Alan Rappeport / The New York Times
Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'e gerçekleştirdiği saldırıdan bu yana enerji fiyatları büyük ölçüde sabit kaldı. Ancak ekonomistler ve politika yapıcılar savaşın gidişatını yakından izliyor ve bölgedeki önceki çatışmaları inceleyerek mevcut savaşın şiddetlenmesi ve Orta Doğu'ya yayılması halinde ekonomik yansımaların potansiyel boyutunu belirlemeye çalışıyorlar.
Ukrayna krizinin üzerine bir kriz daha
Dünya Bankası'nın yeni çalışması, böyle bir krizin Rusya'nın Ukrayna'daki savaşının halihazırda neden olduğu enerji piyasası aksaklıklarıyla örtüşebileceğini ve ekonomik sonuçları daha da kötüleştirebileceğini öne sürüyor.
Dünya Bankası'nın baş ekonomisti ve kalkınma ekonomisinden sorumlu kıdemli başkan yardımcısı Indermit Gill rapora eşlik eden açıklamasında, "Orta Doğu'daki son çatışma, emtia piyasalarında 1970'lerden bu yana yaşanan en büyük şok olan Rusya'nın Ukrayna ile savaşının hemen ardından geldi" dedi. Gill ayrıca "Eğer çatışma tırmanırsa, küresel ekonomi on yıllardır ilk kez ikili bir enerji şokuyla karşı karşıya kalacak ve sadece Ukrayna'daki savaştan değil, aynı zamanda Orta Doğu'dan da kaynaklanacaktır" ifadelerini kullandı.
Petrol fiyatları 157 doları görebilir
Dünya Bankası, şu anda varil başına 85 dolar civarında seyreden küresel petrol fiyatlarının bu çeyrekte varil başına ortalama 90 dolar olacağını öngörüyor. Kuruluş, fiyatların önümüzdeki yıl düşeceğini tahmin ediyor olsa da petrol arzındaki aksamalar bu tahminleri büyük ölçüde değiştirebilir.
Petrol fiyatları için üç senaryo
Bankanın en kötü senaryosu, Arap-İsrail savaşı sırasında gerçekleşen 1973 Arap petrol ambargosuna dayanıyor. Bu şiddette bir kesinti günde 8 milyon varil petrolü piyasadan çekebilir ve fiyatları varil başına 157 dolara kadar yükseltebilir.
Daha az şiddetli ancak yine de yıkıcı bir sonuç ise savaşın 2003'te Irak'ta yaşananların ardından olduğu gibi petrol arzının günde 5 milyon varil azalması ve fiyatların yüzde 35'e kadar yükselerek varil başına 121 dolara çıkmasıyla olabilir.
Daha iyimser bir sonuç ise çatışmanın 2011'de Libya'da yaşanan iç savaşa benzemesi, günlük 2 milyon varil petrolün küresel piyasalardan kaybolması ve fiyatların yüzde 13'e varan bir artışla varil başına 102 dolara yükselmesi olabilir.
Petrol yükselirse altını da yanına alır
Dünya Bankası yetkilileri enflasyon ve küresel ekonomi üzerindeki etkilerin çatışmanın süresine ve petrol fiyatlarının ne kadar yüksek kalacağına bağlı olacağı konusunda uyarıda bulundu. Yetkililer, yüksek petrol fiyatlarının devam etmesi halinde bunun gıda, endüstriyel metaller ve altın fiyatlarında artışa yol açacağını belirttiler.
ABD ve Avrupa, Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin ardından küresel petrol fiyatlarının yükselmesini engellemeye çalışıyor. Batılı ülkeler Rusya'nın enerji ihracatına bir fiyat sınırlaması getirerek bir yandan petrol arzının devam etmesini sağlarken diğer yandan Moskova'nın petrol gelirlerini sınırlamayı amaçladı.
ABD petrol arzını artırmak için tetikte
Biden yönetimi petrol fiyatlarındaki baskıyı hafifletmek için Stratejik Petrol Rezervi'ne de başvurdu. Üst düzey bir yönetim yetkilisi geçen hafta New York Times'a yaptığı açıklamada Başkan Joe Biden'ın Meksika Körfezi yakınlarındaki yeraltı tuz mağaralarında depolanan acil durum ham petrol stoku olan ülkenin Stratejik Petrol Rezervi'ni kullanabileceğini söyledi.
Biden yönetimi yetkilileri, savaşın ekonomik etkilerine ilişkin endişelerini kamuoyu önünde küçümseyerek, sonuçları tahmin etmek için henüz çok erken olduğunu söyledi. Hazine Bakanı Janet Yellen geçen hafta Bloomberg News'in bir etkinliğinde petrol fiyatlarının şu ana kadar genel olarak yatay seyrettiğini ve savaşın küresel ekonomik sonuçları olduğuna dair henüz bir işaret görmediğini belirtti.
"Savaş genişlerse ne olabilir?" sorusuna ise Yellen şöyle dedi: "Elbette daha kayda değer sonuçları olabilir"
© 2023 The New York Times Company