23 Aralık 2024, Pazartesi Gazete Oksijen
Haber Giriş: 14.08.2023 11:07 | Son Güncelleme: 14.08.2023 12:01

Suudi Arabistan'da Barbie tartışması

Ataerkilliği eleştiren Barbie'nin, 8 yıl önce sinema salonunun bile olmadığı Suudi Arabistan'da gösterimde olması Orta Doğu'da şaşkınlıkla karşılandı. New York Times film üzerine başlayan tartışmaların dünyanın en erkek egemen ülkelerinden birinde yaşanmasının akıl almaz olduğunu yazdı
Suudi Arabistan'da Barbie tartışması

Vivian Nereim / The New York Times

Muhammed el-Sayed cuma gecesi soluk pembe bir gömlek ve kot tulum giyerek arkadaşıyla birlikte başkent Riyad'daki bir sinema salonunda ataerkil düzene pembe bir başkaldırıyı temsil eden Barbie'yi izledi. Geçtiğimiz hafta sonu Suudi Arabistan için sıra dışı olan buna benzer sahneler yaşandı. Kadınlar Barbie filminin bölgedeki ilk gösterimi için tırnaklarını pembeye boyadı, saçlarına pembe fiyonklar bağladı ve omuzlarına yere kadar uzanan pembe abayalar örttü. Orta Doğu'daki eleştirmenler filmin geleneksel toplumsal cinsiyet normlarını zedelediği gerekçesiyle yasaklanması çağrısında bulunurken, pek çok Suudili bu çağrıları görmezden geldi.

"Filmde kendimizi gördük"

Suuidiler hafta sonu Barbie karakterinin, aniden ölümlülük endişesine kapılarak gerçek dünyada kendini keşfetme arayışıyla Barbie Diyarı'nın anaerkil ütopyasını terk etmesini izlediler. Bir erkek karakter "Ben gücü olmayan bir erkeğim; bu beni kadın yapar mı?" diye sorduğunda güldüler. Bir anne klişeleşmiş kadınlığın katı kuralları hakkında bir monolog sunarken keyifle parmaklarını şıklattılar. Ardından, tüm bunların ne anlama geldiğini düşünmek için karanlık salonlardan çıktılar. 21 yaşındaki al-Sayed filmi Ken'in sözleriyle özetledi: "Mesaj, her ne olursanız olun yeterli olduğunuzdur. Pembe bir tişört giyen arkadaşı 20 yaşındaki Nawaf al-Dossary ise "Filmde kendimizi gördük" dedi.

"Tüm aileler izlemeli"

Al-Sayed; Barbie'nin kimlik ve anlam arayışını izlerken, üniversiteye başladığı ve dünyadaki rolünü sorguladığı sıkıntılı dönemi hatırladığını söyledi. Filmin kadınlar kadar erkekler için de önemli dersler içerdiğine dikkat çekti ve "Annemin filmi görmesi gerektiğini hissettim" dedi. El Dossary gülerek "Ailelerimiz, tüm aileler izlemeli" diye ekledi

Orta Doğu'daki pek çok kişi için akıl almaz bir durum

Bunun dünyanın en erkek egemen ülkelerinden biri olan Suudi Arabistan'da gerçekleşiyor olması, Orta Doğu'daki pek çok kişi için akıl almaz bir durum. Barbie perşembe günü Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn'de gösterime girdiğinde büyük bir ilgiyle karşılandı. Sinemaseverler filme giderken giymek için pembe kıyafetler hazırladılar. Bazı sinemalar günde 15'ten fazla gösterim yaptı.

Yaşananlar şaşırtıcı

Suudilere ait Şark el Avsat gazetesi Suudi sinemalarının sert kısıtlamalardan kaçan Körfez vatandaşları için sığınak haline geldiğini yazdı. Gazete bir zamanlar vatandaşlarının film izlemek için Bahreyn'e gitmek zorunda kaldığı bir ülkede şuanda yaşananların şaşırtıcı olduğuna dikkat çekti.

"8 yıl önce sinema salonu yoktu"

Sekiz yıl önce Suudi Krallığı'nda bırakın ataerkillikle ilgili film göstermeyi, sinema salonu bile yoktu. Kadınların araba kullanması yasaktı. Din polisi sokaklarda dolaşıyor, cinsiyet ayrımını dayatıyor ve kadınlara tepeden tırnağa siyah giyinmeleri için baskı yapıyordu. 37 yaşındaki Veliaht Prens Muhammed bin Selman, iktidara geldiğinden beri bu kısıtlamaların çoğunu ortadan kaldırdı. Diğer yandan ülkedeki siyasi baskıyı arttırdı, muhafazakar din adamlarını, solcu aktivistleri, eleştirel iş adamlarını ve kendi ailesinin üyelerini hapse attı.

Kapsamlı sosyal değişimlere rağmen, Suudi Arabistan ataerkillik üzerine kurulu bir devlet. Yasalara göre krallığın yöneticisi Kraliyet Ailesi'nin erkek bir üyesi olmak zorunda. Ülkede birkaç kadın üst düzey pozisyonlara yükselmiş olsa da Veliaht Prens Muhammed'in kabine üyelerinin ve en yakın danışmanlarının tamamı erkek. Suudi kadınlar işgücüne katılıyor ve uzaya seyahat ediyor olabilirler ancak evlenmek için hala bir erkek vasinin onayına ihtiyaçları var. Eşcinsel ve transseksüel Suudiler ise köklü bir ayrımcılıkla ve bazen de tutuklanmayla karşı karşıya. Barbie'nin Suudi Arabistan'da vizyona geç girecek olması, hükümetin film üzerinde sansür çalışması yaptığı yorumlarına neden oldu. Pek çok Suudi filmin yasaklanacağını ya da en azından ağır bir sansüre uğrayacağını düşündü. Komşu Kuveyt'in geçen hafta filmi yasaklaması da bu beklentileri güçlendirdi.

