline de değindi.
“Türkiye’nin Suriye’de askeri varlığı var, Rusya’nın da öyle. Geçmişte diğer ülkelerle yapılmış anlaşmaları geçersiz kıldık ve yenilerini geliştiriyoruz" diyen Şara, Rusya ve diğer ülkelerden yeni silah tedarikine açık olduğunu ima etti.
Suriye, yaklaşık 14 yıl süren ve milyonlarca mülteciyle sonuçlanan iç savaştan çıkarken, küresel güçler de olası yeni bir istikrarsızlık endişesini paylaşıyor.
Son on yılda, Batılı ve Körfez ülkeleri Esad rejiminin halkına yönelik sert müdahaleleri nedeniyle Suriye ile ilişkilerini kesmişti. İsyancıların aralık ayında Esad’ı devirmesi, ailesinin 50 yılı aşkın süredir süren otoriter yönetimine son vererek daha önce hayal bile edilemeyen bir geçiş sürecini başlattı.
Suriye, şimdi İsrail’in Gazze’deki savaşı, Lübnan’daki İran destekli Hizbullah’a yönelik darbeleri ve Trump yönetiminin bölgeye dair yeni vizyonu nedeniyle yeniden şekillenen Orta Doğu dengelerinde dikkatli adımlarla uluslararası arenaya dönüyor.
Bu vizyonun bir parçası olarak ABD, bu ay Suriye’nin kuzeydoğusundaki askeri varlığını azaltmaya başladı.
'Birçok ülkenin Suriye istikrarına ilgisi var'
Şam’daki beyaz mermerden yapılmış görkemli başkanlık sarayında konuşan Şara, dış destek sağlama çabalarını anlatarak "Rejimin çöküşü ve Suriye’nin içinde bulunduğu yeni devlet yapısı, bölgedeki güvenlik ilişkilerinde tamamen yeni bir sayfa açtı. Bu nedenle birçok ülkenin, ister bölgesel ister Avrupa kökenli olsun, Suriye’nin istikrarına büyük ilgisi var" dedi.
Yeni yönetimi altında şiddet olayları da şimdiden yaşanmış durumda.
Şara şimdi hem güneyde İsrail hem de kuzeyde Türkiye ile farklı çıkarları yönetmek zorunda.
Ne eski hükümet ne de mevcut yönetim İsrail ile resmi ilişkilere sahipti. İsrail, Esad’ın devrilmesinden bu yana Suriye’de yüzlerce hedefi vurduğunu ve amacının "rejime ait askeri varlıkları düşman eline geçirmemeye çalışmak" olarak belirtti.
Şara, geçmişte El Kaide ile olan bağlarına rağmen Batı’yı güvenilir bir ortak olduğuna ikna etmek zorunda. Aynı zamanda, Suriye’de askeri üsleri olan Rusya ile de yeni bir ilişki kurmaya çalışıyor.
“Tüm taraflara bu askeri varlıkların Suriye’nin yasal çerçevesiyle uyumlu olması gerektiğini söyledik" diyen Şara, yeni yapılacak her anlaşmanın “Suriye’nin bağımsızlığını, güvenliğinin istikrarını ve hiçbir ülkenin Suriye toprakları aracılığıyla diğer ülkelere tehdit oluşturmayacağını” güvence altına alması gerektiğini vurguladı.
İç savaş boyunca Rusya, Esad’ı desteklemek için Suriye’ye uçak, savaş gemisi, asker ve askeri danışman göndermiş, bu süreçte binlerce sivil ölmüştü.
Rusya’nın savaş sonrası Suriye’de nasıl bir rol oynayacağı henüz net değil. Ancak Şara, Moskova’nın on yıllardır Suriye ordusunu silahlandırdığını hatırlatarak gelecekte yine bu desteğe ihtiyaç duyabileceklerini belirterek "Şu ana kadar başka ülkelerden Suriye’nin silahlarını ikame edecek bir teklif almadık" dedi.
Esad, aralık başında rejiminin çökmesiyle Rusya’ya kaçmıştı. Ocak ayında ise Suriye yetkilileri, Rusya’nın ülkedeki askeri varlığını sürdürebilmesi için Esad’ın iadesini talep etti. Ancak Şara'ya göre, bu talep Rus yetkililer tarafından reddedildi. Bu, konuyla ilgili yaptığı ilk kamuoyu açıklamasıydı.
Yine de Suriye yönetimi, Kremlin ile müzakerelere açık görünüyor. Şara "Rusya, BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyesi. Suriye’nin silahları tamamen Rus menşeli. Ayrıca uzun yıllardır gıda ve enerji anlaşmalarımız da var. Bu Suriye çıkarlarını dikkate almalıyız" ifadelerini kullandı.
Washington'a çağrı
Röportajın 45 dakikalık süresi boyunca Şara, Washington’a yaptırımları kaldırması yönünde çağrı yaptı. Şara "Yaptırımlar, önceki rejimin halka karşı işlediği suçlara yanıt olarak uygulanmıştı. Eski hükümet artık yokken bu yaptırımların mantıklı bir zemini kalmadı" dedi.
Ülke genelinde hükümet kontrolünü sağlamaya çalışırken, birleşik bir ordu kurmak Şara'nın karşılaştığı başlıca zorluklardan biri. Şara, birkaç ayın Suriye gibi büyük bir ülke için yeterli olmayacağını belirterek "Bu, başlı başına büyük bir zorluk. Bu biraz zaman alacak" dedi.
© 2025 The New York Times Company