Ben Hubbard, David M. Halbfinger / New York Times
Türkiye, Gazze Şeridi’nde sağlanan ilk ateşkesin pekiştirilmesinde kilit aktörlerden biri haline geldi ve güçlü ordusu, deneyimli inşaat firmaları ve Hamas’la olan ilişkilerini kullanarak bölgenin geleceğinde rol oynamayı hedefliyor.
Ancak İsrail buna kesin bir biçimde karşı çıkıyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hamas’ı ateşkesi kabul etmeye ikna eden liderler arasında yer aldı ve böylece Türkiye, anlaşmanın ana garantörlerinden biri konumuna geldi. Ancak savaş boyunca Erdoğan, İsrail’i sert biçimde eleştirerek Hamas’ın yanında durdu. Türkiye, Hamas’ı İsrail ve bazı diğer ülkeler gibi terör örgütü olarak tanımıyor.
Savaşın tırmanmasıyla birlikte Erdoğan, İsrail’le diplomatik ilişkileri ve ticareti kesti. İsrail’in Gazze’deki eylemlerini sık sık “soykırım” olarak nitelendirdi ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu Adolf Hitler’e benzetti.
Bu hafta İsrail’i ziyaret eden ABD Başkan Yardımcısı JD Vance’e, Netanyahu’nun Türk güvenlik personelinin savaş sonrası Gazze’de rol almasına izin verip vermeyeceği soruldu. Netanyahu, “Bu konuda çok güçlü fikirlerim var. Tahmin etmek ister misiniz?” yanıtını verdi.
Vance, ABD’nin İsrail’e “yabancı birlikler” konusunda hiçbir şeyi zorla dayatmayacağını söyledi ancak Türkiye’nin “yapıcı bir rol” oynayabileceğini belirtti.
Türkiye’nin masaya getirebileceği unsurlar
Bu ay Erdoğan, Türkiye’nin ateşkes anlaşmasının “kelimesi kelimesine uygulanmasını titizlikle izleyeceğini” ve sahadaki denetim ile yeniden inşa çalışmalarına katılacağını açıkladı.
Erdoğan “Gazze’yi yeniden ayağa kaldırmak için uluslararası toplumla birlikte yeniden yapılanma faaliyetlerini destekleyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da geçen hafta, Türk yetkililerin ilk ateşkesi izlemeye yardımcı olduklarını söyledi. Fidan, Türkiye’nin Gazze için önerilen uluslararası istikrar gücüne katılıp katılmayacağına ancak bu gücün yapısı ve angajman kuralları netleşince karar verileceğini belirtti.
Perşembe günü Milli Savunma Bakanlığı sözcüsü, bakanlığın “önceki barış misyonlarındaki deneyimiyle barışı koruma konusunda katkı sağlamaya hazır olduğunu” söyledi. Sözcüye göre istikrar gücünün görevleri arasında insani yardım dağıtımı, güvenlik devriyeleri, sınır gözetimi ve sivil altyapının korunması gibi unsurlar yer alabilir.
İsrail neden türkiye’nin rolüne karşı çıkıyor?
İsrail, Türkiye’nin Gazze’deki niyetlerine uzun süredir duyduğu güvensizlik nedeniyle bu fikre karşı çıkıyor. İsrailli yetkililer, Türkiye’nin amacının Hamas’ı ortadan kaldırmak yerine onun Gazze’de varlığını sürdürmesine yardım etmek olduğundan endişe ediyor.
Netanyahu hükümetinde bakan olan Amichai Chikli, “Eğer barış istiyorsanız, eğer Hamas’ın yok olmasını istiyorsanız, o zaman Türkiye Gazze’de rol alamaz. Türkiye Hamas’ı destekliyor, bu çok basit bir denklem” şeklinde konuştu.
Yine de Türkiye’nin Hamas’la olan ilişkisi, Erdoğan hükümetinin ateşkes için baskı yapabilmesini mümkün kıldı. İstanbul merkezli düşünce kuruluşu EDAM’ın direktörü Sinan Ülgen, “Türkiye’nin o masada oturabilmesinin nedeni İsrail’le değil, Hamas’la olan ilişkisidir” dedi.
İsrail, Türkiye’nin Gazze’ye yönelik insani yardım faaliyetlerine de kuşkuyla yaklaşıyor. 2010’da bağımsız bir Türk yardım kuruluşu, Hamas’ın iktidara gelmesinin ardından 2007’den bu yana İsrail ablukası altındaki Gazze’ye yardım götüren bir filo organize etmişti. İsrail komandolarının Mavi Marmara gemisine düzenlediği baskında dokuz aktivist öldürülmüş, bu olay uluslararası kınamalara neden olmuştu. İsrail, filodaki aktivistleri Hamas’a destek vermekle suçlamıştı.
Bu hafta İsrail’i ziyaret eden ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Gazze’deki uluslararası istikrar gücünün “İsrail’in kendini rahat hissettiği ülkelerden” oluşması gerektiğini söyledi.
Tel Aviv’deki Ulusal Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü’nden İsrail-Türkiye ilişkileri uzmanı Gallia Lindenstrauss, Türk askerlerinin İsrail askerleriyle yakın temas halinde olmasının riskli olabileceğini söyledi ve “Ya kazara bir çatışma yaşanırsa ne olur?” sorusunu yöneltti.
Lindenstrauss, İsrail’in Türkiye’nin rolüne dair kuşkularını şöyle özetledi: “İsrail, Türkiye’nin amacı ateşkesi olduğu gibi uygulamak mı, yoksa sahadaki durumu kendi istediği şekilde etkilemek ve İsrail üzerinde daha fazla baskı kurmak mı, bundan emin değil”
Türkiye’nin Gazze’deki hedefi ne?
Analistlere göre, Türkiye’nin savaş sonrası Gazze’de rol arayışının hem iç politikada hem de dış politikada kökleri var.
“Türk kamuoyunda, Türkiye’nin Gazze’nin istikrarında ve nihayetinde yeniden inşasında rol almasına geniş bir destek var” diyen Sinan Ülgen şöyle devam etti: “Bu durum, Erdoğan’ın uluslararası düzeyde etkili bir lider imajını sürdürmesine de olanak tanıyor; bu da iç politikada ona puan kazandırıyor”
İstanbul Beykoz Üniversitesi’nden uluslararası ilişkiler profesörü Ahmet Kasım Han ise, Türkiye’nin Gazze’nin yeniden inşasında inşaat şirketlerine rol sağlamak istediğini, ancak bu projelerin finansmanını başka ülkelerin üstlenmesi gerektiğini belirtiyor.
Han’a göre Erdoğan yönetimi, Hamas’ın da Gazze’nin geleceğinde siyasi bir rol oynamasını istiyor.
“Türkiye, Hamas’ın varlığını sürdürmesini istiyor ve bunun tek yolunun Hamas’ın silah bırakması olduğunun farkında” diyen Han, “Hamas’ın Türkiye’nin bu çağrısına uyacağına pek inanmıyorum. Ne Türkiye ne de başka bir ülke Hamas’ı buna zorlayabilir” ifadelerini kullandı.
© 2025 The New York Times Company