Lübnan'da Kültür Bakanı filmin yasaklanması istedi

Lübnan Kültür Bakanı Muhammad Al-Murtada, eşcinselliği teşvik ettiğini ve evlilik konusunda şüpheler uyandırdığı gerekçesiyle filmin yasaklanmasını istedi. Hükümetin bu tavsiyeye sonrası ne yapacağı merakla bekleniyor. Fil, gösterilmesine izin veren Arap ülkelerinde bile yoğun eleştirilerle karşılaştı. Bahreynli vaiz Hassan al-Husseini 1 milyon Instagram takipçisiyle paylaştığı videoda filmi "yozlaşmış gündemler" için bir Truva atı olarak nitelendirdi.

"Feminizmin çarpıtılmasından ibaret"

Suudi Arabistan'da da herkes filme sıcak bakmıyor. Barbie'nin ülkesinde yasaklanmasını öneren girişimci Wafa Alrushaid'e göre film feminizmin çarpıtılmasından ibaret. The New York Times'a filmin kadınları aşırı derecede mağdur gösterdiğini ve erkekleri kötülediğini söyleyen Alrushaid "Ben 30 yıldır özgürlük çağrısı yapan liberal bir insanım. Bu gelenek ve göreneklerle değil, insanlık ve akıl değerleriyle ilgili" dedi. Barbie'lerden birini transseksüel bir oyuncunun canlandırmasına da itirazı olduğunu söyleyen 48 yaşındaki Wafa Alrushaid, "Bu film ailelere ve dünya çocuklarına karşı bir komplo" diye konuştu.

"Kültür savaşından zevk alıyorlar"

İki kadın karakterin öpüşmesini gösteren animasyon filmi Lightyear geçen yıl bölgedeki birçok ülkede yasaklandı. Altı Körfez Arap ülkesi de geçen yıl alışılmadık bir bildiri yayınlayarak Netflix'ten "İslami ve toplumsal değer ve ilkeleri" ihlal eden içerikleri kaldırmasını talep etmiş ve yasal işlem başlatmakla tehdit etmişti. Körfez analistlerine göre Kuveyt'te dindar muhafazakârlar son yıllarda seslerini daha fazla duyurmaya başladılar ve birçok Suudinin hükümetin tepkisinden korkarak kamuoyu önünde ifade etmekten çekindiği görüşleri yayınladılar. Kuveyt Üniversitesi'nde tarih profesörü olan Bader Al-Saif, "Barbie filminin yasaklanması Kuveyt'te giderek daha fazla hissedilen daha büyük bir sağa kayma eğilimine uyuyor. Kuveyt'teki İslamcı ve muhafazakar güçler, üstünlüklerini kanıtlamak için bu kültür savaşlarından zevk alıyorlar" dedi.

"Kuveytliler hala şaşkın"

Bazı Kuveytliler filmi Suudi Arabistan'da izleyecekleri için hala şaşkınlar.  Pek çok kişi, Kuveyt ve Lübnan'ın filme karşı çıkmalarına rağmen uzun zamandır diğer pek çok Arap ülkesinden daha fazla ifade özgürlüğü sağlamış olmasındaki ironiye dikkat çekiyor.

"Eşitlikle sona ermesini sevdim"

Riyad'daki sinema salonlarından Barbie'yi izleyen insanlar kendi anlayışlarıyla ayrılıyor gibiydi. 26 yaşındaki Yara Mohammed, Kuveyt'teki yasağı "dram" olarak nitelendirerek filmden keyif aldığını ve çocukların da izlemesinin bir mahsuru olmadığını söyledi. 28 yaşındaki Abrar Saad filmi "Dünya Ken ya da Barbie olmadan yürümez; birbirlerini tamamlamaları gerekir" diyerek özetledi. Ancak Aljohara ve Ghada gibi yanlarında bir yetişkin bulunan ve yaşları nedeniyle sadece ilk isimleriyle anılmak isteyen- genç kızlar için film daha derin bir his uyandırdı. Siyah feracesinin altına pembe bir gömlek giyen 14 yaşındaki Aljohara, "Fikir oldukça gerçekçiydi. Filmin kadın ve erkek arasında bir tür eşitlikle sona ermesini sevdim" dedi. Arkadaşının aksine eşitlik fikrini beğenmediğini belirten 16 yaşındaki Ghada ise "İşitliğin biraz yanlış olduğunu düşünüyorum; bence eşitlik olması daha iyi çünkü erkeklerin yapamadığı ama sizin yapabildiğiniz şeyler var" dedi.

Dikkat çeken sansür uygulanmadı

Suudi Arabistan'da böyle bir film izleyeceklerini hiç düşünüp düşünmedikleri sorulduğunda, her ikisi de gülerek haykırdı: Hayır! Ghada "Birçok sahneyi sansürlemelerini bekliyordum" dedi. Filmde dikkat çeken bir sansür olmadı. Hatta Barbie ve Ken'in cinsel organlarından bahsettikleri bölümlerle transseksüel oyuncunun yer aldığı sahnenin aynen kalması dikkat çekti. Arapça altyazılar ataerkillik kelimesi de dahil olmak üzere aslına sadık kalınarak aktarıldı.

© 2023 The New York Times Company